Mehmet K. Özel
Performansın özü sizce nedir?
Bize göre performansın gerçek özü, yoğun ve derin bir deneyim yaratan dolaysızlığında yatıyor. Performans genellikle geçici, yalnızca icra edildiği anda var ve bu geçicilik, onu benzersiz ve tekrarlanamaz kılarak sanatsal niteliğine değer katıyor. Performans, ifadenin samimiyeti yoluyla seyircide duygular uyandırmayı, hem sanatçı hem de seyirci için yansımayı, anlayışı ve değişimi teşvik etmeyi amaçlıyor. Tüm bunların, şüphesiz, bir performansın atan kalbi olduğunu düşünüyoruz.
Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyor musunuz? Nasıl?
Sanatın, yaratıcılara veya sanatı deneyimleyenlere rahatlık, ilham ve amaç duygusu sağlayarak, insanların hayatları üzerinde derin bir etkisi olabileceğine inanıyoruz. Bireylerin travmaların üstesinden gelmesine ve yaşamda yeni bakış açıları keşfetmesine yardımcı olan bu süreç sayesinde kişisel ve kolektif dönüşüm gerçekleşebilir. Sanat, kültür ve tarihin korunmasında temel bir rol oynayarak kültürlerarası diyaloğu teşvik ve çeşitli alanlarda yaratıcı yenilikleri teşvik edebilir. Özetle sanat, ilham verme, farkındalık yaratma, düşünmeyi ve de hem bireysel hem de kolektif düzeyde değişimi teşvik etme yeteneği aracılığıyla dönüştürücü gücünü sürekli olarak göstermekte. Ancak dönüşümün etkililiği, sanatın doğasına, bağlamına ve seyircinin mesajı alma becerisine bağlı.
Bir iş üretirken hangi kaynaklardan beslenir, nelerden ilham alırsınız? Rüyalarınızın işlerinizde etkisi olur mu?
Genellikle basit olan her şey, günlük bir jest, doğal unsurlar, yaratıcı süreç boyunca bize ilham verebiliyorlar. Çoğu zaman ilham diğer unsurlardan önce müzikten geliyor; diğer zamanlarda ise bir imge veya bir metin ya da daha yaygın olarak kişisel bir deneyim, başlangıç için bir kıvılcımı ateşleyebiliyor. Bu aynı zamanda işin ne gerektirdiği ve başlangıç fikrine de bağlı oluyor. Her şey bir hayalle, bir fikirle, küçük bir girdiyle başlıyor; yolculuk buradan başlayıp devam ediyor. Yani aslında projenin temel bir kısmı yüksek sesle hayal kurmak.
Eğer zaten halihazırda bir adı yoksa, üzerinde çalışmakta olduğunuz yapıta adını vermeye ne zaman karar verirsiniz?
Başlık çoğu zaman işin sonunda, her şey şekillenmeye başladığında beliriyor ve bu aşamada biz de yeni yaratımımıza vereceğimiz adı bulmaya odaklanıyoruz. Bu, eseri gerçekten tanımlamak veya seyirciye bir öneride bulunmak için çok önemli bir adım. Yine de bazen, fikrin bizi nereye götüreceğini ve ne önereceğini görmek için başlığın kendisiyle başlamayı seçtiğimizi itiraf etmeliyiz.
Sanatınızı etkilediğini düşündüğünüz biri veya bir sanatçı var mı, varsa kim?
Elbette sanatsal yolculuğumuz sırasında karşılaştığımız her öğretmen, sanatçı ve koreograf mevcut sanatsal kimliğimizin yavaş yavaş şekillenmesinde önemli rol oynadı. Daha spesifik olarak, çalışmalarımızın içine katmayı ilginç bulduğumuz farklı kişisel ilhamlarımız var. Etkileyici ve merak uyandırıcı olduğunu düşündüğümüz iki güçlü kimliği düşünecek olursak, bunlar şüphesiz Crystal Pite ve Ohad Naharin olurdu. Üslup açısından birbirlerine uzak olmalarına rağmen, ifadesel iletişim ve koreografik kompozisyona duyduğumuz ilgi ile yakından ilişkili unsur ve özelliklerle birbirlerine bağlandıklarına inanıyoruz. Bu kesinlikle, bir bakıma, vizyonumuza rehberlik eden incelikli bir ilham.
[Söyleşinin devamına buradan ulaşabilirsiniz.]