Minicik Bir Gece Parçasının Üzerinde…

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Bahar Çuhadar

Kıpır kıpır, neşeli, hepimize iyi gelecek bir oyun… Nilüfer Kent Tiyatrosu yapımı ‘Aşkın En Kısa Gecesi’, Helena ile Bob’ın eğlenceli kesişmesi aracılığıyla bize hayatın anlamı ve aşk üzerine keyifle düşüneceğimiz bir mola vaat ediyor.

AŞKIN EN KISA GECESİ (BEŞ ÜZERİNDEN DÖRT YILDIZ)
NİLÜFER KENT TİYATROSU
Yazan: David Greig, Gordon McIntyre
Yöneten: Murat Daltaban
Oyuncular: Özlem Zeynep Dinsel, Mert Tiryaki, Taha Tegin Özdemir, Mehmet Yıldırım
Ne zaman, nerede: 28, 29, 30 Aralık saat 20.30’da Bursa-Nilüfer, Nâzım Hikmet Kültür Evi’nde.
Bilet fiyatı: 30 ve 20 lira
Süre: 85 dakika

Minicik bir gece parçasının üzerinde...

Helena ve Bob ile tanışın: İkisi de 35’inde, ikisi de yalnız. Edinburgh’da yağmurlu bir gecede, bir barda, öylesine bir tanışmayla başlıyor, o hafta sonuna yayılacak hikâyeleri. Yağmurun ve başlarından geçen biraz sıradan, çokça sıra dışı maceraların hiç kesilmeyeceği bir hafta sonunu dinleyeceğiz onlardan. Başarılı ve yalnız boşanma avukatı Helena ile boşanmış, yaşamını yasa dışı işlerle idame eden, bir ‘tutunamayan’ olan Bob’ın ‘yılın en kısa gecesinde’ tanışıp; hiç ummazlarken aşka düşüşlerine tanık olacağız.

Türkiyeli seyircinin -en çok da DOT oyunlarından- tanıdığı İskoç yazar David Greig ile Gordon McIntyre’ın metni, Nilüfer Kent Tiyatrosu yapımı olarak, Murat Daltaban rejisiyle sahnede. Helena ile Bob’ı Mert Tiryaki ile Özlem Zeynep Dinsel sırtlanıyor ki iki başarılı oyuncunun arasındaki uyum oyunun ilk dakikaları itibariyle kendisini cayır cayır hissettiriyor.

2014’te DOT yapımı olarak Serkan Salihoğlu rejisiyle, Tuğrul Tülek ve Gizem Erdem’in yorumuyla ‘İki Kişilik Yaz’ adıyla sahnelenmişti, orijinal adı ‘Midsummer’ olan bu hayat dolu oyun. Bu versiyonunu kaçırmıştım. ‘Aşkın En Kısa Gecesi’ adıyla gördüğüm yeni yorumsa (çeviri Çiğdem Kaplangı’ya ait) bir an bile düşmeyen enerjisiyle, Greig’in metinlerinden aşina olduğumuz İskoç mizahıyla, 35’indeki iki insan üzerinden günümüz bireyinin rutin yaşamına attığı bakışla, Tan Temel’in koreografisi eşliğinde rolden role dönüşen çok iyi iki oyuncu ve Taha Tegin Özdemir’in gitarının eşlik ettiği şarkılarla insanın kalbini ısıtan bir oyun olmuş. Kıpır kıpır, çok eğlenceli ve iyi hissettiren bir iş.

Kent çizimleri önünde akan oyunun merkezinde, rolüne bar olarak başlayıp farklı mekânlara ev sahipliği yapan hareketli dekor yer alıyor. Tasarımıyla, oyunun neşesini yansıtan bir carousel/atlıkarınca hissi de yaratıyor dekor. Anlatıya destek olan birkaç aksesuardan (şarap kovası, fötr şapka vs.) ve dekorun hareketlerinden sorumlu Mehmet Yıldırım ve gitarıyla şarkıları ayağa kaldıran Taha Tegin Özdemir de oyunla pürüzsüz bir uyum içinde. Dinsel’le Tiryaki’yse hem birbirleriyle olan ilişkilerinde, hem iç dünyalarına döndüklerinde hem de olay akışındaki yan karakterleri canlandırdıkları kısımlarda nefis geçiş anları yaratıyorlar sahnede.

Bir döngüyü takip edercesine akıyor reji, Dinsel’le Tiryaki’nin anlatıcı oyuncu olarak başarıları bir yana, seks sahnesindeki pilates çemberi ve dambıl kullanımını gibi yaratıcı fikirler de oyunu yüksekte tutuyor. Helena’yla Bob’ın kısa bir zaman dilimindeki yolculuğu hepimize iyi
gelecek türde. Âşık olma isteği uyandırması da cabası…

Hürriyet

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Bahar Çuhadar

Yanıtla