Bülent Sezgin, Özgür Çiçek
Bu metin, Mimesis Tiyatro/Çeviri-Araştırma Dergisi’nin 11. sayısında (Kasım 2005) yayınlanmıştır.
Oyunculuk Eğitim Çalışması Süreci (Haziran-Ağustos dönemi)
Tiyatro Boğaziçi, İstanbul Amatör Tiyatro Günleri’nde (İATG- Mayıs 2002) Hamlet’in ilk perdesi üzerine yaptığı atölye çalışmasının ardından yeni bir çalışma dönemini başlatmıştı (1). Bu noktada kadro içinde bir işbölümü yapıldı ve iki grup oluşturuldu: Bir grup Hamlet’e yönelik eğitim-araştırma faaliyetlerine devam edecek; diğer bir grup ise -BÜO’dan TB’ye geçiş sürecindeki tiyatrocuları da kapsayacak bir şekilde- oyunculuk çalışmasını merkeze alan yeni bir eğitim-araştırma sürecine girecekti.
Kadro açısından yeni örgütlenen ikinci çalışma alanının ana hedefleri şunlardı: Kendini dayatmaya devam eden çeşitli sanatsal tıkanıklıkların üzerine gidilmesi; kadro içinde meydana gelen ve sanatsal çalışmayı etkileyen problemlerin tartışmaya açılması ve daha önce Boğaziçi Üniversitesi Oyuncularında (BÜO) faaliyetlerini yürütmüş, mezuniyet sonrasında kültür-sanat çalışmalarına devam etme kararı alan tiyatrocuların, Tiyatro Boğaziçi çatısı altında yeni bir çalışma perspektifi geliştirmesi.
Tiyatro Boğaziçi’nde Hamlet eğitim-araştırma dönemi sonrasında yapılan değerlendirmelerde şu nokta öne çıkmıştı: Üretken ve yaratıcı sahne üstü çalışmaları örgütleyen aktivist öznelerin sayısını arttırmak yeni çalışma döneminin temel vurgu noktalarından biri olmalı. Bu anlamda inisiyatif almayı kışkırtan bir çalışma dönemine girilmiş oldu. Tersi yönelim üreten TB üyeleri Hamlet eğitim-araştırma sürecinde ciddi eleştiriler almıştı. Yeni eğitim-araştırma dönemi, bu anlamda ‘özeleştirilerin’ somut olarak sınanacağı bir çalışma süreci olarak öngörüldü. BÜO’dan Tiyatro Boğaziçi’ne yeni katılanlar ise, eğitim mekanizmalarına dahil olmalarının yanı sıra ‘mezuniyet sonrasında tiyatro’ yapmaya ve BGST çatısı altında hangi kültürel-politik ilkeler dahilinde sanatsal faaliyetlerini sürdürmek istediklerine dair yanıtlar üreteceklerdi.
Çalışma dönemine girilirken kadro politikasına ilişkin yapılan vurgular ana hatlarıyla yukarıdaki gibiydi. Çalışma sürecine dair ise genel yönelim şu şekilde açıklanabilir: oyunculuk eksenli bir süreç başlatılacak, belli sonuçlara ulaşıldığında eğitim çalışması niteliğinde bir oyun hedefi belirecekti. Bu noktada Tiyatro Boğaziçi açısından ‘muhtemel sonuçlarından birisi prodüksiyon olan’ bir oyunculuk eğitim çalışması dönemi başlamış oldu.
Yeni eğitim araştırma Döneminde yukarıdaki hedefler dikkate alınarak bir grup kuruldu. Bu gruba, ilk olarak Aysan Sönmez, Barış Orak, Barış Yeldiren, Bülent Sezgin, Çağıl İvak, D. Umut Aslan, Ece Aydın, Gülbahar Tunç, N. Cihan Aksoy, Nazan Saner, Özgür Çiçek, Özlem Pehlivaner, Sinem Yılancı olmak üzere, toplam 13 kişi katıldı. Çalışmanın ilk döneminde (Haziran 2002-Ağustos 2002) belli temalar etrafında doğaçlamalar ve Dario Fo-Franca Rame, Sygne, B.Brecht, Aziz Nesin gibi yazarların metinlerinden seçilen pasajlarla sahneleme çalışmaları yapıldı. Uzun süreli bir Hamlet eğitim araştırma sürecinden sonra doğaçlamalara geçilmesi, kadro içinde kısa süreli bir adaptasyon sorunu yarattı. Herhangi bir çalıştırıcı olmaksızın yapılan çalışmalarda sahnelenen ürünlerin değerlendirmeleri tüm kadro tarafından yapıldı. Ortaya çıkan ürünlerin nasıl değerlendirileceği konusunda kimi zaman belirsizlikler oluştu. Ancak, inisiyatif almaya eğilim gösteren öznelerin ortaya çıktığı durumlarda bu sorunların üstesinden gelindiği ve sürecin, sonuçları dikkate alındığında, pozitif gelişmelere hizmet ettiği söylenebilir.
