Vahşet Tanrısı (2022): “En Genç Kadrodan, İyi Yorum!”

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Yaşam Kaya

Mersin Şehir Tiyatrosu’ nun bu sezon sahnelediği Fransız oyun yazarı Yasmina Reza’nın ödüllü oyunu Vahşet Tanrısı, kişilerin kalbinde taşıdığı hoşgörüsüzlüğü ve şiddet eğilimini, aile sistematiği üzerinden eleştirerek anlatan bir kara mizah örneği biçiminde, dünyanın çeşitli ülkelerinde sahnelenmeye devam ediyor. Mersin Şehir Tiyatrosu davetlisi olarak Mersin’de bulunduğumuz süre içinde izlediğim gösteriyi Murat Atak yönetirken; Ömer Faruk Ustaoğlu, Pelin Sarıkaya, Berkin Özuyanık ve Ömür Sevgi Çil sahnede parlayan genç oyuncular.

Vahşet Tanrısı / Le Dieu du Camage, ilk kez 2007’de Zürih’te Jurgren Gosch yönetiminde oynandı. Broadway’de James Gandolfini, Jeff Daniels, Marcia Gay Harden ve Hope Davis gibi efsane kadrosuyla 2009 yılında büyük ödüller topladı. Yasmina Reza Paris’te Antoine Tiyatrosu’ndaki sahnelenişinde hem yazar hem de yönetmen olarak kendi oyununu sahneye aktardığında ise, artık oyunun dünya yolculuğu çoktan başlamış oldu. 2011 yapımı Roman Polanski filmi de (Carnage) eseri tiyatrodan sinemaya uyarlayarak popüler anlamda sinematografik bir çizgiye taşıdı. Konuda dört karakterin yaşadığı temel olay, günümüz ebeveynlerinin birbirileri ve çocuklarıyla yaşadığı sorunları masaya yatırıyor ve bu durum günümüz kadın erkek ilişkilerinin temel çatışma noktasını oluşturuyor. Trajikomik halde birbirlerine karşı psikolojik sorunlarını aktaran dört yetişkin, hangi yaşa gelinirse gelinsin, insanların çocuklaşabileceğini, hatta çocuklaşırken kendi çocuklarından beter duygulara girebileceklerini net biçimde ifade ediyorlar. Çocuklarının kavgası yüzünden uzlaşmak üzere bir araya gelen iki çiftin, sakin bir halde başlayan görüşmeleri, dakikalar geçtikçe başka bir boyuta kayıyor ve görüşme ilişkilerin hesaplaşma savaşına dönüşüyor.

Freudyen aktarım tekniklerinin bol bol kullanıldığı metnin eleştirisini bundan 10 sene önce yine yapmış, yine aynı şekilde Freud’a göndermelerle dolu bir kritik yazmıştım. Fakat bu sefer olayı, insanın bitmek bilmeyen ‘kendisini haklı görme’ olgusundan yola çıkarak irdeliyorum. Her ne olursa olsun insan egosu kendi medeniyetinin bir getirisi olarak sürekli yaşadıklarını haklı görüyor. 11-12 yaşlarında iki çocuktan birinin, diğerinin suratına sopayla vurup iki ön dişini kırmasının ardından olayı medeni ölçüler çerçevesinde çözme yolunda bir araya gelen çocukların ebeveynleri, çocuklarının yaşadığı olayı baktıkları pencereden hep masum olarak görüyor. Çünkü hiçbir özeleştiri yapmadan şimdiye gelen dört insan, çocukları üzerinden bakıyorlar ki, kendi evlilikleri çocukların yaşadığı kavgadan beter duruma dönüşmüş.

Murat Atak, çağdaşlık kisvesi altında bencillikten sıyrılmış gibi yapan insanların aslında nasıl gaddar, içten pazarlıkçı, kibirli olduklarını açıklıkla karakterler üzerinden bizlere aktarmış; çocukların kavgaları yüzünden bir araya gelen iki çiftin ilişki boyutunda yaşadığı mutsuzlukları suratımıza bir tokat ağırlığında indirmiş. Yönetmenin oyunu ince ince sahnede işlediğini görüyoruz. Pelin Sarıkaya’nın Veronique karakterinde sergilediği performans, konunun psikolojisini anlamamız açısından etkileyici; fakat Veronique karakterinin kocasının annesi tarafından sürekli tacize uğradığını düşünürsek, oyuncunun bu taciz anlarını en azından yüz ifadesiyle anlatması iyi olurdu. Bu eksiklik dışında son derece olumlu bir rol analizi var sahnede. Çocuğunun ön iki dişi kırılmış bir annenin sinirli, gergin ruh halini net olarak izledik. Anette rolünün etkileyici dinamiği Ömür Sevgi Çil’ in yorumuyla güzel bir noktaya ilerlemiş. Komedi bu genç kadın oyuncunun ellerinde yükseliyor. Ömür Sevgi Çil o kadar doğal, içten ve net oynuyor ki rolünü, şimdiye dek izlediğim dört Vahşet Tanrısı yorumu içinde en iyi Anette rolü bu oyuncunun yorumu diyebilirim. Michel’de Ömer Faruk Ustaoğlu ve Alain karakterinde Berkin Özuyanık’ ın sahne dinamikleri çok iyi. Berkin Özuyanık az biraz daha canlı bir performans ortaya koyabilir. Ayrıca karakterlerin eşleriyle kurdukları iletişimsizlik bağı, her iki oyuncunun kaliteli performansı ile zirveye tırmanıyor.

Murat Atak, diğer seyrettiğim Vahşet Tanrısı oyunlarındaki boğucu ilk yirmi dakikayı öylesine muhteşem manevralarla geçmiş ki, oyun bir solukta başlıyor ve bitiyor. Gösteride sıkıcı bir dakika bile yok. Mersin’de genç oyunculardan izlediğim Vahşet Tanrısı yorumu tüm övgüleri hak eden bir çalışma olmuş!

LifeArtSanat

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Yaşam Kaya

Yanıtla