Romandan Sahneye: Dirmit’in Anlatacakları Bitmez

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[Eda Köprü Yılmayan’ın Birgün’de yayınlanan yazısının bir kısmını paylaşıyoruz.]

Latife Tekin’in romanından sahneye uyarlanan ‘Sevgili Arsız Ölüm-Dirmit’in oyuncusu Nezaket Erden ve yönetmeni Hakan Emre Ünal ile oyunun üçüncü sezonunda konuştuk. Ünal, Türkiye’nin her yerini gezmek istediklerini söylerken Erden de “Dirmit’in anlatacakları bitmedi” diyor.

Latife Tekin’in Sevgili Arsız Ölüm kitabını salgının ilk başladığı ve evlere kapandığımız dönemde okumaya başladım. Kitapla tanışmam biraz geç oldu ancak herkesin kendi dünyasına döndüğü bir dönemde Alacüvek köyünün sakinleri ve Aktaş ailesiyle büyülü bir romanın içine girdim. Sevgili Arsız Ölüm; Atiye, Huvat, Mahmut, Seyit, Nuğber, Halit, Zekiye ve Dirmit kızın hikâyesinin yazarın yaşadıklarından damıtıldığı ve sözlü kültürle harmanlandığı, bir ailenin köyden şehre göçünü, var olma çabalarını, yaşadıkları zorlukları konu edinen bir roman.

Oyun ailenin küçük kızı, kabına sığmayan, annesi Atiye’nin bir türlü çözemediği, tüm olumsuzlukların üstesinden ayla, güneşle, çiçeklerle, konuşarak gelen Dirmit’in gözünden sahneye taşınıyor. Uzun bir aradan sonra tiyatro salonunda olmanın mutluluğu, yalın, anlatımı güçlü bir oyun izlemenin keyfiyle oyunun yönetmeni Hakan Emre Ünal ve sahnede tüm Aktaş ailesine hayat veren ve bu yıl Altın Portakal Film Festivali’nde İnsanlar İkiye Ayrılır filmiyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü’nü alan Nezaket Erden’le görüştüm. Romandan uyarlanan ve anlatı sanatıyla oluşturulan oyunu ve Dirmit’le tanışma hikâyelerini onlardan dinleyelim.

DİRMİT BANA GÜÇ VERDİ

Dirmit’le nasıl tanıştınız?

Hakan Emre Ünal: Nezaket’le üniversitede yüksek lisans sırasında tanıştık. Bitirme tezi için bir araştırma yapmak istiyordu. Latife Tekin’in kitabı Sevgili Arsız Ölüm üzerine çalışmak istediğini söyledi. Dirmit karakteri üzerinden bana romanı anlatmaya başladı. Öncesinde bilhassa kitabı okumadım. Onun kitaba yaklaşımı, yazarı nasıl algıladığı, o dili nasıl dönüştürdüğü ilgimi çekiyordu. Kitabı Dirmit karakteri gözünden anlatıyordu, ardından ben de kitabı okudum ve aylarca birlikte çalışmaya başladık.
Nezaket Erden: Dirmit’le yedi sene önce tanıştım. O dönem bir oyunculuk atölyesine katılıyordum ve o sıralarda romandan sahneye isimli bir atölyemiz vardı. Bir roman karakterini sahneye taşımamız bekleniyordu ancak içime sinen bir karakter bulamamıştım. Daha sonra kitapçıları gezmeye başladım. “Sevgili Arsız Ölüm” kitabını görünce adından çok etkilendim, hemen elime aldım ve sayfalarını çevirip bir iki yeri okudum. Sonra da hemen kitabı alıp bir solukta okudum. Romanı çok sevdim. Özellikle Dirmit’i çok sevdim. Kendimle birçok benzerlikler buldum. Atölye için beş dakika süren bir metin yazdım ve oynadım. O dönem Galatasaray Üniversitesi’nde okuyordum. Mersin’den İstanbul’a yeni gelmiştim. Dirmit bana direnme gücü verdi, kendimle onun arasında bir bağ kurmuştum.

