Işıl Kasapoğlu “Barda”yı Anlattı: Tüm Toplumu Esir Alan Şiddet Sarmalını Sanatla Anlatmaya Uğraşıyoruz

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Ezgi Sivrikaya’nın Gazete Duvar‘da yayımlanan ve “Barda” oyununun kadrosuyla yaptığı söyleşinin bir kısmını okurlarımızla paylaşıyoruz.]

2007 yılında Serdar Akar imzasıyla beyaz perdede izleyiciyle buluşan “Barda”, bu kez tiyatro sahnesinde izleyiciyle buluşuyor. Işıl Kasapoğlu’nun yönetmenliğinde sahneye uyarlanan oyunda başrolde Tardu Flordun ve Deniz Çakır yer alıyor.

Serhat Yiğit’in yazıp oyunlaştırdığı ‘Barda’, “Biz Size Ne Yaptık?” sorusuyla izleyiciyi derin bir ikileme sürüklemeyi ve gerilim dolu hikayesiyle izleyenlere deneyim sunmayı hedefleyerek; şiddetin bireysel mi, yoksa toplumsal bir sorun mu olduğunu sorguluyor.

“Barda”nın oyuncu kadrosunda Tardu Flordun ve Deniz Çakır’ın yanı sıra, Barış Özkan, Onur Olgun, Mehmet Konu, Hivda Zizan Alp, Egehan Kars, Mete Toygar Durak, Meriç Taner Kadıoğlu, Derya Kahya, Seda Soysal ve Toygun Elaldı gibi isimler yer alıyor.

Yönetmen Işıl Kasapoğlu, yönetmen yardımcısı Nilüfer Alptekin Noyan ve oyuncularla “Barda”yı konuştuk.

“Barda” gibi şiddet temalı, çarpıcı bir hikayeyi tiyatro sahnesine taşımaya nasıl karar verdiniz? Oyunun sahnelenme sürecinde sizi en çok zorlayan veya en çok heyecanlandıran anlar neler oldu?

Işıl Kasapoğlu: Çok uzun yıllar, belki 40 yıldan fazladır nedensiz ya da bedava şiddet konusunu oyunlarımın bir yerinde mutlaka işliyordum, aynı zamanda hep aklımda olan bir konuydu. Fransızca’da bedava şiddet “Violance Gratuite” diye geçer ve bu şiddet hepimizin içinde var. Aldığımız eğitim, bulunduğumuz sosyal statü fark etmez. Bir küçük sebep, bu şiddetin ortaya çıkması için yeterli olabilir. Ama neden bu şiddet ortaya çıkar ya da her insanın içindeki şiddetin çıkmasını nasıl engelleriz, bunu sorgulamamız önemli. ‘Barda’ oyunu bana geldiğinde, geçmiş yıllarda anlatmak istediğim, bu bedava şiddet konusundaki fikirlerimden parçalar olduğunu gördüm metinde.

Tüm dünya ve tabii Türkiye farklı bir dönemden geçiyoruz. Artık herkes içindeki şiddet duygusunu tutmak için başka bir çaba sarf etme ihtiyacı içinde. ‘Barda’ filmini tiyatro oyununa dönüştürürken de, yarattığım bu dünyada anlatmak istediğim hikaye, bir nevi Yin-Yang. Yani iyi ve kötünün her birimizin içinde olduğunu anlatmak. Oyunda bir hikayeyi anlatırken, ki ‘Barda’da anlatmak istediğim bir dünya var, burada oyuna gelen izleyicinin, oyun sonrasında farklı ayrılmasını isterim. Soru sorarak, bu oyunu bir nevi bir uyarı gibi almasını isterim. Çünkü şiddet öyle bir şey ki, bu insanlar kötü yetişti kötü oldular diye bir şey söz konusu değil.

Nilüfer Alptekin Noyan: Tiyatro doğası gereği, izleyiciye soru sorar, bazen de izleyicinin yüzüne yüzüne en ters köşe yanıtları verir. İnsanın kendini bu dünyada var edememesi, aslında anlamdıramaması, şiddete başvurmasının nedenlerinden biri. Ancak asıl soru, bu insanın, “kendini gerçekleştirememesi” veya var edememesinin kaynağı, bireyin kendisi mi yoksa içinde bulunduğu toplum mu? Oyunda da bu konuyu sorguluyoruz. Daha da önemlisi, izleyicilerin bu soruyu sormalarına çalışıyoruz, bu soruyu sormalarını istiyoruz.

‘Barda’ oyunu, insana, topluma ve hatta “insanın doğasına” bakan bir oyun. Kimin ne olduğunu bilmediğimiz bir zamanda, çağda yaşıyoruz. Biz, siz, onlar, insanı ötekileştirme, sosyal statü gibi meselelerin artık ucu kaçtı. Ortak bilincimizi sorgulamamızın zamanı geldi. Travmalarımız, ailelerimiz ve sonra birey olarak kendimiz aslında davranış şeklimizi belirliyor. Bu oyunda da bu şekillenme halini çok net bir şekilde anlatıyoruz.

Oyunda soruyoruz, kötüyü seçmek kolay tamam, ama insan neden kötüyü seçer? Kim ona bu kolaylığı sağlar? Artık birilerini suçlama faslını geçtik, insanın dönüp kendine ve yaşadığı çevreye bakması gerekiyor. Bu bilinci yaratmamız gerekiyor. Tam da bu yüzden, “BİZ SİZE NE YAPTIK?” diye soruyoruz. Bu soruyu herkes, toplumun her kesimi hem kendine hem etrafına hem de yönetenlere sorsun.

Devamı için tıklayınız.

Paylaş.

Yanıtla