Pandemi, Ekonomik Kriz ve Yasakların Yazı

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Zorlu bir sezonu geride bıraktık. İki yılı aşkın süredir gösteri sanatları alanını sekteye uğratan pandeminin açtığı yaralar henüz sarılamamışken, bu kez de yaşadığımız ekonomik kriz sahne sanatları sektörüne ciddi bir darbe vurdu. TÜİK’in 2021 yılı için açıkladığı rakamlar (tiyatro salon sayısının %44, seyirci sayısının %84 oranında azalması) durumun vahametini gösterirken, 2022 bahar aylarından itibaren ekonomik krizin seyirci kitlesi üzerindeki etkisi daha belirgin bir şekilde görünür hale geldi. Bir yandan oyun prodüksiyonu ve sergileme maliyetlerinin astronomik artış göstermesi, öte yandan kriz içinde yaşayan seyirci kitlesinin durumu göz önüne alındığında bilet fiyatlarında aynı oranda artış yapılamaması tiyatro dünyasını giderek daha zor duruma sokan bir cendere halini aldı. Bu ahval karşısında ne merkezi yönetimin (Kültür Bakanlığı’nın) ne de yerel yönetimlerin bu krizi aşma konusunda ciddi bir adım atma niyeti var görünüyor. Pandemi döneminde kurulmaya çalışılan KB-Tiyatrocular diyaloğunun artık giderek kaybolmaya yüz tuttuğunu söyleyebiliriz; sanki KB cenahında “pandemi bitti, sorun bitti, hadi eski günlere dönelim” havası var. Kendilerine karşı büyük beklenti duyulan Belediyelerin bu kriz ortamının çözümüne dair önerileri ise beklentileri karşılamanın çok uzağında. Özellikle yaz aylarında açık hava sahnelerinin daha çok işlevlenmesi yönündeki beklentiler ne yazık ki yerel yönetimler tarafından yeterince karşılanamıyor. Merkezi otoritenin siyasal ve finansal cenderesi altında olan belediyelerin yakın vadede radikal çözümler üretmeleri zor görünüyor.

Pandemi ve ekonomik krizin vurduğu sahne sanatları alanında son dönemde yaşanan başka bir gerçeklik özellikle müzik alanına darbe vuruyor. Son aylarda peş peşe gelen festival, konser ve gösteri yasakları sadece yerel mülki idarelerin keyfi kararları olarak değerlendirilemeyecek kadar vahim bir duruma işaret ediyor. Bu yasakçı tavır ODTÜ Bahar Şenliği’nden, Kozlu Müzik Festivali’ne, Ara Malikian konserinden, Zeytinli Rock Festivali’ne, Aynur Doğan konserlerinden, Kazdağı Ekoloji Festivali’ne geniş bir yelpazeyi hedef alıyor. Yazar Serhat Halis’in toparladığı yasaklar listesinden de görüleceği üzere seküler dünyanın bir nebze nefes aldığı festival ve konserlerin iptali/yasaklanması merkezi iktidarın yürüttüğü akıl dışı ve kültür-sanat düşmanı politikaların yeni bir aşamasına girdiğimizi ima ediyor. Kültürel hegemonyayı ele geçirememenin verdiği hırsla, her alanda seküler dünyanın yaşam alanlarını sınırlamanın yollarını arıyor, bu tavrıyla seçim öncesi ekonomik kriz yüzünden çözülmeye başlayan muhafazakar tabanını konsolide etme umuduna sarılıyor.

İşte tam da bu ahval içinde sahne sanatları dünyası yeni bir sezona hazırlanıyor. Pandemi döneminde yükselişe geçen, geleceğe dair umut veren bir potansiyel taşıyan tiyatro örgütlenmesindeki gelişmeler bu dönem içinde yeniden dağılma emareleri göstermeye başladı. Oysa ki tam da bu yoğun saldırı döneminde sanat dünyası içindeki dayanışma ve örgütlülük elzem hale gelmiş durumda. Gerek üretim süreçlerinde gerekse organizasyonel anlamda sanatın kamusal işlevini vurgulayan bir yaklaşım sanat dünyasının içinde bulunduğu cendereden uzun vadede de olsa çıkışının tek yolu gibi görünüyor.

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: EDİTÖR

Yanıtla