Özel tiyatrolar pandemi süreciyle birlikte zor günler geçiriyor. Daha önce seslerini duyurmak için “Tiyatromuz Yaşasın” kampanyası başlatan ve sonra susma eylemi yapan özel tiyatroların talepleri ise hiçbir şekilde karşılanmadı.
Ankara Sanat Tiyatrosu oyuncusu, aynı zamanda Oyuncular Sendikası üyesi Çağlar Deniz, özel tiyatro alanlarında yaşanan sorunları anlattı.
1996 yılında amatör olarak başladığı tiyatro yaşamına 2005 yılından bu yana Ankara Sanat Tiyatrosu’nda devam eden Deniz, tiyatroyu “Tiyatro benim için gerçek hayattan soyutlanıp, sahne üzerinde üstlendiğin karakterin etine, kemiğine bürünerek iki saatte olsa onun hayatını yaşamaktır” olarak tanımlıyor. Deniz ayrıca, sahne üzerinde kurulan dünyada, normal hayatta olamayacakları kadar özgür olduklarını söylüyor.
TİYATROYU TEHLİKELİ BULUYORLAR
Hayata farklı yönlerden bakan, eleştirel yaklaşan, sorgulayan, merak eden insanlar için tiyatronun hayatlarının bir parçası ve vazgeçilmezi olduğunu hatırlatan Deniz, “Ama dünyadan bihaber, umarsız, biat eden, merak etmeyen, sorgulamayan, araştırmayan insanlar için tiyatro bir anlam ifade etmemektedir. Bilakis onlar tiyatroyu tehlikeli bulmaktadırlar” diyerek, tiyatronun toplumdaki yerini kestirmenin net olmadığını belirtti.
ÖRGÜTLÜ OLMAK ÖNEMLİ
Salgın nedeniyle sezonu erken kapatmak zorunda kaldıklarını dile getiren Deniz, ayrıca yaz aylarını da işsiz geçirdiklerini vurguladı. Yaşadıkları durumu “Bir anda bütün dünyamız değişti” sözleriyle özetleyen Deniz, şöyle devam etti: “Salgın bizleri maddi ve manevi anlamda çok zor duruma soktu. Ankara Sanat Tiyatrosu (AST zaten sahnesini kapatmış ve zor bir sürece girmiş durumda. Ancak yine oyuncularına destek vermeye devam etti. Bu da örgütlü olmanın aslında ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi.”
AST ÖDENEKTEN MAHRUM BIRAKILIYOR
Tiyatrocuların taleplerinin aslında hiç bir zaman karşılanmadığına dikkati çeken Deniz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece bu zor süreçte bir araya gelen tiyatroların görünür olmasından kaynaklı olarak seslerini duyurma fırsatları oldu. Biz de Ankara’dan kurulan oluşumlara ve birlikteliklere destek olmaya çalıştık. AST zaten yıllardır hak ettiği ve özel tiyatrolara verilmesi geren ödenekten mahrum bırakılıyor. 57 yıldır Türkiye’nin en köklü özel tiyatrosu birçok zorluğa, badireye direnmiş ve bir şekilde ayakta kalmayı sürdürdü. Ama bu defa karşımızda gözle görülmeyen ve mücadele biçimleri geliştirilemeyen bir zorlukla karşı karşıyayız.”
“İKTİDAR KENDİ SANATÇISINI KOLLUYOR”
Deniz, iktidarın sanat ve sanat emekçilerine yaklaşımını ise şöyle değerlendirdi: “Bu iktidar dönemi; kendi sanatçısını yaratıp, koruyup, kollamaktadır. Benden olmayan bana karşıdır mantığıyla hareket edildiği için bu iktidarın bizleri hiç umursamadığının da farkındayız. Belki de bu umursanmama bizim gibi oyuncuların çok da umurunda değildir.”
ACİL YASAL DÜZENLEME
Tiyatrolarının haftanın üç günü perde açarak ayakta kalmaya çalıştığını aktaran Deniz, pandemi kapsamında tiyatrolara getirilen yüzde 60’lık kapasite sınırlamasına tepki gösterdi. Deniz, “Yüzde 60 doluluktaki tiyatro prodüksiyon mu yapsın? Kirasını mı ödesin? Personel maaşlarını mı versin ya da faturaları mı ödesin?” diye sordu. Deniz, özel tiyatrolara acilen vergi düzenlemesinin yapılmasını isteyerek, şunları söyledi: “KDV indirimi, elektrik, su, doğalgaz faturalarında indirim uygulanmalı. Her ay kira yardımı yapılmalıdır. Aksi taktirde özel tiyatroların yaşama şansı yoktur. Özel tiyatrolara bir yasal düzenleme çıkarılmazsa; mağdur olan gişe, teknik, oyuncusuyla tüm tiyatro emekçilerinin de yaşama şansı yoktur.”