Yaşam Kaya
Yıl 1920, Darülbedayi tarafından sahnelenen Hüseyin Suat’ın Yamalar adlı oyunundaki Emel rolünü oynayan Eliza Binemeciyan acilen yurt dışına çıkmak zorunda kalınca, Afife Jale’ye rolü oynaması için teklif edilir. Tereddütsüz teklifi kabul eden oyuncu, tarihte ilk kez sahneye çıkan Müslüman Türk kadın oyuncu olacak, attığı bu devrimsel adımla, modern Türkiye’ nin tiyatro hayatında ‘kadın devrimci’ olarak tarihteki yerini alacaktır. Zorlu PSM tarafından sahnelere aktarılan ‘Afife’ adlı tiyatro oyunu Demet Evgar’ ın başrolünde, Serdar Biliş’ in rejisiyle Afife Jale’ nin devrimci misyonunu ön plana çıkararak, belgesel anlatımından uzak, sıradışı, çarpıcı; biz eleştirmenler için unutulması zor bir çalışmayı gözler önüne seriyor.
“Monologlar Müzesi: Aşk (Taku)” ve “Bir Hücre Mahkûmunun Son Dünü” oyunlarından tanıdığım yazar Selin Cankı Ceylan konuyu bir kumpanyanın içinde cereyan eden olaylar olarak gösteriyor. 1900’lü yılların ilk dönemini muazzam bir anlatıyla kaleme almış. Oyunu izlemeye gidenlerin en çok korktuğu olay, Afife karakteri üzerinden aşırı dramatik bir kurgu oluşturup, ızdırapla süren hayatın fazlaca duygusal olarak sunulmasıydı. Burada Afife Jale’ nin sahne yolculuğunun hayatında nelere mal olduğunu canlı canlı, sinematografik olarak aktarılması duygusal aşırılığı ortadan kaldıran önemli bir ayrıntı. Serdar Biliş’ in rejilerinin hepsini izleyen bir eleştirmen olarak, Afife oyununda yönetmenin kendisini aştığını özellikle belirtmeliyim. Yönetmen diğer yapımlardan farklı ama kendisiyle bütünleşen, az dekor, bol sinematografi konsepti ile oyununa eğilmiş. 12. Gece’nin handycam’i bu gösteride muhteşem bir steadicam’e evrilmiş. Yuvarlak, kayar sahne olgusundan faydalanan Biliş, gösteriyi bir çemberin etrafında birleştiriyor. Sahne grafiğinden, müziklerin kullanımına; insan psikolojisinin derinliklerinden, oyuncuların karakter canlandırmalarına varana dek, yönetmenin şimdiye dek yaptığı en iyi çalışmayı izledik. Ama burada tabi ki Demet Evgar farkını gözardı edemem. Konunun derinliklerine girmeden önce olaylardan kısaca bahsedeyim.
Afife’ nin tiyatro kumpanyasıyla olan yolculuğunu anlatan hayali eser, bir kadının devrimci misyonunu ön plana çıkarıp, yobazlıkla savaş veren genç bir kadının hayatla olan psikolojik kavgasını muhteşem noktalara parmak basarak anlatıyor. Sahnede yer alan kişiler dönemsel olarak gerçek, ama olayların anlatımı tamamen kurmaca. Fakat burada dikkat edilmesi gereken nokta, Afife Jale’ nin yaşadıklarının her yönden o günü ve günün koşullarını yansıtması. Yani baştan sona bir dönem, bir insan aktarılıyor bizlere. Demet Evgar’ın Afife’ye hayat verdiği oyunun kadrosunda Tilbe Saran, Necip Memili, Bora Akkaş, İdil Sivritepe, Bedir Bedir, Orkuncan İzan, Bilge Çınar, Öyküsu Okur, Basma Seiba, Ekremcan Arslandağ ve Atılgan Gümüş yer alıyor.
Yönetmen oyunda birden fazla rol verdiği Demet Evgar, Tilbe Saran ve Necip Memili üçlüsünün üzerinden zafere doğru gitmiş. Üç farklı karakter oyuncusunu aynı çatı altında birden fazla role sokan yönetmen, konunun akıp gitmesini kolaylaştırmış. Tabi farklı rollere giren Bora Akkaş ve Bedir Bedir ikilisini de unutmamak lazım. Tilbe Saran’ ın Kınar Hanım, Mehdiye Hanım, Olivia ve Hamlet Kraliçesi; Necip Memili’ nin Komiser, Hidayet Bey, Malvolio, Dede ve Kral Hamlet rollerine girerek sergiledikleri performans taktire şayan.
Ve Demet Evgar’ ın Afife rolünde yaptıklarına bakar isek… Öncelikle oyuncu Afife dışında Eliza ve Viola’ya da hayat vererek sahnedeki duruşunu kat be kat sağlamlaştırmış. Müziklerde, şarkılarda, danslarda Demet Evgar Oyunculuğu bizleri alıp başka başka dünyalara götürdü. Afife’ nin hayatını fazlaca dramatik değil, aksine güçlü bir kadın izlenimi üzerinden aktarması son derece mükemmel bir düşünce. Elbette peşinde polislerin olduğu, yaşadıklarından dolayı bitmeyen ağrılar yaşayan bir kadın var karşımızda; fakat Demet Evgar’ ın karakter canlandırmadaki ustalığı tüm bu yaşanılanları tek bir noktaya aktarabiliyor: Kadının tiyatro sahnesindeki devrimi! Öylesine muhteşem bir karakter aktarımı var ki gösteride, Afife’ nin yaşadıklarını an be an ruhumuzda hissettik. Maxim sahneleri, kumpanyanın büyüleyici atmosferinin altında yatan duygusal derinlikler oyuncunun kusursuz performansıyla hayat buluyor.
Tek perde, 120 dakika boyunca baş döndüren tempoda Tuluğ Tırpan, Ilgın Kopuz ve Sezen Aksu şarkıları sizi sizden alıp götürüyor. Özellikle Afife’ nin ilk sahneye çıktığı an, müzikle beraber büyülü atmosferin içine dalıyorsunuz. Hareket Tasarımı’nda Candaş Baş, Işık Tasarım’da Cem Yılmazer, Sahne ve Kostüm Tasarım çalışmasında Gamze Kuş adeta bütün ustalıklarını konuşturmuş.
Afife Tiyatro ve Zorlu PSM’nin yapımını üstlendiği Afife, henüz sezonun başında çıtayı öyle bir noktaya taşıdı ki, bundan sonra ne izlesem sanırım teatral olarak tatmin olamayacağım. Sevgili Demet Evgar bir eleştirmen olarak ayakta alkışladığım üçüncü oyuncu oldun, bu performansınla bütün tiyatro ödüllerini sonuna kadar hak ediyorsun.