Pegem Akademi Yayınevi’nden çıkan Philip Taylor’un Drama Sınıfı: Eylem, Yansıtma ve Dönüştürme adlı kitabı eğitimde drama alanında yenilikçi bakış açılarını keşfedebileceğiniz önemli bir çalışma. Kitabın çeviri editörü Dr. İhsan Metinnam’ın yazmış olduğu önsöz yazısını okuyucularımızın ilgisine sunuyoruz.
“Philip Taylor, dramayı eleştirel kuramların bakış açısıyla, toplumsal değişim ve dönüşümü sağlayacak, sanat temelli ve etkili bir yöntem ve disiplin olarak ele almaktadır. Taylor, drama yoluyla değişim ve dönüşümün bütünsel bir çabanın ürünü olduğunu savunmaktadır. Bu nedenle drama çalışmalarında uzun süredir tartışma konusu olan kuram ve uygulama veya kuramcı ve uygulamacı ayrımlarını reddetmektedir.
Drama süreçlerinde bu tür ayrımlar hem drama alanına hem de bu konuda çalışmalar yapan herkese zarar vermektedir. Taylor, bu yüzden drama alanındaki her türlü çabayı “drama praksisi” olarak tanımlar. Çünkü praksis, en genel tanımıyla, ‘değiştirip dönüştürmek için girişilen etkinlikler’ olarak tanımlanır. Böylece drama hem gerçek işleviyle kullanılabilir hem de drama odaklı tüm çabalar arasında bir eşitlik sağlanarak çatışmalar önlenebilir. Drama praksisinin oluşması için bir şeyleri değiştirip dönüştürme tutkusuyla, ortak bir uzamda (sokak, sınıf, müze, hastane vd.) bir araya gelmiş insanlarla buluşmak ve drama etkinlikleri yapmak yeterlidir.
Taylor, kitabın ilk bölümünde, drama praksisini açıkladıktan sonra bu anlayışın bir uygulamayla nasıl işe koşulacağını açık bir biçimde ortaya koyuyor. Toplumsal yaşamdaki önyargılı tutumları sorgulama amacıyla oluşturduğu oturum; uygulanmış, denenmiş gerçek bir drama deneyimini ayrıntılarıyla yansıtmaktadır. Okurlar, bu oturumda, drama praksisinin ilkelerinin bir uygulama sürecini nasıl beslediğini de görebilir. Bu çalışma hem planlama anlayışı hem de bir drama eğitmeninin tutumu açısından önemli bilgiler sunmaktadır.
Kitabın ikinci ve üçüncü bölümlerinde, Philip Taylor’ın kendi planlama anlayışını geliştirme sürecinde etkilendiği iki önemli drama öncüsünün de yaklaşımlarını ele almaktadır. Taylor’un drama yaklaşımı bir tür sentez olarak adlandırılabilir. Bu sentez kendisinin de ifade ettiği gibi Cecily O’Neill’ın süreçsel dramada nitelikli ve etkili ön-metin seçimine verdiği önemle, David Booth’un öyküye dayalı drama anlayışını birleştiren bir planlama anlayışıdır.
Dördüncü bölüm bir drama eğitim programının ne tür bir bakış açısıyla geliştirilebileceği üzerinde durmaktadır. Taylor, 2000’li yıllarda, müzik ve resim derslerinin sanat eğitimi programlarındaki baskın rolünün azaldığını belirtirken sözgelimi, Avustralya’da drama, dans ve tiyatro gibi disiplinlerin sanat eğitimi programlarına dahil edildiğini vurgulamaktadır. Taylor’a göre, drama bir sanat eğitimi disiplinidir. Farklı sanat eğitimi disiplinlerini bir araya getiren bir çatı alan olma özelliğine sahiptir.
Beşinci bölüm, dramanın tarihsel gelişim sürecini ele almaktadır. Altıncı bölümde, drama yoluyla eğitimde ve toplumun farklı kesimleriyle kurulabilecek dönüştürücü ortaklıklar üzerinde durulmaktadır. Bu bölüm, özellikle ülkemizde henüz gelişmemiş olan bu alışkanlığın tanınması, bu konuyla ilgili bir tartışma açılması açısından önem taşımaktadır.
Philip Taylor eğitimde drama alanında nitel araştırma yöntemlerinin uygulandığı ilk bilimsel çalışmaların sahibidir. Bunun yanında, eğitimde drama alanındaki yöntembilim çalışmalarının ele alındığı IDIERI (International Drama in Education Research Institute- Eğitimde Drama Araştırmaları Enstitüsü) Konferansının da ilk düzenleyicilerindendir. Kendisi nitel araştırma desenlerinden ‘eylem araştırması’nı sıklıkla kullanmaktadır. Kitabın alt başlığı olan, ‘eylem, yansıtma ve dönüştürme’ üçlüsünün de aslında eylem araştırmasının ‘planla, uygula, gözlemle ve yansıt’ döngüsünden esinlenilerek oluşturulduğu ifade edilebilir. Bu anlamda, Taylor’un çalışmalarını, drama alanında eylem araştırması yapan bir nitel araştırmacının saha notları olarak okumak da mümkündür. Hatta Taylor’u, eylem araştırmasının sosyal değişimi amaçlayan bir türü olan katılımcı eylem araştırmasının etkin uygulayıcılarından biri olarak görmek gerekir.
Bu anlamda Philip Taylor’un kitabı, drama süreçlerinin genelde nitel araştırmaya, özelde eylem ve katılımcı eylem araştırmasına ne denli uygun olduğunu ortaya koyması açısından da ayrı bir önem taşımaktadır. Drama alanında kuramı, uygulamayı ve araştırmayı bütünsel olarak bir araya getiren Taylor, tüm bu araçları drama yoluyla sosyal değişim yaratarak dünyayı dönüştürmek amacıyla kullanır. Bizler, drama yoluyla ‘eyleme geçtiğimiz’ her an, kendimizin ve katılımcılarımızın dünyasını dramanın sunduğu olanaklarla ‘yansıtıp’ üzerine tartışıp düşündüğümüzde, dünya daha güzel bir yere ‘dönüşecektir’.
Bu kitabın ortaya çıkmasında büyük emekleri olan, başta çeviri ekibindeki değerli meslektaşlarım; Dr. Zeki Özen’e, Dr. Gökhan Karaosmanoğlu’na, Dr. Öğr. Üyesi Serkan Keleşoğlu’na, Gözde Polatkal’a, Pegem Akademi Yayınlarından drama alanında bir çeviri serisinin çıkmasına öncülük eden hepimizin hocası Prof. Dr. Ömer Adıgüzel’e, metnin çeviriden çıkmış ilk halini okuyarak, daha nitelikli hale gelmesini sağlayan Doç. Dr. Kasım Kıroğlu’na, süreçte bizden yardımını hiçbir zaman esirgemeyen, anlayışı ve empatiyi elden bırakmayan Pegem Akademi çalışanı Özge Yüksek’e ve kitabın son halini almasını sağlayan tüm yayınevi çalışanlarına çok teşekkür ederim. Her çalışma gibi bu çalışma da kusursuz değildir. Mutlaka eksiklikleri vardır. Bütün hata ve eksiklikler, editör olarak tamamen bana aittir. Çevirinin sonraki baskılarda daha nitelikli hale gelmesine ilişkin bütün önerilere açık olduğumuzu samimiyetle ifade etmek isterim. Kitabın drama alanına katkı sağlamasını temenni eder, herkese iyi okumalar dilerim.”
Dr. İhsan Metinnam