Peter Brook ve İstanbul Tiyatro Festivali

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Dikmen Gürün

Tiyatronun efsane isimlerimden Peter Brook, geçtiğimiz günlerde, 97 yaşında veda etti dünyaya. Sevgili Zeynep Oral, 5 Temmuz 2022 tarihli yazısında sanatçının çığır açan çalışmalarından, tiyatro anlayışından, kitaplarından uzun uzun söz etti.

Ben de bugün, 2006 yılında İstanbul Tiyatro Festivali’nde konuğumuz olan bu büyük sanatçının seyircimizle buluşan iki çalışmasına değineceğim. Bir tür bellek tazelemek… Bu arada, yine aynı yıl düzenlenen Paris Beckett Festivali’ne davet edilerek Peter Brook’un bir mücevher değerindeki tiyatrosu Bouffes du Nord’da oynanan Beckett’in “Oyun Sonu” elbette ki bu buluşmanın kayda değer bir başka olayıydı.

15. İSTANBUL TİYATRO FESTİVALİ VE…

2004 yılında, 14. Tiyatro Festivalinde, başta Thomas Ostermeier ve Schaubühne Berlin olmak üzere pek çok yabancı ve yerli topluluğu AKM’den Narmanlı Han’a, Bizans Büyük Saray’a uzanan bir mekân trafiği içinde ağırlamıştık. 2006’da gerçekleşecek olan “Türkiye’de Fransa Yılı” çalışmalarına başlamıştık. Bu bağlamda, Fransa ile gerçekleştirdiğimiz ortak yapımlardan biri; Paris Beckett Festivali, İstanbul Tiyatro Festivali ve Dostlar Tiyatrosu işbirliği ile hayata geçirilen “Oyun Sonu” idi. Genco Erkal’ın çevirdiği ve başrolü üstlendiği eserde Bülent Emin Yarar, Erdem Akakçe, Meral Çetinkaya da oynuyordu. Yönetmen, Paris Beckett Festivali’nin kurucusu ve de direktörü olan Pierre Chabert’di. Oyun, Tiyatro Festivali’nin ardından, kasım ayında, Paris’e gitti. Yukarda da değindiğim gibi, bir mücevheri anımsatan Bouffes Du Nord’da iki temsil verdi. Alkışlarla izlendi…

BİLGELİK VE TEVAZU

Yine, “Türkiye’de Fransa Yılı” kapsamında, Peter Brook, C.I.C.T / Bouffes du Nord yapımı “Sizwe Banzi Öldü” ve “Büyük Engizisyoncu” oyunlarıyla konuğumuz oldu mayıs ayında. Dün gibi hatırlıyorum, gelmeden çok önce, sokak sokak Brook’un tarzına uygun, küçük, sessiz ve sakin bir otelcik aramıştık. Öyle istiyordu. Sadece kendisi kalacaktı orada. Ve geldi Peter Brook… Hepimizin üzerinde öylesine sıcak bir etki bıraktı ki. Otel için teptiğimiz tabanları anında unutuverdik… Bir büyük sanatçıda bilgelik ve tevazu bütünleşmesi ne kadar önemli bir haslet…

OYUNLAR, SORGULAMALAR…

Athol Fugard, John Kani, Winston Ntshona tarafından yazılmış olan “Sizwe Banzi Öldü” ırkçılığı tartışmaya açan bir oyundu ve Peter Brook, son zamanlarda yaptığı küçük sayılabilecek oyunlarında olduğu gibi, burada da Güney Afrika’nın apartheid gettolarından doğmuş olan tiyatro tarzından aldığı esini paylaşıyordu seyirciyle… Oyunda, Sizwe Banzi’nin arkadaşına söylediği “Derimizin rengi bela bizim!” sözleri bugün daha güçlü yankılanmıyor mu dünyanın dört bir yanında?

Dostoyevski’nin “Karamazov Kardeşler”inin ikinci cildinde yer alan, romandan bağımsız baskıları da bulunan “Büyük Engizisyoncu” ise sanatçının sağ kolu Marie-Helene Estienne tarafından tiyatroya uyarlanmıştı. Bouffes du Nord ve Millbrook Productions yapımı olarak Peter Brook yorumlamıştı bu tek kişilik oyunu. Burada da insanın doğası ve dini arayışı üzerinde duruyordu sanatçı. Yoğun felsefi tartışmayı Bruce Myers mükemmel bir biçimde yürütüyordu boş alanda…

GENÇLERLE BULUŞMALAR

Peter Brook, İstanbul’da kaldığı sürede hem genç yönetmenlerle hem de Bruce Myers’le birlikte genç oyuncularla atölye çalışmaları yaptı. Sıkılmadı, yorulmadı. Onlarla konuştu, paylaştı, dinledi, anlattı… “Peter Brook Tiyatrosu Beyazperdede” başlığı altında “Mahabharata” ve “Brook by Brook” filmlerinin ardından Jean-Claude Carriere ile yapılan söyleşiyi izlemek de ayrı bir deneyimdi… Evet, tam 16 yıl önce, insanı sarmalayan bir sıcak rüzgâr olarak geldi ve geçti İstanbul Tiyatro Festivali’nden Peter Brook…

Cumhuriyet

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Dikmen Gürün

Yanıtla