Dilek Turgut
Feramuz Pis!
Sema Elçim tarafından kaleme alınan, Oğuz Utku Güneş’in yönettiği bu tek perdelik oyun, tür olarak drama yakın olsa da, oyunda komedi unsurlar ağır basmaktadır. 70 dakikaya sığdırılan bu piyes, Oyun Atölyesi’nde seyircilerle buluşmaya devam ediyor.
Sıradan Bir Aile
Sahne aydınlanır. Evin küçük salonunda bizi bekleyen beş kişilik bir ailenin sıradan yaşamına davet ediliriz. Ailede yaşanan geçim sıkıntısı, kardeşler arasında meydana gelen çekişmeler, her şeye koşturan bir anne ve bu curcunada sadece işe gidip gelen bir baba bize kendi aile yaşamlarımızı hatırlatır adeta. Hepsi tanıdık, hepsi, her an, herkesin evinde yaşanılan benzer sahneler değil mi?
Süper Kahramanlar Eşliğinde Yeni Bir Evren
Bu aileyi diğerlerinden ayıran fark ise özel bir çocuğun varlığıdır. Ailenin üç çocuğundan biri olan Feramuz yetişkin bir yaşta olsa da, küçük bir çocuk kadar ilgiye ve özene muhtaçtır. Sıradan bir aileyi izlediğimizi düşünürken, aniden fantastik bir film izliyor hissine kapılmamızı sağlar Feramuz. Çünkü onun gözünde, evdeki tüm olaylar yeniden sahnelenir. Özellikle, diğer iki kardeş arasındaki kavgaları sanki iki süper kahramanın kavgası gibi izletir bize. Yeni bir dünyanın içinde ya kendisi başrol olup oynar ya da evdeki diğer aile üyelerini oynatır durur. Kendisini de yeşil dev Hulk’la özdeşleştiren Feramuz’u sakinleştiren de, bu yeşil Hulk oyuncağıdır. Bundan başka, cep telefonundan belgesel izlemeyi sever ya da fırsat bulduğunda ateş tutuşturmaktan hoşlanır.
Anne Zahide: Adanmışlık ve Kıskançlık
Üç çocuk annesi Zahide kendisini tamamen bu özel oğluna adamıştır. Ona yemeğini yedirir, onu tuvalete götürür, onunla oynar. Baba Nebil, geçim sıkıntısından kurtulmanın tek yolunu şans oyunlarında ararken, evin tüm yükünü eşine bıraktığının farkında bile değildir. Anne, zaman zaman bundan şikayet etse de, ne baba ne de evdeki diğer iki çocuktan beklediği desteği görür. Annenin bu koşturmaca içinde tek düşündüğü oğlu Feramaz’dur. Anne sevgisinin eşitsiz dağılımı ara sıra kardeşler arasında bir kıskançlık krizi yaratır. Diğer oğul Can’ın kendisini gölgede bırakan abisine duyduğu öfke de, bu anne sevgisinin kendisine düşen payına razı olmayışından kaynaklanır. Zaman zaman bu duygulara yenik düşmesinin, abisinin yerinde olmayı dilemesinin tek nedeni budur. Can’ın abisine duyduğu bu kıskançlık, kız kardeşte aynı ölçüde olmasa da, onun da anneden beklentileri vardır. Bu iki çocuğun en çok talep ettikleri şey ise, annelerinin baba yadigarı diye sattırmaya yanaşmadığı bu evden bir an evvel kurtulmaktır. Yeni bir eve taşınmak, kendilerine ait odalara sahip olmak için anne ve babalarını ikna etmeye uğraşırlar.
Can ve Kavuşamayan Aşıklar
Oyundaki diğer eleştiri noktası da Müslüman-Süryani aile çocuklarının aşklarının Mecnun-Leyla hikâyesindeki gibi ayrılıkla sonuçlanmasıdır. Sahne aydınlandığında duvarda bir haçla karşılaştıktan sonra, ailenin Mardin’den İstanbul’a göç eden, babadan kalma yıkık dökük bir evde yaşayan bir Süryani ailesi olduğunu öğreniriz. Can bir Müslüman ailenin kızı Emel ile evlenmek ister. Kızın annesi Bahriye Hanım’ın kızının bir Süryani oğluyla evlendirmek istememesi güldürü öğesi altında ortaya konan oyunun en trajik noktasıdır. Zaten Zahide de, aile değerlerini korumak için teyzesinin oğluyla zorla evlendirilmemiş miydi? Bir ara Zahide, babasının ona yaptığı konuşmayı anımsar. “Nebil iyi çocuktur” diyen babasına karşı gelememiş ve teyzesinin oğluyla evlenmek zorunda kalmıştır. Yüzyıllardır süregelen bu gelenek, “siz; biz” kavramları gizlice oyuna sıkıştırılmış bir halde eleştiriye açık bırakılmıştır. Ve bu yüzdendir ki, bazı sevdalar yarım kalmıştır.
Feramuz Mis mi, Pis mi?
Feramuz ara sıra kendisine “pis” dese de, anne hemen “mis” diye düzeltir oğlunu: Feramuz mis… “Güzel yüzlüm, badem gözlüm, mis kokulum, Feramuz’um” ninnisi annenin dudaklarından dökülür biricik oğlunu sakinleştirmek ya da uyutmak için. Ama Feramuz’un ateş yakma tutkusu, çoğu zaman ailenin yüreğini ağzına getirecektir. Bu durum, annenin bazı önlemler almasına neden olurken, oyunun son sahnesinde aklımıza bu soruyu sormak gelecektir: Feramuz mis mi, pis mi?