Doğaçlama konuları genellikle gündelik hayattaki gözlemlerden (öğrencilerin hayatı, esnaf, takside geçen hikayeler, karı-koca ilişkisi, evlilik vb.) yola çıkılarak oluşturuldu. Bunun yanı sıra doğaçlamalar için tema olarak Dario Fo-Franca Rame oyunlarından da yararlanıldı. Ancak bu oyunların “yerelleşmesi”, “Türkiyelileşmesi” konusunda bazı dramaturjik açmazlar yaşandı. Dolayısıyla söz konusu oyunlardan, kurgusal bir akış içinde kullanılabilecek sahneler oluşturmaktan çok oyunculuk çalışmalarında faydalanıldı.
Çalışmanın ilk döneminde ortaya çıkan iki doğaçlama (orta yaşlı bir berber ve genç karısı ile üniversite öğrencisi komşularının tesadüfi karşılaşmaları; kurnaz bakkal ve karısı) sonradan Berber Hikayelerine evrilen kurgunun ana eksenini oluşturmuştur. Yaz sonunda yapılan sergileme sonrasında, çalışmanın ilk döneminde oyunculuk konusunda bazı pozitif adımların atıldığı, kadro genelinde sanatsal ve politik anlamda canlılık oluştuğu tespiti yapılmış; eğitim çalışmalarında doğaçlanan bazı sahnelerin üzerinde kurgusal çalışmalar yapılarak, eldeki ürünün bir prodüksiyona evriltilmesi yönünde karar alınmıştır.
Prodüksiyon Süreci (Eylül-Ekim dönemi)
Yaz çalışmalarında ortaya çıkan malzemelerden yararlanarak bir prodüksiyon sürecine girilmesi kararı alındıktan sonra bir proje grubu kuruldu. Grup ilk aşamada Bülent Sezgin, Sinem Yılancı, Özgür Çiçek ve Ece Aydın’dan oluşuyordu. Hamlet eğitim araştırma döneminin sona ermesiyle Bora Tanyel ve Fırat Güllü reji desteği vermek amacıyla proje grubuna katıldılar. Ayrıca Aysel Yıldırım, Zeynep O-kan ve Murat Kemaloğlu da oyuncu olarak çalışmaya dahil oldular. Yeni katılan oyuncular ya var olan sahnelere katıldı ya da yeni temalar seçerek doğaçlamalar üretmeye başladılar. Kurgusal arayış sürecinde İstanbul’daki bir apartman ve deprem temasının üzerine gidildi. Yazın sahnelenen doğaçlamalardan elden geldiği ölçüde yararlanılarak apartmanda geçen hikayeler deprem motifiyle birleştirilmeye çalışıldı.
