[Vecdi Sayar’ın BirGün’de yayımlanan yazısının bir kısmını okurlarımızla paylaşıyoruz.]
Sanatçılarımızın büyük bir bölümü hukuksuz uygulamalara tepki gösterirken, CHP’nin sanatçılara sahip çıkması güzel ama yeterli değil. Sanat alanında tutarlı politikalar oluşturulmasının zamanı gelmedi mi? Sanatçılarla yapıcı diyaloglar kurulmasının tam zamanı değil mi?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun çalışma arkadaşlarıyla birlikte tutuklanması üzerine başlayan, gençlere uygulanan şiddet üzerine yoğunlaşan protestolara sanat dünyamız yoğun bir katılım gösterdi. Bini aşkın sanatçı imza kampanyası ile yaşanan hukuksuzlukları eleştirirken, edebiyatçılar, sinemacılar, tiyatrocular ayrı imza kampanyaları ile direnişe destek verdiler. Binlerce sanatçı imzalarıyla destek vermekte kalmadı; sosyal medya hesaplarından videolar paylaşarak ifade özgürlüğünü ve demokratik, laik hukuk devletini savundular; gençlere yönelen şiddeti eleştirdiler.
Bu tepkiler iktidarın sanat üzerindeki baskılarını artırmasına yol açtı. Eylemlere katılan ve boykota destek veren yüzlerce gencin gözaltına alınmasının yanı sıra, İstanbul’un önemli ilçelerinin belediye başkanlarının tutuklanması, İstanbul’un kültürel mirasını ayağa kaldıran, kente çok sayıda sanat mekanı kazandıran İBB Genel Sekreter Yardımcısı, sanat ve sanatçı dostu Mahir Polat’ın rahatsızlığına karşın hapiste tutulması gibi hukuksuz uygulamalara karşı çıkan sanatçıların sosyal medya hesapları ‘milli güvenlik’ gerekçesiyle engellenmeye çalışılırken, ifade özgürlüklerini kullanan oyuncuların TRT dizlerindeki görevlerine son veriliyor. Üniversite rektörleri boykota katılan öğrenciler ve öğretim görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Gözaltına alınan arkadaşlarımızdan yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakılan sanatçı Cem Yiğit Üzümoğlu’nun “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” mesajı gençlerin, sanatçıların ve tüm demokratların duygularına tercüman oluyor.
Devamı için tıklayınız.
BirGün