AKP’li Yıllarda Tiyatronun Durumu: Otosansür, Yasak, Baskı

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Ramis SAĞLAM

İzmir Şehir Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten, Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semih Çelenk ve Tiyatro Sanatçısı Hatice Altan AKP’li yıllarda tiyatronun durumunu anlattı.

AKP 21 yıllık iktidarları boyunca, sanatçıları hedef gösterdi, her türlü saldırı doğal bir hak olarak gördü. Sansür, yasaklar ve baskılarla toplumu kültür sanat faaliyetlerinden uzak tutmaya çalıştı. Bu dönemde devlete bağlı tiyatrolarda repertuvardan sanat yönetmenlerinin görev değişikliğine kadar özellikle kendi siyasi düşüncesine yakın olmayan sanatçıların toplumla buluşmasını engelledi.

AKP’nin 21 yıllık iktidarında özellikle tiyatro alanında yaptıklarını İzmir Şehir Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semih Çelenk ve Tiyatro Sanatçısı/Yönetmen Hatice Altan ile konuştuk.

Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semih Çelenk, “Öncelikle yarattıkları ve yönetemedikleri ekonomik kriz tiyatronun belini kıran en önemli faktör oldu. En büyük ödenekli tiyatromuz Devlet Tiyatrolarının üzerinde giderek gönüllü bir otosansüre dönüştüğünü gördük. UNESCO’nun Dünya Tiyatro Günü bildirilerinin bile okunmadığı bir kurum haline gelen, gerici ve hayatla ilişkilenmeyen bir repertuvara kapaklanan Devlet Tiyatroları seyirci için çekiciliğini de kaybetti” dedi.

‘TİYATRO HALKIN MÜTEVAZI KAHRAMANIDIR’

İstanbul Şehir Tiyatrolarının iktidar partisi altındaki yönetimde dahi sansüre direnme emareleri gösterdiğini ifade eden Çelenk, “Yerel yönetimde iktidar değişikliği ile daha özgür bir repertuvara kavuştu. Tiyatro sanatı insana, topluma, iyiliğe ve dünyaya olan inancını yitiren insanın bu inancını güçlendiren bir sanattır. Kendimizi birçok insanın yerine koymayı, bilinçli bir hoşgörüyü, aydınlanmayı, yüzleşmeyi, içine bakmayı eğlenceli bir biçimde öğretir. Ancak bu süreçte tiyatro ne yazık ki arzu edilen bir biçimde bu kahramanlık, öncülük görevini yerine getiremedi. Krizle, pandemiyle güçsüzleşen tiyatro bu süreçte hikayelerinin peşine düşemedi. Tiyatronun ışığı soluklaştı, karartıldı. Olası iktidar değişikliği ile umarım ki tiyatro yapanlar için hikayeler yaratmak ve hikayelerini paylaşmak için yeni bir motivasyon ortamı oluşur. Çoraklaşan tiyatro hayatımızı yeşertmek, gettolaştırılan alanlarımızı yeniden genişletmek için müziğe de tiyatroya da sinemaya da plastik sanatlara da çok ihtiyacımız olacak” diye konuştu.(Haberin devamı için tıklayınız…)

Paylaş.

Yanıtla