Dikmen Gürün
Tiyatromuzun usta sanatçısı, bilge sanatçısı Erol Keskin, 18 Mayıs akşamı veda etti bu dünyaya. Ne güzel ki yanında her daim sevgili eşi, hayat arkadaşı olan değerli tiyatro sanatçısı Suna Keskin vardı. Hayat soluğuydu Suna, Erol Keskin’in…
Düşünüyorum da yaptığı işe son derecede saygılı, disiplinli bir sanatçı olmanın ötesinde çok iyi bir hocaydı da. Çok okurdu. Okuduklarını paylaşırdı. Ne kadar çok öğrenci yetiştirdi Eskişehir Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda, Şehir Tiyatrosu Tiyatro Araştırmaları Laboratuvarı TAL’de, Akademi İstanbul’da, Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde, Sadri Alışık Kültür Merkezi’nde…
Müjdat Gezen: Keskin, derslerinde Tai Chi Chuan tekniğini ilk kullanandır
Sanatçı Müjdat Gezen, “Erol Keskin Türk tiyatrosunun çok değerli bir aktörü ve yönetmeniydi. MSM’nin çok kıymetli hocalarındandı. Tai Chi Chuan tekniğini okul derslerine koyan ilk hocadır” dedi.
Hocalığından başladım söze, oradan devam edeyim: Nasıl da değerlidir benim için 2008 yılında düzenlemiş olduğum “Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Sempozyumu”nu coşkuyla karşılaması. “Baltacıoğlu’nun Tiyatrosundan Çağdaş Tiyatroya” başlıklı bu etkinliğe Erol Keskin, Beklan Algan, Ayla Algan ve Atila Alpöge katılmışlardı. Ve ne güzel konuşmuşlardı eskilerden, yenilerden, geleneksel tiyatrodan, çağdaş tiyatrodan. Sıra kendisine geldiğinde ne etkileyici bir oyunculuk dersi vermişti salonda bulunan gençlere sevgili Erol.
Erol Keskin, eşi Suna Keskin ile birlikte
Oyunculuk dünyası derin bir denizdi içinde yıllarca keyifle yüzdüğü. Bu arada, sadece tiyatro değil, sinema sularında da çok kulaç attı. Sonra ikisini de bıraktı… Zamanlı bir bırakış mıydı zamansız mıydı, bilemiyorum. Tek bildiğim; tiyatro dünyasında o kadar çok oyunda o kadar güçlü performanslar sergiledi ki Erol Keskin Dormen Tiyatrosu’ndan İstanbul Şehir Tiyatrosu’na uzanan keyifli yolculuğunda. Yıllar süren bir yolculuk… Hep de başarılı oldu… Nasıl unutabilirim Şehir Tiyatrosu’nda oynadığı “Oppenheimer Olayı”nı? Belgesel tiyatronun ilk örneklerinden biriydi. Hayran kalmıştım Oppenheimer rolünde kendisine. Daha sonra yine Şehir Tiyatrosu’nda “Kral Lear,” “İçerdekiler”, “Vahşi Batı”, “Gazete Gazete”, “Antonius ve Cleopatra”, “Modigliani…” Daha o kadar çok oyun var ki sayılacak ama şimdilik aklımın kıvrımlarına takılanlar bunlar… Hepsi de birbirinden iddialı oyunlar ve roller…
7. İstanbul Tiyatro Festivali’nin açılış oyunu olan, Aya İrini Müzesi’nde sahneye koyduğu “Montserrat” da Erol Keskin’in yönetmenliğine dair başarılarından sadece biridir… Daha o kadar çok eser var ki oynadığı, yönettiği. Ve o kadar çok ödül var ki aldığı… Bu değerli ödüller zincirinde aklımda kalanlar: 2008 yılında, Erol Keskin adı bir vefa borcu olarak Eskişehir Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda ders verdiği salona verildi. 2010 yılında İstanbul Kültür Sanat Vakfı Tiyatro Festivali Onur Ödülü ve 2013 yılında Afife Tiyatro Ödülleri Muhsin Ertuğrul Özel Ödülü takdim edildi tanımaktan daima onur duyduğum Erol Keskin’e.
