Bundan üç asır önce, sadece dört yüz bin insanın yaşadığı Paris’te, sarı ve yeşil giysileri içinde bir delikanlı… Bir halıcının oğlu… Yattığı yerden kalkıp önündeki pencereden boşluğa bakma cesaretini gösterir. O küçücük pencereden kıpır kıpır Paris’i görür. Görgüsüz burjuvalar, münasebetsiz soylular, efendiler ve uşaklar, zorba babalar ve birbirine kavuşmak için çırpınan âşıklar… Bir atlıkarınca misali Molière’in etrafında dönüp durmaktadır.
Halıcının oğlu parmak uçlarında azıcık daha yükselir; küçük penceresinden sadece Paris’i değil tüm dünyayı, tüm çağını görür. Taşların yerinden oynadığı, bugünün temellerinin atıldığı o çağa bakarken bir yandan da hınzırca gülümsemektedir… Tıpkı arı kovanına çomak sokan yaramaz bir çocuk gibi…
Molière Efendi, Tiyatro Boğaziçi’nin diğer oyunlarından farklı olarak bir gençlik tiyatrosu örneği… Bu oyunla, eserleri dünyanın dört bir yanında, neredeyse tüm dillerde sahneleri dolduran Molière’i, genç seyircimize tanıtmak istedik. Çünkü edebiyat kitaplarında birkaç sayfaya, ezberden söylenen birkaç basmakalıp cümleye, müfredatlarda bir ders saatine sıkıştırılmayacak kadar değerliydi bu büyük tiyatro ustası…
Oyunumuzda Molière’in hayatından bazı önemli kesitleri canlandırırken, Cimri, Kibarlık Budalası ve Hastalık Hastası gibi ilk günkü değerinden bir şey kaybetmeyen büyük eserlerinden sahnelere de yer verdik. Ve bu büyük tiyatro ustasını, oyunlarındaki panayır canlılığı içinden anlatmaya çalıştık.
Öğrenmenin yaşı yok; oyunumuza yediden yetmişe herkes davetli!
Shakespeare “Tüm dünya bir sahnedir!”demişti, Molière bu sahneyi aldı ve bir panayır alanına çevirdi!
YER: Boğaziçi Üniversitesi, Güney Kampüs, Demir Demirgil Tiyatro Salonu
İletişim ve Rezervasyon İçin:
0 537 500 24 91
0 535 371 12 54