Barış Atay: Yaşadığımız Dünya Modern Bir Orta Çağ’a Benziyor

Pinterest LinkedIn Tumblr +

[T24’den Faruk Ekicin’in Oyuncu Barış Atay ile yaptığı söyleşiyi okuyucularımızla paylaşıyoruz]“Her dönem, kendi koşulları içinde, kendi iktidarlarını yaratmış, bunun için savaşmış sonra o iktidardan vazgeçmiş, yıkmak için uğraşmış. Bu hırs, bu savaş bitmek bilmeyen bir döngü. Fakat bence esas her sürecin Lady Macbethlerine, manipüle figürlerine bakmak gerekli. Esas gücün tam olarak orada olduğu, fikirlerin, stratejilerin ve en mühimi uzun vadeli planların bu insanlardan çıktığı çok açık. Modern toplumda da, iktidarlarda da bu çok net görülüyor”

William Shakespeare’in Macbeth’i, sadece bir iktidar mücadelesi değil, aynı zamanda insan ruhunun derinliklerinde yankılanan bir varoluş krizidir. Gücün gölgesi, hırsın ve korkuların iç içe geçtiği bir karanlığa dönüşürken, insanın kendi kaderi üzerindeki kontrolü sorgulanır. Yönetmen Kemal Aydoğan bu klasik eseri çağdaş bir bakış açısıyla yorumlarken, Macbeth rolündeki Barış Atay ve Lady Macbeth rolündeki Ezgi Çelik’in etkileyici performansları izleyiciyi derin bir iç hesaplaşmaya sürüklüyor.

Kanlı bir iktidar mücadelesinin ortasında kaybolan insan ruhunu sahnede yeniden inşa eden bu çağdaş yorum, izleyiciyi sadece bir tarihsel kurguya değil, günümüz dünyasına da ayna tutmaya davet ediyor.

Aybanu AykutDeniz ElmasMelek CeylanÖzge Öztürk ve Gözde Kısa‘nın hem Macbeth‘in cadılarına hem de birçok karaktere büründüğü oyunda, insanın güç hırsıyla yozlaşmasına, kader ile özgür irade arasındaki çatışmasına şahit oluyoruz.

Bu hafta bu köşede, yönetmen ve başrol oyuncularıyla; 16 Mart’ta Moda Sahnesi’nde yeniden tiyatroseverlerle buluşacak Macbeth’in sahneye taşınma sürecini, modern dünyayla kurduğu bağı ve karakterlerin psikolojik derinliklerini konuştuk.

– Macbeth’i uyarlama fikri nasıl ortaya çıktı ve ekiple nasıl bir araya geldiniz?

Kemal Aydoğan: Macbeth’i 2010 yılında yönetmiştim. Oyun hakkında bundan dolayı fikrim ve ilgim vardı. Barış Atay ile birlikte oyun yapmak üzerine bir süredir düşünüyorduk. Macbeth üzerinde karar kıldık. Ezgi Çelik ile beni Barış Atay tanıştırdı. Cadıları oynayan oyuncu arkadaşlarımdan Aybanu Aykut, Deniz Elmas ve Melek Ceylan ile daha önce çalışmıştım. Özge Öztürk ve Gözde Kısa ile bu oyun aracılığıyla ilk kez tanıştım.

– Macbeth’i sahneye koyarken klasik anlatımı modern bir bakış açısıyla sunmayı nasıl başardınız? Bu dengeyi nasıl kurdunuz? Ayrıca oyundan çıkar çıkmaz aldığım ilk not, “cadılar çok ön planda” olmuş, cadıları böyle bir rejiyle izlemek bana çok keyif verdi, bu kararı nasıl aldınız?

Kemal Aydoğan: İktidara gelme hırsı ve sonrasında iktidarda kalmak için yapılan kıyımlar hakkında çok sadece Macbeth değil bir dolu sanat eserinin yanı sıra hayattan da epeyce bir örneğimiz var, buna doyduk bence. İktidardakilerin süreçlerini izlerken güçlü olanlara dikkat kesilip onların hikâyelerini izliyoruz. Bir nevi yeniden üretim sürecini tekrar etmekten vazgeçmek isteği cadıları oyunun belirgin figürü yapmaya götürdü beni. Bu iktidar belasının sönümlendiği zamana bir atfı var oyunun. Cadılar ya da oyundaki adıyla Felekten Hemşireler, yani kadınlar erkek egemen iktidar mücadelesinin, patriarkanın şiddetinin, aklının çalışma prensiplerini ele geçirmişler ve bunu erkeklerin elinden alıp “erkekleri” boşa çıkarıyorlar. Ortak kötü olarak da Macbeth’i oyunda erkek olarak tutarak onu “erkek” olarak yok oluşa sürüklüyorlar.(Söyleşinin devamı için buraya tıklayın…)

Paylaş.

Yanıtla