Yaşam Kaya
İbrahim Çiçek’ in uyarlayıp yönettiği ‘Nora Bir Bebek Evi’ oyunu geçtiğimiz hafta, ‘Antigone’ ise bu hafta dijital sahnedeki yerini aldı. Zorlu PSM’ nin öncülüğünde üretilen ‘dijital sahne’ projesinin iki oyununu (Hamlet ve Martı) daha önce yazmıştım. Genç yönetmen İbrahim Çiçek’ in sinematografik algıda tasarladığı gösterilerde ‘uyarlama’ mantığı olduğu için metinlerdeki diyaloğa çok önem göstermiyorum. Hamlet oyunu ile ilgili sevgili Semih Çelenk’ in beni twitter’da uyardığı Ophelia’nın ‘pek kıymetli hatıralar yaşatmıştınız bana…’ demesi ve Hamlet’ in de ‘ben hiçbir şey yaşatmadım size’ diye cevap vermesinin orijinal metinle alakası yok. Bu diyaloğu biliyorum, ama eleştiride sessiz kalmayı tercih ettim; fakat genç yönetmen Çiçek böylesi anlamsız çevirileri kült metinlere eklememeli. Seyirci oyunlara bakıp ‘aaaa şahane olmuş, muhteşem oynamışlar!’ diyecek, tabi ki! Sonra bize çıkıp ‘ben sevdim, neden siz sevmediniz ki?’ diye hesap soran abuk cümleler yazacak sosyal medyada. Seyirci kendi bakış açısından iki oyunu da sevebilir, ama bir eleştirmen olarak ben tiyatronun görünen yüzüne değil, arkasına bakmayı tercih ederim. Nora Bir Bebek Evi ile Antigone oyunları bakalım nasıl sahneye uyarlanmış?
NORA BİR BEBEK EVİ
Henrik İbsen kült eserinde kadının bedeni üzerinden cinsel eşitsizliği, cinsiyet adaletsizliği gündeme getirmiş. Nora ve Torvald arasındaki en önemli konuşmalara yer veren İbrahim Çiçek, oyunu günümüz koşullarına göre yorumlayıp, Torvald’ın eline verdiği iphone telefon ile Nora’nın telefonuna gelen mesajın hesabını sormuş. Şu kadarını söyleyeyim; iki ergenin sahnede birbirlerinden hesap sormasına dönüşen konuda, tek algılayabildiğimiz kadının namus kavramı üzerinden erkeğe saldırması, özüne dönmek için yaşadığı hayatı inkar ediyor oluşu. Bora Akkaş, Nilperi Şahinkaya ikilisi şahane performansla rollerini oynamışlar. Özellikle kadın oyuncunun Nora’da yarattığı duygusal ve psikolojik gerilim insanın nefesini kesiyor. Yönetimsel anlamda sahnedeki soyut dekorun işlevsiz kalması ise ayrı bir soru işareti? Yönetmen diğer projelerde yakaladığı ivmeyi bu oyunda yakalayamamış; konuyu günümüz dünyasına güncelleme çalışması ile Nora’nın söylemek istediğinin önüne geçiyor. İphone’un ‘yüz tanıma anı’ oyun için çok ama çok sahte.
Nora Bir Bebek Evi oyununa puanım 10 üzerinden 4!
ANTİGONE
Songül Öden ve Güven Murat Akpınar ikilisinin rol aldığı Sofokles’in muhteşem eseri Antigone, bambaşka bir algının yansımasıyla sahnede kendisini gösteriyor. Konuda Antigone, birbirini öldüren iki kardeşinden biri olan Polyneikes’in cenaze töreniyle gömülmesine Kreon tarafından getirilen yasağa tahammül edemez. Kreon’un bu emrinin haksız olduğuna inanan Antigone, Polyneikes’i gizlice gömer. Bunun ortaya çıkmasıyla Kreon, Antigone’yi ölüm cezasına çarptırır. Bu cezanın ilanından sonra Kreon ile Antigone arasındaki muhteşem diyaloğa tanık oluruz.
‘Ülke onlara hakim olanlarındır’ cümlesinin ışığında, Sophokles’in bundan 2500 yıl önce iktidarda yer alanları acımasızca eleştirdiği konu, günümüz Türkiye’sini de çok güzel anlatıyor. Gücü elinde tutmak isteyenler tarih boyunca hiçbir insani değeri, dini algıyı, sosyal kuralları tanımamışlardır. Antigone rolünde Songül Öden konuda anlatılmak istenen özü öylesine keskin biçimde ifade ediyor ki, Kreon’da Güven Murat Akpınar’ ın pek çok noktada anlaşılmayan konuşması bu sayede hissedilmiyor. Songül Öden’ in ‘karakter oyuncusu’ özelliği beni her zaman cezbetmiştir, Antigone’de sisteme haykırışları halen kulağımda çınlıyor.
Yönetmen İbrahim Çiçek’e tek sorum olacak; oyunda Antigone’nin üzerinde dönenim şartlarına göre kostüm varken, neden Kreon’un üzerindeki kostüm günümüz dünyasını hatırlatıyor? Bazı güzel olayları gerçekleştirirken teatral detaylara dikkat etmek gerekli!
Oyuna puanım 10 üzerinden 7!