[Mehmet Tosun, Tolga Türksezer ve Cem Karaaslan’ın Evrensel’de yayımlanan söyleşinin bir kısmını okurlarımızla paylaşıyoruz.]
Dicle Üniversitesindeki Kolektif Tiyatro Topluluğu (DUKTA) üniversite yönetimi tarafından yeterli bütçe sağlanmadığından sahne, dekor malzemeleri gibi ihtiyaçlarını karşılayamıyor.
niversitelerde öğrenci kulüp ve toplulukları yapmak istedikleri pek çok etkinlikte üniversite yönetimlerinin bütçenin yetersiz olduğuna dair cevaplarıyla karşılaşıyor. Bu nedenle pek çok üniversite öğrencisi okulunda sosyal, kültürel etkinliklere erişimde zorlanıyor. Dicle Üniversitesindeki Kolektif Tiyatro Topluluğu (DUKTA) da bunlardan biri. DUKTA, üniversite yönetimi tarafından yeterli bütçe sağlanmadığından sahne, dekor malzemeleri gibi ihtiyaçlarını karşılayamıyor. DUKTA’dan Helin Alaş toplulukta yaşadıkları sıkıntıları ve öğrencilerin çözüm arayışlarını Evrensel’e anlattı.
“SAHNEDE IŞIK YOK, KOLTUKLAR KIRIK”
Bize DUKTA’yı tanıtabilir misiniz?
Biz Dicle Üniversitesinde tiyatro ile ilgilenen dört topluluktan bir tanesiyiz. DUKTA’da kendi kıyafetimizi kendimiz dikiyoruz. Çok fazla dekorumuz olmuyor, o yüzden sahnede dekor biziz. Her şeyi kendimiz inşa ediyoruz. Masa, koltuk gibi eşyaları kendi bedenimizle sahneliyoruz. Fiziksel tiyatro da tam olarak bu. Yıl içerisinde hem kısa oyunlar çıkarıyoruz hem de ana oyunlar çıkarıyoruz. Genel olarak okuma çalışmalarımız ve fiziksel tiyatro çalışmalarımız oluyor. Oyunculuk üzerine de çalışmalarımız oluyor.
Oynayacağınız tiyatro oyunlarına çalışırken nasıl zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Rektörlüğün izin verdiği günlerde, günlük üç saatlik çalışmalar düzenliyoruz. Bu kadar kısıtlı zamanda çalışmak çok zorlu oluyor. O yüzden çoğu zaman rektörlüğün binasında değil, okulun çimlerinde çalışmak zorunda kalıyoruz. Bazı kafelerde, mezun olan arkadaşlarımızın evlerinde de çalışmalara devam ediyoruz. Çalışma saatleri bize yetmiyor. Bizim dışımızda üç tane tiyatro topluluğu olduğu için onlara da zaman ayrılması gerekiyor. Onun dışında sahnemizin ışığı yok, sahne tiyatro sahnesi değil. Konferans salonunu kullanıyoruz. Koltukları dahi kırık, tek bir sahne ışığı altında çalışıyoruz.
Oyun çıkarıldığı zaman üniversitenin konferans salonu kullanılıyor, oyunlar orada sergileniyor. Bu saat yönünden bir baskı oluşturuyor, oyunumuz 16.30’da bitmek zorunda. Bu yüzden oyunumuzun repliklerini hızlıca atmamız gerekiyor. Oyun üzerine dahi konuşamıyoruz, sahneden hızlıca kıyafetlerimizi alıp çıkıyoruz.
Devamı için tıklayınız.