KÖYLERDE DE OYNUYORUZ

Bu sezon kaçıncı oyunu sahneliyorsunuz?

Hakan Emre Ünal: 250’den fazla oyun oldu. Her yerde oynuyoruz, köylerde de oynuyoruz. Çeşitli şehirlerde oynadık. En son Gaziantep’te oyunu sahneledik. Türkiye’nin her yerini gezmek istiyoruz. Bütün oyunlarımızla bunu yapabilmek istiyoruz. Dekorun taşınabilir olması önemli. Amacımız yalın bir üslup ile oyuncunun metni aktardığı oyunlarla seyirciyi buluşturulabilmek.

Dirmit’in anlatacakları bitti mi?

Nezaket Erden: Tabii ki bitmedi. Oyun biterken bile Dirmit’in hiç durmayacağını seyirciye hissettirmek istiyorduk. Çünkü bu kız direnme gücünü asla kaybetmeyecek. Seyirci bu hissiyatla salondan çıksın istedik. Kitap tanrı anlatıcı diliyle anlatılıyor. Tüm karakterlerin hikâyelerini eşit bir biçimde dinliyoruz. Ama anne Atiye romanın baş karakteri diyebiliriz. Biz sahnede hikâyeyi Dirmit’in gözünden anlatmayı tercih etsek de Atiye’nin gözünden de bir oyun yazılabilir mi diye düşündük, düşünüyoruz da. Tüm karakterler için ayrı ayrı oyunlar yazılabilir. Hepsinin romandaki her anı çok ama çok kuvvetli. Mahmut, Huvat, Zekiye, Nuğber, Seyit, Halit… Hepsinin derdi, şehirle mücadelesi çok kuvvetli.

Altın Portakal Film Festivali’nde İnsanlar İkiye Ayrılır filmiyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü kazandınız. Dirmit karakteriyle de tiyatro ödülleri kazandınız. Emre Bey siz de geçtiğimiz sene Bozkır filmindeki rolünüzle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü almıştınız. Birlikte çalışmak size iyi geldi sanırım.

Nezaket Erden: Birlikte üretebilmek kolay bir şey değil, hele bir de karı koca olunca. Kavgalarımız bile sonunda bir şeye dönüşüyor. Bu çok hoşuma gidiyor, birlikte üretebiliyoruz, çok iyi tartışabiliyoruz.
Hakan Emre Ünal: Biz çok çalışıyoruz. Bazen aylar boyu çalıştığımız oyunları hikâyeleri daha seyirci ile buluşma zamanı gelmedi diyerek rafa kaldırabiliyor, hatta doğru zamanı şu an değil diyerek iptal edebiliyoruz. Nezaket ile her an bir çalışma ortamımız var. Bazen ne zaman çalışıyoruz ne zaman çalışmıyoruz ayıramadığımız zamanlar oluyor. Zorluğu da çok tabii ama güzel. Şanslıyız ki çevremizde de bize güvenen bizle çalışmak isteyen çok değerli insanlar var. Tiyatro Hemhâl’de Ayşe Draz, Özlem Hemiş gibi çok önemli isimlerle çalışıyoruz. Ekibiz, küçük ama çok kıymetli oyuncularımız var. Pınar Güntürkün, Kürşat Demir, Kayhan Açıkgöz gibi. Sinema alanında da ikimiz de çok değerli yönetmenler, ekiplerle çalıştık. Tiyatroda dert edindiğimiz meseleleri çalışırken, sinemada başka hayallere dertlere ortak oluyoruz. Niyetimiz, beklentimiz daha fazla böyle karşılaşmalar yaşamak.

LATİFE TEKİN BAŞTA İZİN VERMEMİŞTİ

Latife Tekin oyunu beğendi mi? Onun karşısında oynarken neler hissettiniz?

… Devamı için tıklayınız

Birgun

Paylaş.

Yorumlar kapatıldı.