Sevgiyle, saygıyla, alkışlarla uğurluyoruz seni sevgili Erol Keskin…
GENCO ERKAL: KADİM DOSTUMU KAYBETTİM
Tiyatro sanatçısı Genco Erkal, Keskin’in yaşamını yitirmesinin ardından sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. Erkal, “Değerli tiyatro insanı, kadim dostum Erol Keskin’i kaybettik. Tiyatroya olan tutkusu, saygısı, yeteneği, çalışkanlığı, genel kültürü, ustalığı ve tutarlı sanatçı duruşuyla, gördüğü saygıyı sonuna kadar hak etmiş bir sanatçıydı. Unutulmaz rolleriyle artık anılarımızda yaşayacak” dedi.
EROL KESKİN’E SON VEDA
Usta oyuncu Erol Keskin, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde düzenlenen bir törenle son yolculuğuna uğurlandı. Sunuculuğunu Sevinç Erbulak’ın yaptığı cenaze töreninde sırasıyla İBB Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Ergen, Erol Keskin’in eşi Suna Keskin, Füsun Erbulak, Uğurtan Atakan, Suzan Bektaş, Şevket Avşar, Göksel Kortay ve kardeşi Cengiz Keskin söz aldı. Erol Keskin’le nasıl tanıştıklarını, dostluklarını anlattılar, hatıralarını paylaştılar. Tören, kürsüde söz alan dostlarının yanı sıra Şehir Tiyatroları Müdürü Ceyhun Ünlü, sahne direktörü Ayşegül İşsever, müdür yardımcıları Mehmet Karaosman, Oytun Askeroğlu, sanatçılar Hakan Altıner, Hikmet Körmükçü, Ragıp Ertuğrul, Mehmet Gürhan, Selçuk Soğukçay, Hülya Soğukçay, Ersin Umulu, Şehnaz Bölen, Radife Baltaoğlu, Özge Midilli, Caner Çandarlı ve Melahat Abbasova’nın aralarında olduğu dostlarının katılımıyla yapıldı.
SANAT İLE GEÇEN ÖMÜR…
1932 doğumlu Erol Keskin, Güzel Sanatlar Akademisi’nde iç mimarlık eğitimi alırken başladığı oyunculuk serüvenine tiyatro ve sinema oyuncusu, belgesel yapımcısı yönetmen ve senarist olarak devam etti. İki yıl süreyle genel sanat yönetmeni olarak da görev yaptığı İstanbul Şehir Tiyatroları’ndan emekli olduktan sonra bir süre konuk oyuncu olarak sahneye çıkmaya devam eden usta oyuncu, bir yandan da kurucuları arasında bulunduğu Sahne Araştırmaları Laboratuvarı’nda tiyatronun antropolojisi üzerine çalışmalarını sürdürdü. Keskin, ayrıca Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Akademi İstanbul, Müjdat Gezen Sanat Merkezi ve Sadri Alışık Kültür Merkezi’nde verdiği derslerle tecrübesini paylaşmaya devam etti.
FİLMLERİ
Usta oyuncunun 1960’lardan bu yana yer aldığı sinema çalışmalarından bazıları ise şöyle: Fikret Bey (Selma Köksal, 2007), Herkes Kendi Evinde (Semih Kaplanoğlu, 2001), Abdülhamit Düşerken (Ziya Öztan, 2002), Kurtuluş (Ziya Öztan, mini dizi, 1996), Üç İstanbul (Feyzi Tuna, mini dizi, 1983), Adak (Atıf Yılmaz, 1979), Hasip ile Nasip (Atif Yılmaz, 1976), Deli Yusuf (Atif Yılmaz, 1975), Namus ve Silah (Ertem Göreç, 1971).