Yönetmen Elvin Beşikçioğlu, bizi Rumen yazar Matéi Visniec’in ‘Batı Ekspresi’ oyunuyla Batı’nın cazibesi ve Doğu’nun hüzünlü gerçeği eşliğinde, özgürlük ve kimlik arayışına dair yolculuğa çıkarıyor.
Birçok eseri ülkemizde sahnelenen Rumen yazar Matéi Visniec’in ‘Batı Ekspresi’ adlı oyunu, Tatbikat Sahnesi’yle seyirciyle buluşuyor. İçinde barındırdığı ince mizah unsurlarıyla dikkat çeken oyun, sürgün ve daha iyi bir gelecek umuduyla sosyo-politik hikâyeler arasında gidip gelirken, komünizmin etkileriyle kapitalist rüyanın aşırılıkları arasında kalmış Avrupa’nın rengarenk beşiğine götüren bir yapıt olarak karşımıza çıkıyor. Oyunun yönetmeni Elvin Beşikçioğlu ile Visniec’in mesajlarını ve sahneye yansıyan yansımaları üzerine konuştuk.
Matéi Visniec’in Batı Ekspresi gibi çok katmanlı bir eserini sahnelemeye nasıl karar verdiniz? Sizi en çok ne etkiledi?
Matei Visniec çok sevdiğimiz, zaten tüm dünyada da oldukça bilinen zor bir yazar. Eserleri nüktedan, trajikomik ve çok katmanlı. Bu eseri de öyleydi. Bir dürü epizottan oluşan, her epizotta başka tiplerin olduğu, konuyla ilgili başka mevzuların işlendiği, ara geçişlerin ise boş evlerle tamamlandığı bir yapıydı. Epizot, epizot olduğu için bizim aşina olduğumuz tiyatro dinamikleri yoktu. Başka bir göz, başka bir anlatım biçimi denemişti. Mevzu göç hikâyesiydi ama katmanları çok dallıydı. Batı arzusu, kapitalizm, aidiyet, kültürlerin iğdiş edilmesi, dilin parçalanması gibi. Ama tüm bunlar içinde beni en çok etkileyen yalnızlık, o boşluk, bekleme ve hiç gelmeme hali, boş evler üzerinden çok güzel anlatılmıştı. Bence hatta dahiyane bir fikirdi ve kararım bu oyunu sahnelemek oldu.
Oyunda Batı’nın bolluğu ve tüketim toplumunun öne çıkarılması, kapitalizme dair ne gibi eleştiriler getiriyor? Bu eleştirilerin günümüzle olan ilişkisini nasıl yorumlarsınız?
Kapitalizm hayatımızda her yerde ve öyle bir halde ki artık kendi kültürlerinizi, dillerimizi yemeğe, tüketmeye başladı. Her şeyin para olduğu bu düzlemde elimizde, bizden satacak ne varsa gözden çıkarılır halde. Batı hep gidilecek olan yön. Hep Batı, illa ki Batı. Ama kaybettirdiği şeyler, kültür, dil, bellek, aidiyet. Hiç binilemeyen bir tren, Batı Ekspresi. Durmaksızın geçen ama geçerken bizi, bizden alan. Dolayısıyla kayıpları çok. Eser çağdaş, günümüz yani. O yüzden günümüzde tüm Balkan ülkelerini etkileyen etkileri anlatmış. Bizde de aynı sorunlar. Çok örtüşüyor.
Türkiye’de iç göç ve dış göç yaygın. Oyunun buradaki karşılığı ne?
Tam da dediğiniz gibi iç göç ve dış göç zaten halihazırda mevcut. Ülke her ikisinden de çok etkileniyor. Gelenler bizim yaşantımıza uyum sağlamak yerine kendi kültürlerinde davranıp inşa etmeye çalışıyorlar. Birçok yer, birçok şey onların dilinde ve hizmetinde. 1960’larda gidenlerle 2000’ler de göç edenler farklı kimlikler. 60’lar işçi furyası daha çok Almanya. Köy, kasaba kültüründen gidip nesilleşmiş, yeni nesillerse artık Türkiye’ye uzak. 2000’ler üniversite mezunu veya bir mesleği olan insanlar. Bu büyük kayıp Türkiye için. Beyin göçü. İdareden memnun kalmama, ekonomi, emeğin karşılığını görmeme gibi bir sürü sebepten. O yüzden Batı Ekspresi çok güncel. Şu an bizim yaşadığımız pek çok durumu içinde barındırıyor.
Oyunda ‘boş evler’ anlatımına yapılan vurgu seyirciyi derinden etkiledi. ‘Boş evler’ neyi simgeliyor?
Boş evler, adından mütevellit boş, bomboş, boşluk. Beklemek, dönememek, ama hep umut etmek, yalnızlık, yaşanamamış yıllar, hüzün ve bolca da özlem.
Eşiniz Erdal Beşikçioğlu, önemli oyunculardan. Kızınız da oyuncu olmaya karar verdi. Evde sürekli sanat mı konuşulur? Birbirinize eleştirilerde bulunur musunuz?
Aslında ben de oyuncuyum. Yönetmenlik vizyon, çokça da oynamak, bolca yönetmen görmenin ardından ne istediğini belirledikten sonra gelişen (iyi ki de gelişen) bir süreç oldu bende. 30 yılı aşkın oyunculuk yapıyorum. Son 10 yıldır da yönetmen yardımcılığı ve yönetmenlik. Erdal’ın bir yönetmen olarak gözü, vizyonu ve dehası, oyunu okuma biçimi ve yapılandırması o kadar iyi ki, ondan çok şey öğrendim. Sanatta hep birbirimizi besledik. Derin, bu ortamın içine doğdu. Evet, sanat konuşulur. Okuduğumuz kitaplar, gittiğim oyunlar, tiyatro metinleri, tartışma konusudur. Derin, çok önce belli etti oyunculuk isteğini. Azimli ve bu konuda çalışkan. Tabi ortamın katkıları da olmuştur hayatında. Eleştiri kısmı keskin bizde. Erdal yönetirken beni, ben yönetirken oyuncuları, sonra birbirimizi eleştiririz. Ama benim dilim maalesef daha keskin.
Oyun künyesi:
Matéi Visniec’in kaleme aldığı, Elvin Beşikçioğlu’nun yönettiği “Batı Ekspresi”nde Adem Aydil,Derin Beşikçioğlu, Fatih Sönmez, Selin Tekman, Selin Zafertepe ve ÜnsalCoşar birlikte rol alıyor. Oyunun etkileyici dekor tasarımı Barış Dinçel’in, ışık tasarımı Önder Arık’ın, kostümleri Başak Özdoğan’ın, müzikleri ise Utar Dündar Artun’un imzasını taşıyor.
Oyun tarihleri: 8-9 Mart Ankara Tatbikat Sahnesi; 28 Mart İstanbul Baba Sahne.