Bahar Çuhadar
Bahar Çuhadar’ın 10Haber‘de yayınlanan yazısını paylaşıyoruz.
Bergama Tiyatro Festivali cuma günü Ege Bölgesi’nden ve İstanbul’dan tiyatro ekiplerinin oyun ve performansları, ayrıca söyleşi ve sektör buluşmalarıyla beşinci kez başlıyor. Festivalin duygusunu ve öne çıkanları direktör Öner Eren Arıkan’a sordum.
Bergama Tiyatro Festivali (BTF) yaşamını Berlin-Bergama hattında sürdüren, çocukluğu memleketi olan bu beldede geçmiş tiyatro insanı Öner Eren Arıkan’ın hayalinin ürünü. 2018 senesinde Berlin ve Bergama arasında, Zeus Altarı’nın Berlin’e götürülmesiyle başlayan tarihi ve asimetrik ilişkiden ilham alarak başlıyor hikâye. İki kentin paylaştığı ortak kültür mirası ve bunun ifade ettikleri üzerine yapıcı tartışmalara zemin yaratma hayaliyle, sadece bir tiyatro festivali olmanın ötesinde yenilikçi bir tarih, kültür, sanat ve kent festivali olarak yola çıkıyor.
BTF bu sene Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkıları, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Bergama Belediyesi, Bergama Ticaret Odası, Bergama Kültür ve Sanat Vakfı ve Ne Yerde Ne Gökte Derneği’nin destekleriyle; Fibabanka ve Ateş Çelik sponsorluğunda BERaBER tarafından hayata geçiriliyor. Festivale sayılı günler kala direktörü Öner Eren Arıkan’a sorularımı yönelttim.
– Festivali bu sene 5. kez gerçekleştiriyorsunuz. Ülke koşullarında yerelde hayata geçen ulusal ve uluslararası bağlarla inşa edilen bir festivali sürdürülebilir kılmak pek kolay değil. Beşinci seneye hangi duygularla giriyor BTF ekibi?
– Her sene kendi içinde bir mücadele. Bu mücadelenin en zorlu kısmı yaşanan belirsizlik. Özellikle kaynak geliştirme süreci son ana kadar tam cevabını bilemediğiniz bir süreç. Ödenekli bir yapı olmadığınız için de tüm hazırlık sürecini bu belirsizliğin riskiyle kurgulamak zorunda olmak. Bu gerçekten çok yıpratıcı. Birçok insanın özverisi, çabası ve karşılığını tam da alamadığı bir emeğin karışımı ile mümkün oluyor. Her sene sürece “Bu sene çok daha iyi olacak” beklentisiyle başlıyoruz. “Bu sene bunun altından kalktıysak kesin seneye çok daha rahat olacak” telkiniyle kendimizi ikna ediyoruz. Ama işin sonunda her gelen senenin bir öncekinden daha zor olduğunu görüyoruz.
Bu deneyim sürecinde beşinci seneye biraz yorgun girdiğimizi söyleyebiliriz. Bu yorgunluğu senin de belirttiğin gibi merkezde gerçekleşmeyen bir festival olarak bir şekilde, değerlerinden, hedeflerinden ve her sene yeniliğe alan açan cesaretinden kopmadan beşinci senesini gerçekleştiriyor olmanın yarattığı gurur, mutluluk ve huzur ile görmezden geliyoruz sanki biraz da.
– Bu seneki programda ağırlık Kiosk’ta. Kiosk Ege’deki yerel üretimi derinleştirmeye, görünür kılmaya yönelik bir parçası festivalin. Buradaki niyeti açar mısınız?
– Kiosk’un temel amacı profesyonel bir iletişim zemini oluşturmak. Bu iletişimin iki taraf için de fayda sağlayabileceği bir şekilde kurgulanmasını sağlamak. Ege Bölgesi İzmir ve çevresi ağırlıkta olmak üzere son dönemde yoğun bir üretim çeşitliliğine sahne oluyor. Bu üretimin kendine yeni ifade alanları bulmasına yardımcı olacak bir network kurmasına alan açmak Kiosk’un temel hedeflerinden. Bu hedefi yaratıcı endüstrilerin diğer profesyonellerinin de fayda sağlayacağı şekilde kurgulamaya çalıştık.
Kiosk’u tanımlarken kullandığımız bir diğer ana tanım cümlesi de ‘kapasite geliştirmek’. Üretimin çeşitlenmesine ve gelişmesine katkı sağlayacak bir buluşma imkânı sağlamasını hedefledik. Bir araya gelecek sektör profesyonelleri ve bölgesel üreticiler, birbirleriyle tanışıp oyunları izlemek ve olası iş birlikleri potansiyellerini aramakla kalmayacak; aynı zamanda atölye ve paneller ile güncel tartışmaların aktif parçası olma, mevcut tartışmalara bölgeden deneyimlerle katkı koyma imkânı yaratmış olacak.
– Festivalden özellikle dikkat çekmek istediğiniz oyun ve etkinlikler hangileri?
– ‘Eski Köye Yeni Hayal’ fikirsel temelleri son iki yıldır, festival sırasında atılan bir Kanada-Türkiye ortak yapımı. Bergama Tiyatro Festivali’nin yeni ve mekâna özgü bir işe ilham olması ve bu üretimin bir parçası olarak da Bergamalıların sürece dahil olması bence tek başına bu festivali yapma motivasyonunun tazelenmesi için yeterli. Elbette işin kendisi için duyduğumuz merak ve işi gerçekleştiren ekibin yetileri de 11 Ağustos pazar akşamı Asklepion alanında gerçekleşecek bu işi görme motivasyonu için yeterli.
Hikâyesi ve yaratanlarının özverisini düşününce bu senenin en özel hikâyelerinden biri ‘Eski Köye Yeni Hayal’. Bedirhan Dehmen ile yürütülecek panel de çağdaş dans ile Bergama zeybeği arasında ortak bir cümle bulma girişimi ile de çok heyecan verici bence. Ya da tüm Kiosk süreci program dahilinde yer alan her iş, bu işlerin gerçekleşmesi sırasında yaşanacak her tartışmaya, konuşmaya şahit olmak, sadece bir festival seyircisi deneyiminin ötesine taşıyacak potansiyele sahip bu sene Bergama’da.
– Bu sene festivalin uğrayacağı mekânlar hangileri olacak?
– Her sene söylediğim o cümleyi tekrar edeyim: Bergama Tiyatro Festivali’ni özel kılan şey Bergama’nın kendisi. Bu sene de elimizdeki sınırlı kaynaklar el verdiği sürece bu ilçeyi özel yapan mekânlara uğrayacak festival. Her birinden dinlenecek hikâyeler biricik anılara el verecek. Arasta, Asklepion, Odeon… 2000 yılı aşkın bir süre önce yapılan bir yapıda, 2000 yıl önce de aynı amaçla orada olan insanlarla paylaşacağız o anı Asklepion’un eski mermerlerinde.
🔴 Festivalde öne çıkan oyunlar için Bahar Çuhadar’ın yazısını okuyabilirsiniz.
🔴 Toplamda 14 oyun ile atölyeler, kent tarihi buluşmaları ve panellerden oluşacak programın tamamını BTF’nin sosyal medya hesaplarından ve bergamatiyatrofestivali.com ‘dan takip edebilirsiniz.