Fragmanlarının ekrana gelmeye başladığı 11 Aralık’tan 6 Ocak’a kadar 74.911 şikâyete konu olan “Muhteşem Yüzyıl” dizisi, RTÜK’ün dünkü toplantısının gündemindeydi. Beklenen oldu. Üst Kurul, diziye, tarihe mal olmuş bir şahsiyetin mahremiyeti konusunda gerekli hassasiyet gösterilmediği gerekçesiyle uyarı cezası vermeye karar verdi.
Daha fragmanları yayınlanmaya başladığında Kanuni Sultan Süleyman’ı içki ve şehvet düşkünü olarak göstereceği iddiasıyla protesto edilmeye başlanan “Muhteşem Yüzyıl” dizisi dün de RTÜK’ün haftalık toplantısının gündemindeydi. Milliyet gazetesinde yayımlanan haber şöyle:
RTÜK, fragmanlarının ekrana gelmeye başladığı 11 Aralık’tan itibaren 6 Ocak’a kadar hakkında 74 bin 911 şikâyet yapılan “Muhteşem Yüzyıl”a tarihe mal olmuş bir şahsiyetin mahremiyeti konusunda gerekli hassasiyet gösterilmediği gerekçesiyle uyarı cezası vermeye karar verdi. RTÜK açıklamasında, “Yapılan değerlendirmeler sonucunda, söz konusu dizi filmde 3984 Sayılı Yasanın 4. Maddesinin ‘yayınların toplumun milli ve manevi değerlerine aykırı olmaması’na ilişkin (e) bendinin, tarihe mal olmuş bir şahsiyetin mahremiyeti konusunda gerekli hassasiyet gösterilmemek suretiyle ihlal edilmiş olduğuna ve ilgili yayın kuruluşunun 3984 Sayılı Yasanın 33. Maddesi gereğince uyarılmasına karar verilmiştir” cümlelerine yer verildi.
‘Yayından kaldırılsın talebi’
Bu talebe uyulmaması veya aykırılığın tekrarı halinde ihlale konu olan programın yayınının, 1- 12 kez arasında durdurulacağı ifade edilen açıklamada, programla ilgili olarak gelen şikâyetlerde genel olarak programın yayından kaldırılmasının talep edildiği belirtildi. Ancak RTÜK’ün programlara yayınlanmadan önce müdahale etme veya programları yayından kaldırma yetkisi bulunmadığı vurgulandı.
Show TV Genel Müdürü Saner Ayar ise Milliyet’e şunları söyledi: “Maksadığını aşan protestolar ve sektöre yönelik tehditler nedeniyle bir sağduyu açıklaması beklerken RTÜK’ün bize ceza gönderme kararı karşısında çok şaşırdık ve üzüldük. Cezayı tartışmıyorum, çünkü tebligat bize ulaştığında yasal hakkımızı kullanacağız. Cezanın haklı mı, haksız mı olacağına mahkeme karar verecek. Ancak karşı oy kullandığını açıklayan üye Hülya Alp hariç RTÜK’ün bu cezayla böylesine önemli bir toplumsal konuyu geçiştirme çabasını doğru bulmadığımı belirtmek istiyorum.”
‘23.00’ten sonra yayınlansın’
NTV’ye göre RTÜK toplantısında bazı üyeler dizinin saat 23.00’ten sonra yayınlanmasını önerdi. Aralıkta dizinin fragmanlarının gösterilmeye başlanmasıyla gelen şikayetler üzerine, Üst Kurul’da değerlendirilmiş olması da bir ilk olarak nitelendi. Üst Kurul’un bugüne kadar dizi gösterime girmeden herhangi bir değerlendirme yapmadığı belirtildi.
Hülya Alp: Âşık olmak üzere bir kişilik
RTÜK üyesi Hülya Alp, “Muhteşem Yüzyıl” dizisinin ilk bölümünde müeyyide uygulanmasını gerektirecek hiçbir husus olmadığını düşündüğü için karşı yönde oy kullandığını açıkladı. Alp, Türk tarihine ve Türk dramalarına yapılabilecek en büyük kötülüğün, onları Türkiye’de ve dünyada izlenemeyecek ve hatta hiçbir zaman önerilemeyecek bir konumda bırakmak olduğunu savundu.
Dramaların “görüntülü tarih dersi” olarak algılanmalarına da gerek bulunmadığını belirten Alp, dizideki Kanuni algısıyla ilgili de şöyle konuştu:
“Dizideki Kanuni haksızlıklara, azınlık gruplarına karşı gösterilen ayrımcı ve adaletsiz tutuma izin vermeyen, verdiği cezaların infazında dahi duygusallaşacak kadar duygu yüklü, kuyumculuk, taş işlemeciliği gibi işlerle rahatlayacak bir sanatçı, döneminin baskıcı geleneklerine rağmen din değiştirmiş bir yeteneği çok yakınında çalıştıracak kadar demokrat ve ’harem’ gerçekliğinin içinde ’şehvet düşkünü’ değil, ‘âşık olmak üzere’ bir kişilik.”
Ekibe tehdit yağıyor
Daha ekrana gelmeden tartışılan ve protesto edilen “Muhteşem Yüzyıl” dizisi ekibinin tehditlere maruz kaldığı ortaya çıktı. Dizinin senaristi Meral Okay’a ve yapım şirketi Tim’s Productions’a ölüm tehditlerine kadar varan haraket dolu e – postalar yollandığı ve telefonlar açıldığı öğrenildi. Dizinin bir yıldır senaryosu üzerine çalışan ve tepkiler üzerine “Bu bir belgesel değil, dizi…” diyen senarist Meral Okay’ın aldığı tehditler nedeniyle moralinin çok bozuk olduğu ve tepkilerin normalleşmesini beklediği belirtildi. Dizi ekibi tehditler devam ederse gerekli güvenlik önlemlerini almayı hatta koruma talebinde bulunmayı bile düşünüyor.
