Popülizm çukurunun dibine gittiğimizi söyleyen Tilbe Saran “Demokrasi ve barış istiyorsak önce adil, eşitlikçi, dürüst ve vicdan sahibi bireyler olmalıyız” dedi.
(Sözcü gazetesinden Merthan Sümbelli’nin haberini okuyucularımızla paylaşıyoruz)
Tilbe Saran Türkiye’nin en önemli oyuncularından biri. Tiyatro, sinema ve dizilerle hayatımıza dokunuyor, sesiyle tahayyülümüzü harekete geçiriyor. Saran, memleketin vaziyetini nasıl gördüğünü anlattı…
– Türkiye nereye gidiyor?
Popülizm çukurunun dibine!
– Demokrasi ve barışa dair birçok çağrının altında imzanız var… Bugün bir çağrıyı kime yaparsınız?
Herkese! Çünkü hepimiz, şikayet ettiğimiz düzene su taşıyoruz, her an. Demokrasi ve barış istiyorsak önce adil, eşitlikçi, dürüst ve vicdan sahibi bireyler olmak, akıl ve bilimin ışığıyla, misafir olduğumuz bu güzelim dünyada tüm canlılarla hürmetle birlikte yaşamak için herkese seslenirdim. Öteki zannettiğimiz tüm kardeşlerimizle dayanışmanın ve paylaşmanın barışa ulaşmanın en önemli adımı olduğunu söylemek isterdim.
YAZA GÜZEL İŞLER YAPARIZ
Tiyatro severler Tilbe Saran’ı en son Vahşet Tanrısı oyununda izleyebildi. Pandemi dolayısıyla birçok tiyatro oyunu gibi o da sekteye uğradı. Muğla’da ahırdan dönüştürdüğü tiyatro atölyesinin çalışmaları da durdu. Tilbe Saran, “Ne yazık ki atölye de diğer pek çok çalışma yeri gibi boş kaldı. Hep birlikte yeniden almamız gereken önlemleri sıkıca uygularsak, önümüzdeki yaza çok güzel işler yapabiliriz. Hedefimiz, her alanda tüketicilikten, üreticiliğe geçmek” dedi.
HAYAT GİTMİYOR, DURDU
* Pandemi sürecini nasıl geçiriyorsunuz?
Hayat gitmiyor, durdu! Ama pek çok kişinin aksine bu süreci doğada geçirme ayrıcalığım oldu. Yani bir yandan çalışma hayatı yavaşlarken, öte yandan kentte özlemini çektiğim doğanın tadını çıkarabilme fırsatım oldu. Doğada olmak, o çok karmaşık ekosistemi yakından gözlemlemek, her gün doğanın bizlere bahşettiği sonsuz seslerin, kokuların, görsel şölenin farkına varabilmek, dünyamızın kıymetini bir kez daha ve derinden duyumsattı. Ve açgözlü aymazların harap ettiği eşsiz gezegenimizin gene de insanoğluna gösterdiği cömertlik beni utandırdı. Bir de kadınların gücünü. Her alanda olduğu gibi gösteri sanatlarındaki kadın meslektaşlarım da hızlıca bir araya gelip bu yalnızlaştırıcı süreci verimli kılmaya yönelik pek çok sanal buluşma gerçekleştirdi. Camdan cama birbirimize dokunduk, öğrendik, paylaştık, çalıştık…
TİYATRO EMEKÇİLERİNİN DESTEĞE İHTİYACI VAR
Saran, pandeminin birçok iş kolu gibi gösteri sanatlarından ekmeğini kazananları da fena halde hırpaladığını kaydetti. Kendisinin de katkı sunduğu ‘Dayanışmanın yüzü şiir’ kampanyasıyla 560 tiyatro emekçisine sembolik de olsa maddi destek sağlandığını belirterek, “Hâlâ ihtiyaç var” dedi.
ADALET YOKSA SANAT DA OLMAZ
İktidar gücünün hiçbir dönemde sanatı sahiplenmediğinin altını çizen Tilbe Saran, aksine sanatçının sesinin kısılmasının hedeflendiğini kaydetti. Ve ekledi: “Bilim ve sanat soru sorar çünkü, gerçeği arar. Şeffaf olmayan ve baskıcı bir yönetimde hayatı güzelleştirmeye çabalamak hiç kolay değil. Adaletin olmadığı, birilerinin yok sayıldığı, yalanın gerçeğe baskın çıktığı bir iklimde, bilim ve sanat işlevini yerine getiremez.”