Hasan Âli Yücel’e Saygıyla…

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Dikmen Gürün

1938-1946 yılları arasında Milli Eğitim bakanımız olan Hasan Âli Yücel salt o yılların değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm dönemlerinin unutulmaz isimlerinden biridir. Yaptıklarıyla, yazdıklarıyla, söyledikleriyle her daim saygıyla ve sevgiyle hatırlanacaktır. Hatırlanmalıdır da. Sadece eğitim sistemimiz değil, tüm sistemlerimiz bilinçli olarak itildikleri uçurumların kenarlarında sağa sola savrulurken; hatırlamanın çok ötesinde, özümsenmelidir, sindirilmelidir Hasan Âli Yücel’in eylemleri ve söylemleri.

TERCÜME BÜROSU

26 Şubat 1961 vefat ettiği yıl. Sözü fazla uzatmadan bu değerli eğitimcimizin İş Bankası Kültür Yayınları’ndan 1956 yılında çıkan İyi Vatandaş, İyi İnsan kitabının 8. basımını alıyorum elime. Kültüre dair söylediklerine bir kez daha bakıyorum.

“Kültür tabirinin en doğru anlamı, fert şuurunun zamanda ve mekânda insanlık için elde ettiği bilgi ve duygudaki derinlik ve genişliğinde görünür. Kültür; ne sadece bilgi, ne de ezberlenip tekrar edilmiş tecrübe formülleridir. Kültür, bütün bu bilgilerin ve tecrübelerin insan ruhunda ve zekâsında hazmedilmiş, benimsenmiş, öz varlığa sinmiş halidir. Garp medeniyetinin ‘hümanizma’ adıyla eski Yunan medeniyetinden alıp bugüne kadar getirdiği anlayış, buna işaret eder. Bizim kanaatimizce kaynağı ve pınarı eski Yunan’la tahdit etmeyip daha arkalara ve başka diyarlara gitmek, nerede insan ruhunun kendine göre mana taşıyan bir izi ve eseri varsa onları da içine alarak en geniş kavramıyla hümanizmayı bütün insanlığı kucaklayan bir anlayış halinde görmek lazımdır.” İşte 1941 yılında Tercüme Bürosu Hasan Âli Yücel tarafından bu amaçla kurulur bakanlık içinde. Kendi deyişiyle Eflatun’un “Diyalogları” yanında Konfüçyüs’lerin, Mevlana’ların, Sadi’lerin eserleri çevrilerek “Türk şuuruna doğar”. 

VE SONRASI

Türk Hümanizmi kitabının yazarı Prof. Dr. Suat Sinanoğlu, 1946 yılında Hasan Âli Yücel’in siyasi nedenlerle istifasının ardından, yeni milli eğitim bakanı tarafından Tercüme Bürosu çalışmalarının yokuşa sürüldüğünden söz eder. İlerleyen yıllarda, 1966’da kapatılmıştır Tercüme Bürosu. Aslında, toplumca hiç de yabancısı olmadığımız uygulamalardan bir örnektir bu olay. Ama ne güzel ki 1956 yılında, İş Bankası’ndan aldığı güçle Hasan Âli Yücel tarafından kurulan “İş Bankası Kültür Yayınları” bünyesinde bugün de “Hasan Âli Yücel Klasikleri” başlığı altında onun başlattığı bu çeviri geleneği sürdürülmektedir. Bu kitapların başında 23 Haziran 1941’de maarif vekili olarak yazdığı Önsöz’ün yer alması ayrıca önemlidir. Bir kıymet bilirlik örneğidir.

KÖY ENSTİTÜLERİ

Yine elimde aynı kitap İyi Vatandaş İyi İnsan… Bu sefer de Köy Enstitülerine yöneliyorum.

“Memleketimize gelen bütün yabancı uzmanların Köy Enstitülerini faydalı, hatta bütün dünya için örnek bir eğitim ve öğretim ocağı olarak görüp göstermelerinin sebebi bu okullarda bilginin yaşam faaliyeti ve ihtiyaçlarından çıkarılması, ortak ve beraber bir hayatın gerçek şartları içinde, sosyal ve ekonomik çevreye uyularak canlı bir eğitim verilmesi idi. Ne bilgi bir süs ne tavır ve hareket bir gösteriştir. Hepsi hayat içindir. Köy Enstitüleri köyden gelen temiz Türk çocuklarına bu prensibin gerçekleşmesi imkânını sağlıyordu. Yabancılar bu cihetleri gördüler ve takdirle söylediler. Aydınlarımızın bir kısmı ve bazı maarifçilerimiz, bu müesseseleri bir kere bile görmeden, yakından incelemeden, eksikleri varsa düzeltecek yerde onları yıktılar. Ezbercilik, yalnız öğretim metodumuz değil, çok kere sosyal davranışlarımızdır.” 

Düşünüyorum; 1946 itibarıyla Köy Enstitülerinin mimarları Hasan Âli Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un yolları siyasetçiler tarafından kesilmeseydi ve 1951’de Demokrat Parti iktidarında kapatılmasaydı, bugün durduğumuz nokta ne kadar farklı olurdu. Ve Hasan Âli Yücel’i Köy Enstitülerine dair söyledikleriyle bir kez daha saygıyla anıyorum.

Cumhuriyet

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Dikmen Gürün

Yanıtla