Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi’nden Gözaltılara Tepki

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Özgür Sanat İnisiyatifi üyeleri, HDK’ye yönelik soruşturmalar kapsamında, aralarında sanatçı, siyasetçi ve gazetecilerin de olduğu 54 kişinin gözaltına alınmasına ortak bir açıklamayla tepki gösterdi.

Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi üyeleri, HDK’ye yönelik soruşturmalar kapsamında yapılan gözaltılara karşı ortak bir metne imza attı.

İnisiyatif, aralarında üyelerinin de olduğu gözaltılara karşı İstanbul, İzmir ve Ankara’da açıklama yaptı.

Play Video

Beyoğlu’nda bulunan Karşı Sanat’ta ressam Fatoş İrven tarafından okunan ortak açıklamada, “Yalnız değiliz diyoruz onlara, dosyalarınızdaki suçlamalar, kar gibi eriyecek bir gün hakikatin güneşi düştüğünde üzerine” ifadeleri yer aldı.

İzmir’deki açıklama, İzmir Dayanışma Akademisi’nde yapıldı. Jîn Art Sanat Evi, Avesta Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği ile sivil toplum örgütleri temsilcileri de açıklamaya katıldı. Arzu Filiz Güngör, ortak metni okudu.

‘İNSANCA YAŞAMAK İSTİYORUZ DEMEK SUÇA HAVALE EDİLDİ’

İnisiyatifin 3 kentte açıkladığı ortak metin şöyle:

“Karanlık bir yolda uzun yürümüş olanlar, hava diye çoğu zaman endişe soluyanlar, varoluş hakkı, dili elinden alınanlar, ölesiye çalışıp yine de barınak ve yiyecek bulamayanlar, çocuklarına öğün diye utançlarını koyanlar; zulüm kelimesinin bütün yan anlamlarını ezberleyen şairler, sadece işini yaptığı için susturulan sinemacılar, gazeteciler, tiyatrocular ve  yasaklı kitapların başında nöbet tutan yazarlar; evleri başlarına yıkılanlar, bir parça huzur için bir ömür harcamış olanlar, sizler, sistemin kara deliğine itilmiş olanlar, hiç gün yüzü görmeden ölen insanlar, hepinize, hepimize bir hayat borçlu onlar.

‘İnsanca yaşamak istiyoruz’ demenin suça havale edildiği sisli bir yoldayız şimdi. Bir suça yatıyoruz akşam diye, bir suça uyanıyoruz her gün sabah diye. Adalet istemenin günah, başka türlü düşünmenin ise sisteme şirk koşmak olduğu bir yerdeyiz. Artık saymak istemediğimiz kadar çok insan, kimseyi ikna etmeyen gerekçelerle içeride. İfade özgürlüğü, demokratik haklar, eşit yurttaşlık, sansürsüz sanat, arzuların özgürlüğü, hatta sıradan bir gün talebi bile, şimdi savcıların iddianamelerinde. Bizim hayat diye düşlediğimiz her şey şimdi, dikenli tel gibi ülkeye gerilmiş bir cadı avının kafesinde. Pencerelere perde diye korku asıyorlar, şiddeti gündelik hale getirerek herkesi, yalnız ve çaresiz olduğuna inandırmaya çalışıyorlar. Yalnız değiliz diyoruz onlara, dosyalarınızdaki suçlamalar, kar gibi eriyecek bir gün hakikatin güneşi düştüğünde üzerine ve biz, yeni bir ortaklığın yolunu bulacağız.

Kış güneşleri bıktı sizden, sesini seslerine katacağımız insanlarla yeniden kuracağız mevsimleri. Korku, sizin kalbinize kazınsın, biz filmini yapıp, oyunlarını yazacağız bu günlerin. Çaresizlik, zalimin hanesine yazılsın, biz, kimsenin nefret suçu işlemediği bir ikindi vaktinin şiirini yazacağız, umut hakkı ihlalinin nelere yol açtığını herkese bağıracağız…

Kaldırımlardaki çatlaklarda büyüyor otlar, suçlamalarınızla lekelenmemiş bir rüzgâr uzaktan geliyor, çağırırsak buraya toplanır arkadaşlar, hep birlikte ördüğünüz duvarın önünde duracağız. Çağırırsak gelecek arkadaşlar, arkadaşlar çağırıyoruz, gecikmeyin.”

DUVAR

Paylaş.

Yanıtla