Ekonomik Koşullar Mecbur Bıraktı: Tek Perde, Tek Oyuncu Dönemi

Pinterest LinkedIn Tumblr +

(Sarya Toprak’ın yaptığı ve Birgün’de yayımlanan söyleşiyi okurlarımızla paylaşıyoruz.)

Özel tiyatroların birçoğu kamu desteğinden yararlanamıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından dağıtılan ‘özel tiyatrolara devlet desteği’nden kimlerin hangi kritere göre yararlandığı da muğlak.

Örneğin temmuz ayında, Jean Genet’nin Hizmetçiler oyunuyla Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne destek başvurusunda bulunan Moda Sahnesi ekim ayında ret yanıtının geldiğini duyurarak karara tepki göstermişti. Buna karşın tüm sansür, baskı ve ekonomik zorluklara rağmen her sene onlarca yeni oyun prömiyer yapıyor. Fakat yeni oyunlar arasında tek kişilik oyunların artışı, dekor olmaması veya çok az olması, bir oyuncunun birkaç karaktere birden hayat verdiği oyunlar dikkat çekiyor. Örneğin Sevgili Arsız Ölüm Dirmit oyununda Nezaket Erden 13 farklı karaktere hayat veriyor. Uykusuz Bir Rüya Salim oyununda ise Berkay Ateş birçok farklı karaktere hayat veriyor.

Oyuncu, yönetmen ve yazar Hakan Emre Ünal ile oyuncu ve yönetmen Mark Levitas ile dekorsuz ve tek kişilik oyunların artışını konuştuk.

İMKANSIZLIKLARIN TETİKLEYİCİ BİR YANI VAR

Hakan Emre Ünal: Bizim ekip olarak tek kişilik oyunlara ağırlık vermemizin en büyük sebeplerinden biri çalışmalarımızı genellikle anlatıcılık üzerine şekillendirmemiz. Benim yüksek lisans bitirme projem bu alan üzerindeydi ve sonrasında çalışmalarımı araştırmalarımı da buraya da yoğunlaştırdım. Trom, N’Olcak Bu Yusuf Umut’un Hali, Sevgili Arsız Ölüm Dirmit, Herkes Kocama Benziyor, BenDeniz… Hep farklı anlatı olanaklarını araştırdığımız oyunlar. Anlatılarda da olabildiğince seyircinin hayal gücünü teşvik edecek şeyleri kullanman gerekiyor bana göre. Çok fazla eşyayla, dekorla sahneyi boğarsan seyircinin hayal gücünü fazlasıyla etkilemiş olursun. Bir ev dekoru olmasındansa hayalimizdeki ev en büyük prodüksiyondan daha kuvvetli oluşabilir.  Fakat ekonomik koşullar da yadsınamaz bir gerçek. Öyle dekorlar kullanırsın ki seyircinin hayal gücünü kuvvetlendirerek tercihlerle. Yine çok büyük prodüksiyonlar olabilir bunlar. Sahnede hantal bir şey görmek benim hoşuma gitmiyor seyirci olarak. Yaratıcı hareket eden, enerjik şeyler görmeyi tercih ediyorum.

