Ibsen’in Nora’sı Kadınların Sesi

Pinterest LinkedIn Tumblr +

(Ümit Güçlü’nün Birgün’de yayımlanan söyleşisini okurlarımızla paylaşıyoruz.)

Henrik Ibsen’in tiyatro tarihine damgasını vuran kült oyununu yalın, evrensel ve güncel bir uyarlamayla yeniden sahneye taşındı. İlk olarak 28. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında ilk oyunu Nora / Bir Ibsen’in bireysel özgürlük, kadın hakları ve evlilik kurumunu sorgulayan “Nora/Bir Bebek Evi” eseri, hâlâ güncelliğini korumaya devam ediyor. Selin Şenköken’in ilk tiyatro yönetmenliği deneyimini yaşadığı oyunda Tuğçe Altuğ, Deniz Celiloğlu, Özlem Öçalmaz, Jak Cem Avnayim, Emrah Özdemir ve Işıl Dayıoğlu rol alıyor. Tiyatro Circa’nın kurucusu ve aynı zamanda oyunda Nora karakterini canlandıran Tuğçe Altuğ ile bir araya geldik.

Henrik Ibsen’in ‘Nora’ eseri, yıllar geçmesine rağmen hâlâ güncelliğini koruyor. Bu eseri güncel kılan yalnızca kadının aydınlanma süreci mi, yoksa başka unsurlar da var mı?

Bu oyun katmanlı ve çok temalı derin bir oyun. Evet, bir kadın başına gelenlerden ötürü bir değişim ve aydınlanma yaşıyor oyunda. Bununla birlikte birey olma, evlilik, cinsiyet eşitsizliği, başkaldırı, cesaret, varoluş gibi birçok kavramı tartışıyor. Toplumsal olarak biçilen rollerin ne olduğunu ve bireysel özgürlüğümüzü sorgulatıyor. Bunun hâlâ güncel olduğunu görüyoruz.

Nora’nın evi terk etme kararı, o dönemde büyük bir skandal yaratmıştı. Toplum ve aile, kadına belirli roller yüklerken Nora ise tüm bunları reddederek özgürlüğünü bulmaya çalışıyor. Bu bağlamda Nora’nın kararının toplumsal ve bireysel açıdan önemi nedir? siz nasıl yorumlarsınız?

Nora bireysel bir yerden bakıldığında, yaşadığı sorunlar ve temsil ettiği sınıf bakımından aslında sıradan bir kadın. Toplumsal olarak ise çağının öncüsü, evrensel bazı temaları simgeliyor. Oyunda da onun gidişi adeta bir metafora evriliyor. Ona sunulan içinde pasif kalmayıp kendisi için harekete geçiyor. Erkeğin kadını ‘kontrol etme’ iddiasını kendisinde bulmasına karşı durması ve kadının bireysel özgürlük hakkını savunması bakımından çok önemli bir metin. Nora’nın kararı, mücadeleciliği, cesareti çarpıcı. Çünkü bir bilinmeze atılmak da asla kolay değil; korkular ve sorgulamalarla yüzleşmek. Toplumumuzda kadınlar değişime çok daha fazla açıklar. Oyun, sadece kadınların değil erkeklerin de toplumdaki ya da ailedeki yerini ve hangi düzlemde iletişim kurulup kurulamadığını sorguluyor. Bu düzende herkesin etiketlendiği ve öğretilen roller var. Nora gidişiyle, böyle bir dünyada kendisi olarak var olmak istiyor ve “Nasıl olabilirim?” diye soruyor.

Nora, toplumsal baskılara ve içsel çatışmalarına karşı büyük bir direncin simgesi olarak sahnede varlık gösteriyor. Bu direnci ve özgürleşme arayışını canlandırırken, karakteri nasıl şekillendirdiniz?

Masa çalışması, metni ve karakteri derinlemesine inceleyip araştırmak açısından verimli geçti. Nora için referans olabilecek filmler izledim, kitaplar okudum ve duygu dünyası için müzikler dinledim. Provalarda, karakterin dönüşümünü ve duygularını doğru dengede tutmaya ve oyuna doğru yayabilmeye odaklandım. En son sahneyi çalışarak başlamak, oraya giden yolu kurmamda yardımcı oldu. Tarantella, Nora’nın dönüşümünü ve tezatlarını yansıtan güçlü bir sahne. 15. yüzyılda, Güney İtalya’da örümcek tarafından sokulan kadınların iyileşmek ve tedavi amaçlı yaptıkları bir dans olarak ortaya çıkan Tarantella, Nora’nın içsel çatışmalarını ve ikili yaşamını simgeliyor. Kabuğunu kırdığı ve kontrolü bırakıp kaçınılmaz olarak kendini bıraktığı yer. Zeynep Yüceil ile yaptığımız provada, dansın kontrol dışı/esrik bölümü için bedenimden çıkan ifade ve duygulara odaklandık. Bu çalışma, Nora’yı daha iyi anlamamı sağladı.

Bir kadın oyuncu olarak erkek egemen bir tiyatro ortamında ne tür zorluklar yaşıyorsunuz? Kadınların sektörde karşılaştığı ayrımcılık ve fırsat eşitsizliği üzerine ne düşünüyorsunuz?

Sektörde kadınlara, erkeklere göre daha fazla yüklendiklerini düşünüyorum. Her alanda kadınları görmezden gelmeye, daha az ciddiye almaya yatkınlık var. Son zamanlarda pek çok alanda “kadın” işlerine önem verilmeye başlandı. Tam bu noktada bu projede bizimle başından beri yanımızda olan Zümrüt Yezidani ve Selçuk Tümay’ a teşekkür ederim. Kadının temsili bakımından Nora oyununu yapmak bu nedenle de önemliydi.

Birgün

Paylaş.

Yanıtla