[Uygar Taylan’ın Hürriyet‘te yayımlanan ve Rânâ Uludağ ile yaptığı söyleşinin bir kısmını okurlarımızla paylaşıyoruz.]
Salon İKSV’nin yöneticisi olarak göreve başlayan Rânâ Uludağ yeni sezon konser programını açıkladı. Palmiyeler grubuyla da tanıdığımız Uludağ, İKSV Salon’da konuk edecekleri isimlerin canlı konser kalitesine önem verdiklerini söylüyor, yükselen yeni isimler ve tecrübeli sanatçılar arasındaki dengeye dikkat çekiyor.
Sizi Palmiyeler’in başarılı davulcusu olarak tanıdık. İKSV ile yolunuz nasıl kesişti?
Palmiyeler’le Salon İKSV’nin yolu ilk kez 2015’te, Jacco Gardner’ın ön grubu olarak sahne aldığımızda kesişti. Ardından Khruangbin’in ön grubu olduk ve zamanla Salon’da kendi konserlerimizi vermeye başladık. Böylece İstanbul’da en çok sahne aldığımız mekânlardan biri haline geldi. Davulcu olarak tanınsam da uzun süredir sektörün arka planında da çalışıyordum. Kariyerime Pozitif’te başladım, New York’ta “music business” (müzik işletmesi) üzerine yüksek lisans yaptım. Orada farklı iş deneyimlerim oldu, bir yandan da müzisyenlik devam etti. Türkiye’ye döndüğümde Ahmet Uluğ ile bir plak şirketi kurduk. Salon İKSV’de bu pozisyonun açıldığını duyunca başvurdum…
Hem sahne önünde hem sahne arkasında çalışıyor olmanın avantajları var mı?
Büyük avantajları var. Bir müzisyenin sahnede nasıl hissetmek isteyeceğini ve seyirciyle nasıl bağ kurduğunu deneyimlemek bu süreci daha iyi anlamamı sağladı. Uzun yıllardır müzisyen olarak yerli sahnenin içinde olmak ve bu komünitenin bir parçası olmak da benim için çok değerli. Amerika, Avrupa ve Türkiye’de farklı sahnelerde çalma deneyimim sayesinde seyircinin dinleme ve konser alışkanlıklarını gözlemleme fırsatım oldu. Şimdiyse İstanbul’un güncel müzik sahnesini şekillendiren Salon’da hem global hem yerel sahneye katkıda bulunmak benim için büyük bir motivasyon kaynağı. Özellikle sahnedeki gençlerin kendini ifade etme enerjisini gözlemlemek benim için çok değerli.
Müzisyen gençlerin ne gibi eksikleri var sizce? Bu noktada bir planlama yaptınız mı?
İstanbul’da sahnelerin azalması, özellikle yeni müzisyenler için büyük bir eksiklik. Salon İKSV gibi köklü sahneler çok az ve genç sanatçılar kendilerine sahne bulmakta zorlanıyor. Salon İKSV her zaman yükselen yerli sanatçılara yer veren bir mekân oldu. Önümüzdeki sezonda Selüt’ün ilk albüm lansmanı ve Doğa Ocak’ın ‘3pillie’ projesine yer vereceğiz. İleride kürasyonu özenle yapılmış altkültür geceleri düzenleyerek birden fazla yeni sanatçıyı aynı sahnede buluşturmayı hedefliyoruz. Bir gecede 3 yeni çıkan grubu art arda dinleyeceğimiz konserler olacak bunlar. Böylece hem sanatçılar hem de dinleyicileri tanışma, kaynaşma alanıyla güçlü bir komünite hissiyatı oluşturabileceğiz.
Devamı için tıklayınız.