2013 yılından beri profesyonel tiyatro yapan birisi olarak söyleyebilirim ki çalışmalarını, denemelerini yapmak istediğin alan bulabilmek genellikle çok zor. Dekoru olan bir oyun yapmak istediğinde dekoru istifleyecek yer bulmakta güçlük çekiyorsun. Bunların hepsi sadece maddiyata bağlı da değil, bazen uygun alan da bulunamayabiliyor. Biz de zamanında çok zorlandık. Şimdi nispeten daha iyi koşullarımız olsa da hala hayal ettiğimiz oyunlara uygun sahneler bulmakta zorlanabiliyoruz. Bu sebeple hep evimizin salonunda ya da daha küçük alanlarda prova yapıp son 1-2 gün sahneleme çalışmasını deneyecek alanımız oluyor. İdeal olan bana göre; oyunu tüm üretenlerin; oyuncu, yönetmen, mümkünse yazar, tüm tasarımcılar olabildiğince herkesin bir arada olduğu bir şekilde mekânda ya oynayacağımız mekâna uygun bir yerde çalışabilmek ve en azından minimum on gün o alanda prova yapabilmek. Ama bu koşulları yaratmak, Türkiye şartlarında, sahnen olmadığı sürece, neredeyse imkânsız. Tabii sahne açmanın da bambaşka koşulları, zorlukları var. Sahnesi olan ekiplerin de farklı açılardan çok zorlandığı şeyleri biliyoruz, duyuyoruz. Yani bir oyun üretmek sahnen olsa da olmasa da tamamen zorlu bir mücadele. Peki neden bu kadar insan bu şartlarda oyun üretiyor; çünkü yaşadığımızı var olduğumuzu hissediyoruz. Derdimizi anlatabildiğimiz tek alan, sesimizi duyurabildiğimiz yer tiyatro, canla, başla ürettiğimiz bu oyunlar. Şimdi şekillendirdiğimiz oyunlarda yine anlatıcılık ve dramatik yapıyı iç içe geçirip olabildiğince seyircinin hayal gücünü tetikleyecek oyunlar yapmayı düşlüyoruz. Yani deneme alanlarımızı, imkanlarımızı genişletmeyi hayal ediyoruz. Yeni mezun oyuncular, ya da imkân bulmakta zorlanan oyuncular bir araya gelip küçük ekipler kuruyorlar. Bu ekipler dekor koyacak alan, prova yapacak mekan, çalışacak metin bulamayınca hayal etmeye başlıyorlar. Bu yaratıcılığı da geliştiren bir şey. Bana göre imkânsızlıkların üretimi, yaratıcılığı tetikleyen bir yanı var. İnsanlar kendi metinlerini, üretimlerini şekillendiriyorlar. Başkalarından medet ummak yerine kendileri risk alıyor. Ve çok güzel üretimler ortaya çıkabiliyor. Dekorsuz, tek kişilik oyunlar yapmak tercihten ziyade bazen bir mecburiyet oluyor. Bu mecburiyette alanda birçok tek kişilik oyun olmasını sağladı. Ben açıkçası çok memnunum çünkü çok farklı sesi üretimi bilmediğim kişileri sahnede izleyebiliyorum.

ESTETİK KAYGI, BİÇİMSEL ARAYIŞ YOK OLDU

Mark Levitas: Günümüzde topluluklarının tek kişilik oyunlara yönelmesinin farklı nedenleri olduğunu düşünüyorum. Öncelikle pandemi öncesi sahnelenen bazı oyunlarda hikâye anlatıcılığının bir uzantısı olarak anlatı formundaki metinler tercih ediliyordu. Oyuncuların bu oyunların barındırdığı hikayelerde yer alan farklı karakterleri ve diğer unsurları tek başına canlandırması, güçlü ve etkileyici performansların ortaya çıkmasına olanak sağlıyordu. Ancak pandemi sonrasında değişen ekonomik koşullar birçok genç tiyatrocunun tercihini bu yönde kullanmasını zorunlu kılarken diğer yandan tiyatronun en az içerik kadar önemli olan diğer unsuru biçimsel arayışların yok olmasına neden oldu. Oyuncular herhangi bir tasarıma ya da estetik evrene ihtiyaç duymaksızın seyirci ile direkt iletişim kurabilecekleri metinler yazmak ya da çevirmek durumunda kalıyorlar. Bir yandan prodüksiyon tiyatrolarının sayısının artması ile beraber bağımsız toplulukların tiyatro yapma koşulları arasında oluşan fark vahşi bir biçimde artarken ekip kurma konusunda gerekli şartları oluşturamayan tiyatroların tercihlerini bu yönde kullanmalarını zorunlu kılıyor.

NAKLİYE 40 BİN TL’Yİ BULUYOR

Dekor taşıma fiyatlarını merak ederek internetten bulduğumuz birkaç dekor taşımacılığı yapan firmaya ulaştık. 2 tek kişilik koltuk, 1 masa, 5 saksı taşımak istediğimizi söyleyerek İstanbul içi, İstanbul-Bursa ve İstanbul-Ankara mesafeleri için fiyat aldık. Verilen ortalama fiyatlar İstanbul içinde 15 bin civarında oldu. Bursa’ya 24 bin civarı fiyat verilirken Ankara için istenen ücretler 40 bini buluyor.

Birgün

Paylaş.

Yanıtla