KILIÇDAROĞLU: BU BELGESEL DEĞİL, DİZİ
CHP lideri Kılıçdaroğlu, NTV’ye yaptığı açıklamad RTÜK’ün kararını ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın dizinin kaldırılması önerisini eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Bu bir dizi, belgesel değil, aradaki fark bilmeyenlerin verdikleri bir ceza. Bir siyasetçi bir diziyle, bir başbakan heykelle niye uğraşır? Bunların hangi yetenekleri var, bunlar senaryo mu yazdılar, film mi çektiler bugüne kadar. Eleştiri ve hoşgörü kültürlerini demokrasiye sağlıklı bir şekilde kazandırmazsak, bu tür ucubeler çıkar ortaya. Napolyon’un yüzlerce filmi, dizisi çekildi kimse yasaklayacağım demedi.”
İZLENİM
2. BÖLÜMDE MAKAS MI?
İlk bölümünde Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ı ya da nam-ı diğer Muhteşem Süleyman’ı içki ve şehvet düşkünü olarak gösterdiği iddiasıyla protesto edilen ‘Muhteşem Yüzyıl’ın merakla beklenen 2. bölümü dün gece ekranlara geldi. Üstelik RTÜK’ün de “milli ve manevi değerlere” aykırılık saptayarak uyardığı dizinin ilk bölümü Kanuni’yi geleceğin “Hürrem Sultanı” Alexandra’yı odasında yaka bağır açık, gözleri kapıya dikili bir halde bırakmıştı.
İlk bölümün geniş bir özeti (bu kez açık saçık sahnelerden özellikle imtina edilmiş ve Kanuni’nin içtiğinin ‘şerbet’ olduğu da vurgulanmıştı) ardından saatler 21.00’i biraz geçerken o an geldi. Ama korkulan olmadı. Muhteşem Süleyman bir Osmanlı Padişahı’na yakışır bir şekilde davrandı. Aleksandra ile dizideki deyimle “halvet” olmadı.
İleriye gidemedi
Çünkü kapıdan giren kişi ona bir oğlan çocuğu vermiş olan Haseki Mahidevran kadındı. Bu sırada müstakbel “Hürrem” padişahın odasına giden en kısa yoldan, Altınyol’dan koridorun başında belirdi ama daha fazla ileriye gidemedi, dönmek zorunda bırakıldı. Büyük padişah ise başbaşa kaldığı Mahidevran hanımı, yine milli manevi değerlere herhangi bir ‘obstrüksiyon’ olmadan kalbi kırık bir halde olsa da geri gönderdi.
Sadece bir öpücük
Milli değerleri biraz zayıf olanlar, ilk bölümdeki haremli, hamamlı, öpüşmeli, erotik danslı sahneleri boş yere beklediler. Muhteşem Süleyman’ın dünya ve diplomasi meseleleriyle uğraştı durdu. Aleksandra’nın ‘Sülüman’ı (-ki RTÜK ne düşünür bilinmez, bu hitap tarzı da değerlerimizi biraz sarsacak gibi duruyor) onu sadece dudağının kenarından belli belirsiz bir öptü.
Harem ahalisinin deyimiyle halvet olduğu , iki gün iki gece boyunca, odasına kapandığı ilerde gözünün başkasını görmediği “tek eşi” olacak bu kadını daha sonra da bir kaç saniyeliğine amors çekim planından öptü. Yani Hürrem’i ensesinden gördük. Halvet hali dizide iki gün iki gece, reel saatle ise 10 saniye Osmanlı’ya yakışır şekilde sürdü. Hem de Kanuni’nin ne Suriye’de isyan, ne Şarlken umrunda değilken. Padişahın çocukluk arkadaşı, en yakını ilerdeki her şeyi Hasodabaşısı İbrahim ise balkonda gece boyunca keman çalıyordu. Aleksandra sadece sabah yanyana uyandıklarında “çok güzeldi” dedi. Ama beğendiği İbrahim’in çaldığı kemanın sesiydi. Belli ki, dizi yapımcıları bütün bu olaylar üzerine hızlı bir makaslamaya girişmişler, kırpılmış sahnelerle kuşa dönen diziyi 3. bölümden çaldıklarıyla kapatmışlardı. Bunu da şuradan anlıyoruz:
Padişah kumar oynar mı?
Zindana düşen ve artık kendi adını alan Hürrem, padişahın emriyle çıkıyor, sorumlular çok fena oluyor. Yani olaylar bir anda büyük bir hızla gelişiyor. Hatta Matrakçı Nasuh dahi bir anda hayatımıza giriveriyor. Ünlü minyatürcü ve nakkaş Padişahla bir tür “eskrim” sayılabilecek ‘matrak’ oynuyor. Ama burada da gözden kaçan bir nokta vardı. Padişah ile bu oyunu “parasına” oynadı. Neyse ki kaybetti.
Dizi RTÜK korkusundan bir saat boyunca bize ‘intelijensiyanın’ yaşadığı Cihangir semtinin adının da Hürrem’in oğlu şehzade Cihangir’den geldiğini anlatabilirdi.