Karslı bir Kürt, transseksüel ve feminist olan Esmeray, ‘Cadının Bohçası’nı bu kez Hamburg’ta açtı. Esmeray’ın kendi hayat hikayesinden olan bu stand-up gösterisi bir zamanlar çoğunluk toplumunun içinde olup cinsel tercihiyle farklı olan, farklılığının farkındalığında tekrar ‘içeri’ye girmeye çalışan bir ‘öteki’nin öyküsü aynı zamanda. Esmeray cinsel tercihinin farkına çok erken varmış. Köydeyken küfür bile edemeyecek bir kişiliğe sahipmiş. Köyde anasının kuzusu olan Esmeray, geldiği İstanbul’da kendini kurtlar arasında buluvermiş, onların kapanına düşmüş. Cinsel kimliğinden dolayı hep şiddete maruz kalmış. Kürt olması da işin tuzu biberi olmuş. Her yerde dıştalanmış. MKM’nin kapısında defalarca kovulduğunu hüzünlenerek anlatıyor. Sonra gururla „Kapısında kovulduğum MKM’de yıllar sonra sahne aldım“ diyor.
Kürt ve transseksüel kimliği yanı sıra sıra kendini feminist olarak tanımlayan Esmeray, oyununda etnisite ve sınıf ilişkilerini feminist bir perspektiften ele alıyor. Dil ve mizah anlayışı oldukça zengin olan oyunu izlemeye gelen çoğu insan Esmeray’ın sivri dilinden nasibini alıyor. Aynı zamanda bir aktivist de olan Esmeray için polisten yediği dayak sokakta yediği dayağın yanında bir hiç bile değil. Kendisinin dışlanmadığı tek yer barış annelerinin kucağıdır. En çok onların yanında insan olduğunu hissettiğini söylüyor. Tek isteği barıştır. O kendisini dövenleri bile af edecek kadar büyük bir yüreğe sahiptir. Uzun bir zamandır seks işçiliğini bırakmış. Müslüman mahallesinde salyangoz satamayacağını anlayınca bu kez midye satarak yaşamına devam ediyor.
Bohçasını kaptığı gibi Almanya turnesine çıkan Esmeray üç gün boyunca Hamburg’ya yaşayan tiyatroseverlere unutulmaz dakikalar yaşattı. Bakalım bundan sonra cadının bohçasından neler çıkacak. Neler mi çıkar? Tabii ki hayata dair ne varsa.
