Hamlet: Hayaletin Tuzağı

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Şevval Melike Ünver

Edebiyatta ortak olarak kullanılan motiflere pek çok eserde rastlanmaktadır. Doğaüstü motiflerin sıkça tercih edildiği dönemlerde, yazarların kalemi doruk noktasına, bu motiflere yer verdikten sonra ulaşmaktadır. Hayalet ise aralarında kuşkusuz en popüler olandır. “Bir Noel Şarkısı” hayaletleriyle ders verirken, Palto’daki sözde hayalet intikam için dolaşır durur. Tiyatronun vazgeçilmez ismi William Shakespeare’in Hamlet’inde ise hayalet bir felaketin habercisidir.

Bir prensin intikam öyküsünün anlatımı olan Hamlet bundan çok daha fazla detaya sahiptir. Oedipus Kompleksinin dramatik tiyatrodaki dolaylı yansımasını Hamlet’te görmek mümkündür. Kral öldükten sonra amcası ve annesinin evlenmesine şahit olan Hamlet bunalımda olan bir karakterdir; bunun için haklı sebepleri olan prens annesine kırgın, amcasına öfkelidir. Shakespeare’in zaman kavramını geniş ve bir o kadar da dağınık işlediği bu oyunda düğün ve cenazenin yakın vakitlerde gerçekleştiği bilgisi Hamlet’in ruh halinin özetidir. İngiliz tarihinin aristokratlarının bolca yer aldığı Shakespeare oyunları tiyatronun kabullendiği bir tarzdır, Danimarka’nın taht savaşlarının ve kültürünün çerçeveyi oluşturduğu Hamlet’te ise prensin kişisel sorunlarından öte bir durum söz konusudur. Oyun bir hayaletin gelişiyle açılmaktadır. Eski krala ait olan bu siluet için karakterler onun sadece benzediği söyler fakat onun bizzat kral olduğunu hiçbir zaman belirtmezler. Babasının hayaleti olarak kabul ettiği ruhani varlığa kulak veren Hamlet içindeki kuşkunun gerçek olduğunu öğrenir; babası amcası tarafından öldürülmüştür. Kral olmak için işlenen bu cinayetin satır aralarına sıkıştırılmış, okuyucunun dikkatinden kaçabilecek sebepleri mevcuttur. Hamlet’i felakete sürükleyen hayaletin taşıdığı suret olan ölmüş kralın savaş yanlısı olması ve oyunun sarsıntılı bir barış döneminde geçmesi taht savaşını ortaya çıkaran tezatlığı oluşturmaktadır. Oyunun aksiyonunun temelini atan bu olay sağlam bir çerçeve çizmiştir ancak asıl üzerinde durulması gereken kişi Hamlet’tir.

Hayaletin sözüyle intikam şerbeti içen genç prensin ruh hali gerçekçi, insani çelişkilerle inşa edilmiştir. Hassas bir kişiliği olan Hamlet’in annesinin ve amcasının ihanetini kaldıramaması çok doğal bir durumdur. Hala gençliğin verdiği enerjinin gölgeli de olsa dolandığı ruhuyla oyun içinde oyun tekniğini oluşturan Hamlet’in sözleri bir bir incelendiğinde dünyadan ne kadar kopuk olduğu ve intihara meyilli bir zihnin sahipliğini yaptığı göze çarpmaktadır. Shakespeare’in oyunlarında imza olan kanlı sonlar baş karakterin kaçınılmaz kaderidir ama Hamlet bütün Shakespeare oyunlarının arasında en masum baş karakter olarak kabul edilebilmektedir. Onun mahkum kaldığı kader ne hırsından ne de açgözlülüğünden doğmuştur; Hamlet kurbandır, bir hayaletin dile getirdiği sırların ağırlığı altında ezilen, gururu yaralanan prens düşmanı olan ailesiyle birlikte kaçınılmaz sona atlamaktadır. Tiyatro tarihinin en depresif isimlerinden biri sayılabilecek olan Hamlet tarihe sarılı bir hikayenin felaketinin taşıyıcısı olmuş, yalnız başına cinayet, intikam ve kan ile süslenen diğer her şeyin doğruluğu, yanlışlığı ile sınanmış, mücadeleyi kaybetmiştir. Hayalet sadece Danimarka’nın değil, Hamlet’in de laneti olmuştur. Ölünün haykırışı, ötekileri de yanına alarak sonu kırmızı bir tabloya sığdırmıştır.

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Şevval Melike Ünver

Yanıtla