Eylül ayının ortalarına gelindiğinde kurguya dair bir netlik oluşmaya başlamıştı: Yaz çalışmalarında doğaçlanan Ustura Aziz adlı berberin bir anlatıcıya dönüştürülmesi ve taşındığı apartmanda geçen hikayeleri dükkanına gelen bir müşteriye anlatması fikri ortaya çıktı. Bu karar alındıktan sonra gösteriye yönelik çalışmalar hız kazandı ve prodüksiyon dönemine girilmiş oldu. Bu süreçte, Bora Tanyel “orta sınıf bunalımları ve ekonomik kriz” temalı yazılı bir metin önerisi getirdi. Bu yazılı sahne önerisi oyuncular tarafından doğaçlandı ve doğaçlamadan gelen malzeme ile sahne (ki bu malzemenin içinde önerinin ilk halinde olmayan yeni bir tipleme daha vardı: ailenin tek çocuğu, ergenlik çağındaki kızları Ezgi), masa başında yeniden düzenlenerek oyunun ‘Haciz’ episodunu oluşturdu. Sahne eskizlerinin çıkmaya ve ana hikayenin şekillenmeye başladığı dönemde Bülent Sezgin, Özgür Çiçek, Bora Tanyel ve Fırat Güllü’den oluşan bir reji grubu oluşturuldu. Bu süreçte yapılan sahne-üstü denemeler ve masa başı metin düzenlemeleri sonucunda kurgu netleştirildi ve yaklaşık üç haftalık bir çalışma döneminin ardından 22 Ekim 2002’de, ilk gösterim gerçekleştirilmiş oldu. Berber Hikayeleri, Boğaziçi Üniversitesi Tiyatro Salonu’nda 8 kez sergilenmiş ve yaklaşık 1500 kişiye ulaşmıştır. Seyirci sayısında önemli bir başarı yakalanmasının birkaç tane nedeni vardır. İyi bir organizasyon çalışmasının yapılması, oyunun seyirciyle buluştuğu tarihlerin akademik takvim dikkate alınarak saptanması ve oyunda seyirciye uzak olmayan popüler temaların gündeme gelmesi seyirci ilgisinin başlıca nedenleridir.
Prodüksiyon dönemine dair genel bir değerlendirmede bulunacak olursak, çalışmanın ilk döneminin, sonuçları itibariyle başarılı bir dönem olduğu iddia edilebilir. Bu sonuçlar kabaca aşağıdaki gibidir:
Oyunun genelinde “serbest” ve “rahat” bir oyunculuk üslubu yakalanabilmiş, bu da kulüp yıllarından taşınan “iç aksiyonu” ve “karşılıklı oyuncu alışverişini” kısıtlayan bazı “stereotip”leşmiş eğilimleri, oyuna hakim bir üslup olmaktan alıkoyabilmiştir. Bu anlamda oyun süreci, Tiyatro Boğaziçi’nin genç kuşaklarının sahne üzeri ciddi bir deneyim kazanmasına ve kadrodaki birçok oyuncunun oyunculuk performanslarını geliştirmesine hizmet etmiştir.
Kadro genelinde bir aktivizasyon yakalanmış ve sanatsal-politik bir irade ortaya çıkmıştır.
Özetle, muhtemel sonuçlarından birisi eğitim prodüksiyonu olan bir çalışma dönemi, sanatsal ve kadro içi politik örgütlenme sürecinin görece iyi işlemesinin bir sonucu olarak, belli düzeyde bir seyirci beğenisine ulaşan bir eğitim prodüksiyonunu ortaya çıkarmıştır. Bu prodüksiyon dönemi hem TB’ye son bir-iki senede katılmış olan, hem de BÜO’dan yeni gelen tiyatrocuların, Tiyatro Boğaziçi’nin çalışma perspektifleri ile tanışması açısından ciddi bir deneyim olmuştur.
Reprodüksiyon Dönemi (Ocak 2003-Mart 2003)
Boğaziçi Üniversitesi’ndeki ilk sekiz sergilemenin ardından oyuncu kadrosu içinde oyunun sürdürülmesi ve turnelere götürülmesi eğilimi ortaya çıktı. Bu eğilimin oluşmasında genç kuşaktaki oyuncuların turnelere çıkarak sahne-üstü deneyimlerini artırmak istemesi, oyunun temasına ve üslubuna dair seyircinin olumlu tepkiler üretmesi, gruptaki profesyonel kadronun bir bölümünün oyunu, oyunculuklarını geliştirmek, yeni turne bağlantıları kurmak ve tiyatrodan para kazanmak anlamında profesyonelleşmelerinin önemli bir aşaması olarak görmeleri belirleyici olmuştur (2). Tüm bu etkenler, bir eğitim çalışması modeli olarak Tiyatro Boğaziçi’nde önemli bir boşluğu dolduran Berber Hikayeleri’nin reprodüksiyon sürecini başlatmıştı.
