[Miray Özbilek’in Cumhuriyet‘te yayımlanan, Çetin Ali Nergis ve Gamze Şimşek ile yaptığı söyleşinin bir kısmını okurlarımızla paylaşıyoruz.]
Bize İstanbul Düş Sahnesi’ni anlatır mısınız? İstanbul Düş Sahnesi ne zaman, neden ve nasıl kuruldu? Kimlerden oluşur ve gayesi nedir?
Çetin Ali Nergis: İstanbul Düş Sahnesi, Şubat 2016 tarihinde Orhan Kazbek, Gamze Şimşek ve Çetin Ali Nergis tarafından kuruldu. Bu tarihten birkaç ay öncesinde Orhan’ın yazdığı Deniz, Deniz oyununu sahneye koyan bir grupta Gamze ile birlikte sahneye çıkmıştık. Bir işçi direnişini konu alan bu oyuna, o dönemde Birleşik Metal İş Sendikası yöneticileri ilgi göstermiş ve 2015 yılında yapılan Genel Kurulda sahnelenmesini istemişlerdi. Genel Kuruldaki bu oyunun ertesinde sendika yönetimi, birlikte çalışma dileğinde bulunmuştu ama ekip dağılmıştı. Orhan, yıllardır tiyatronun içindeydi ve özellikle işçi tiyatrosu yapmak istemiş, bu amaçla oyunlar yazmıştı.
Sendikaya bir sözümüz vardı, Gamze de ben de devam etme isteğindeydik. Böylelikle yeniden organize olmaya karar vermemizin ardından yeni katılımlarla İstanbul Düş Sahnesi de ortaya çıkmış oldu. Başta gelen amacımızı, emekçilerin sorunlarını ve mücadelelerini sahneye taşıyarak bu yönde farkındalık yaratmak olarak belirlemiştik. Sendikanın örgütlenme ve eğitim çalışmalarına destek verebilecek yeni oyunlar hazırladık ve bu çalışmalar 2018 yılına kadar devam etti. Bu oyunları sendikadan bağımsız olarak da çeşitli sahnelerde seyirciyle buluşturduk. Orhan, çoğunlukla online bağlantılarla, zaman zaman da İstanbul’a gelerek çalışmalara katılıyordu.
“Hala Kendimize Ait Bir Salonumuz Yok”
“Kendimize ait bir salonumuz yoktu, halen de yok. Kimi zaman evlerde, kimi zaman işyerimizin geniş bir ofisinde sürdürdük çalışmalarımızı. İstanbul’un değişik semtlerinden yola çıkarak akşam saatlerinde iş sonrası bir araya gelmeye çalışan grubun sürekliliği açısından önemli bir engeldi bu durum. Zorluklarla geçen iki yılın sonunda grupta yorgunluk oluştu, yeniden ayağa kalkmak için daha sıkı bir eğitim ve yeni bir motivasyona ihtiyaç vardı. Bu sürecin sonunda Gamze ile baş başa kaldık. Grubumuzun ikinci evresi dediğimiz 2019 ve sonrası, Tiyatromuzun konularını daha geniş bir kapsamla ele almaya çalıştığımız bir dönem oldu. Bugünkü kadromuzun temelini oluşturan kadın çalışmalarının mimarı Gamze olduğu için bundan sonrasına ilişkin sözü ona bırakmam daha doğru olur.”
“Tiyatro Yapmak İçin En Önemli Şey…”
Gamze Şimşek: 2019 yılında mahallemizdeki, Atakent Kadın Meclisi için bir yaratıcı drama çalışması yapmıştım. O çalışmaya katılan kadınlardan bir kısmı, drama çalışmalarına devam etmek istemişlerdi ve biz 5 haftalık çalışmayı 10 haftaya kadar uzatmış, ardından da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü için kısa bir performans hazırlamıştık. Bu performansın ardından kadınlar sahneye çıkmak istediklerini ifade edince onlarla yeni bir çalışma planladık. Bu çalışma teorik bir çalışmaydı. Kadın ve sanat üzerine yoğunlaştığımız bu programı Pandemi nedeniyle online olarak haftada bir gün şeklinde sürdürdük. Eğitim programımız 3 yıl boyunca devam etti. Antik Yunan’dan başlayıp 20. Yüzyıla kadar Kadın ve Sanata dair birçok başlığı konu edindiğimiz çalışmaların meyvelerini kısa performanslar şeklinde Instagram’da “feministdrama” hesabımızda yayımladık.
İlerleyen zamanlarda belirlediğimiz kadın yazarların kitaplarını okuyarak onlarla online buluşmalar yaptık. Bunun yanı sıra tragedyalardan başlayarak 20. yy’a uzanacak şekilde tiyatro klasiklerini okuyarak tartıştık. Tiyatro yapmak için en önemli şey kişinin istekli olması elbet ama sadece istek yeterli olmuyor. Bunun için teorik bir alt yapının oluşması ve ardından da sahnede pratik çalışmaların yapılarak birbirini bütünlemesi gerekiyor. Bu düşünceyle giriştiğimiz bu eğitim çalışmaları neticesinde sahneye uzanarak, ilk oyunumuz Jan Dark’ın Dönüşü ortaya çıktı.
Devamı için tıklayınız.