Reprodüksiyon aşamasında kadroda bir takım değişikler oldu. Kadrodan bir kişinin tiyatroyu bırakma kararı alması ve bir yol arkadaşımızın vefatıyla birlikte uzun süredir bir oyunda oyunculuk sorumluluğu almayan Fırat Güllü, Murat Kemaloğlu, Bora Tanyel ve Metin Göksel’in kadroya eklemlenmesi gündeme geldi. Bu oyuncuların oyuna adaptasyonu ve oyunun problematik yönlerinin düzeltilmesi amacıyla metinde kısmi değişikliklere gidildi. Ancak oyuncu kadrosunun şişirilmesinin ve bu bağlamda oyuna yeni pasajlar eklenmesinin hem oyunun dokusunu bozduğu, hem metrajını gereksiz yere uzattığı, hem de doğaçlamalardan çıkmış bir eğitim oyununun zorlama bir şekilde geniş kadrolu bir TB oyununa dönüştürüldüğü gözlemlenerek, kadronun genişletilmesi yöneliminden geri dönüldü. Projeye -ayrılma ve vefat nedeniyle kadroda oluşan boşluğu doldurmak üzere- Fırat Güllü ve Murat Kemaloğlu dahil edildi.
Metindeki değişiklikler, ağırlıklı olarak ön oyun, ara oyun ve final sahnelerinde yapıldı. Fakat oyuna yeni eklenen bölümlerin oyunu uzattığı (l saat 40 dakika) ve tek perdelik bir doğaçlama oyun konseptine zarar verdiği tespit edilerek reprodüksiyon sürecinin ilerleyen aşamalarında ciddi budamalar yapıldı ve oyunun süresi l saat 20 dakikaya düşürüldü. Reprodüksiyon döneminde oyun Getronagan Kültür Merkezi, Beykent Üniversitesi, İzmir, Pendik ve Tekirdağ’da seyirci karşısına çıktı. Berber Hikayeleri, ilk dönemki oyunlarla birlikte toplam 17 defa sergilenmiş ve 3000’in üzerinde seyirciye ulaşmıştır.
Güçlü bir eğitim vurgusu olan oyunun bir turne oyununa dönüştürülmesi çabası, projenin başlangıçtaki tasarımıyla ve çalışmanın kurucu ilkeleriyle bağdaşmayan ‘gösteri-merkezli’ eğilimin reprodüksiyon kadrosu geneline yayılmasıyla sonuçlanmıştır. Söz konusu eğilimin hakim eğilime dönüşmesi projenin tiyatral niteliğinin düşmesiyle sonuçlanmış ve teknik kadrodaki çözülmeyi, oyunculuk skorlarındaki ve performanslarındaki istikrarsızlığı, oyunun ritmik yapısının dağılarak eğlendiricilikten uzaklaşmasını da beraberinde getirmiştir. Reprodüksiyon sürecinde reji ve proje grubunun çözülme yaşamış olması da, bu sorunların ortaya çıkmasında önemli ölçüde belirleyici olmuştur.
Bu noktada Berber Hikayeleri kadrosunda yer almayan Tiyatro Boğaziçililerin devreye girmeleri önemlidir. Bu çözülmeye tanık olan TB’li üyelerin müdahalesiyle Mart 2003’te kadro içinde kısa süreli bir tartışma sürecine girilmiştir. Bu tartışma süreci sonrası, oyunun gösteriminin sürdürülmesinin anlamlı olmayacağı konusunda uzlaşılmış ve oyun iptal edilmiştir.
1 Hamlet eğitim çalışması dönemi Tiyatro Boğaziçi açısından, metin analizi, dramaturji ve sahneleme ilişkisinin metodolojik bir yaklaşımla araştırılması, kolektif dramaturjinin kadro geneline yayılması ve katılımcı bir çalışma politikasının oluşturulması adına bir laboratuar dönemidir.
2 Öte yandan bu süreçte Pilavdan Dönenin Kaşığı Kırılsın oyununun hazırlık çalışmalarının devam etmesi, yeni bir eğitim çalışması dönemine geçiş konusunda hazırlıksız olunması ve Berber Hikayeleri sürecine dahil olmamış ve uzun süreden beri seyirci karşısına çıkmamış üyelerin bu prodüksiyonda ikame edilebileceği düşüncesi de prodüksiyonun devam ettirilmesindeki diğer unsurlardır.