Özlem Daltaban Yazdı: Nilüfer Kent Tiyatrosu İle Üç Yıldan Geriye Kalanlar

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Bursa-Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu’nun (NKT) sanat yönetimi, yapımlar, kurumsallaşma ve kimlik yönetiminde bulunduğumuz üç yıllık dönem maalesef son yerel seçimin ardından değişen yönetim kadrosunun farklı kadrolarla çalışacağız kararıyla sona erdi. Neler olup bittiği yazılarımız ve paylaşımlarımızdan takip edildi.

Murat’ın (Daltaban) 1992’de İstanbul Şehir Tiyatroları’ndaki oyunculuk dönemiyle başlayan, 2005’de kendi özel ve bağımsız tiyatromuz DOT bünyesinde yaklaşık 20 yıldır gerçekleştirdiği sanat yönetimiyle devam eden, benim yapımcı/ yapım yönetmeni / profesyonel sanat kurumu yöneticisi olarak yer aldığım ve eş yönetim modeliyle birlikte kurup geliştirdiğimiz tiyatromuz ve sanat yapısı, uluslararasına açılarak Britanya’da yaptığımız yapım ve ortak yapımlarla büyüdü, genişledi.

Murat Daltaban’ın 32, benimse 25 yılda ulusalda ve uluslararasında oluşan tiyatro birikim ve tecrübemizi, tiyatro dünyasına bakış ve sanat politikasını “sanat yönetmeni ve yapım yönetmeni” ortaklığıyla Nilüfer Belediyesi Kent Tiyatrosu gibi özgür bakışlı bir ödenekli sanat üretim kurumunda değerlendirmek bizi çok heyecanlandırmıştı.

Haziran 2021’de NKT’nin yürütme kurulu davetiyle ve önce 2+2 olarak belirlenmiş, daha sonra bizim de önerimizle 3+3 olarak düzenlenmiş görev süresiyle başladığımız Genel Sanat Yönetmenliği ve Genel Yapım Yönetmenliği dönemimiz, henüz üç yılı tamamlanamamışken sona erdi.

Bu sanat yönetiminin, programın ve sanat üretiminin başarılı olduğuna inancım tam.

Bugün, sürecin içinden kendimizi çıkararak NKT’ye bakmak; -ki bu gerekçesiz, değerlendirmeden yoksun, nezaketsiz görevden alınışın geri dönüşü yok- NKT’nin kıymetli bir ilçe belediyesi tiyatrosu olarak, son üç yılda yapıp ettiklerini, tiyatroya ve topluma katkısını, seyirci, sanatçı, akademi, gençler üzerindeki etkisini, ulusal ve uluslararasına açılmak için hızla büyüyen enerjisini evrensel değerler üzerinden yazmak isterim.

Sanat kurumları için uluslararası standartları oluşturan değerler

Sanat kurumlarının varlığı ve sanat üretiminin aralıksız devam etmesi, toplumun gelişimi, değişimi; ülkenin kültürel, sosyal ve ekonomik değerinin artması için vazgeçilmezdir. Bir ülkenin kültür sanat yapısını oluşturan sanat üretim kurumları, sanat eserleri ve festival ve organizasyonları için Kültür Bakanlığı, Avrupa Birliği (AB) ve Britanya’da geçerli belli başlı normlar söz konusu. Merkezi ve Yerel Yönetim fonlarının ve bu fonlarla var olan sanat kurumlarının yerelde ve ulusalda sanatı var etmesi, beslemesi, güçlendirmesi için gereken şartlar yaklaşık şu değerlerle tarif edilir:

Yerel ve Ulusal Kültürel Yapıya Katkı, Çeşitlilik, Eşitlik, Katılımın Genişletilmesi, Kapsayıcılık, Ulaşılan Alanlar, Yaratılan Değişimin Görünür Olması, Katılımcı Taban, Sanatın Şehre, Doğaya, İnsana Katkısı.”

Bir ilçe belediyesi bünyesindeki ödenekli tiyatro kurumu olarak Nilüfer Kent Tiyatrosu, son üç yıllık süreçte bu değerlerin her birinde başarı gösterdi.

Nilüfer Kent Tiyatrosu 2022/2023/2024 tiyatro sezonlarına bu değerler üzerinden bakış

Uluslararası standartlarda kültür-sanat politikası çerçevesi üzerinden NKT sanat programına birlikte bakalım:

Bir sanat üretim kurumunun asal amacı -ister ödenekli olsun ister özel/bağımsız- sanat üretmektir. NKT repertuvarıyla ve sahnelediği oyunlarla sanat üretti.

  • Yerel ve Ulusal Kültürel Yapıya Katkı

NKT yenilikçi oyun repertuvarıyla seyircide heyecan uyandırdı. Üç sezon içinde 13 oyun, 3 Gençlik oyunu ve 1 çocuk oyunu sahnelendi. Seyirci sayısı arttı, oyunlar hızla kapalı gişe oynamaya başladı. Yapılan repertuvarla, genç seyirci sayısı arttı. Gençler çok daha fazla sayıda oyuna gelmeye başladı. Gençlerle sanat üzerinden kurulan özel ilişki, ülkenin kültür sanat politikasında çok önemli bir yer kaplamaktadır.

  • Yerel ve Ulusal Kültürel Yapıya Katkı -Çeşitlilik -Katılımın Genişletilmesi -Kapsayıcılık -Ulaşılan Alanlar -Yaratılan Değişimin Görünür Olması
  • Katılımcı Taban

NKT’de geçmişte haftada üç kez ve farklı oyunlar sahnelerken, son üç yıldır oyun günü sayısı dörde çıkarıldı ve çocuk oyunuyla birlikte beş gün seyirciyle buluşmaya geçildi. Bir hafta içinde dört gün aynı oyunu seyirciyle buluşturmak oyunun ve oyuncunun sanatsal gücünü arttırırken, seyirci ve tanıtımda süreklilik sağlanmış oldu, seyirci sayısı arttırıldı, teknik personelin iş gücü açısından sağlıklı bir denge oluşturuldu.

  • Yerel ve Ulusalda Kültürel Yapıya Katkı -Katılımcı Tabanın Arttırılması

Nilüfer Belediyesi bünyesinde bir Açıkhava Gösteri Alanı halka açıldı. Ormandaki Kulübe ismindeki 300 kişilik gösteri alanında üç yıldır yaz ayları boyunca NKT’nin oyunları seyirci ile buluşuyor. NKT diğer birçok kurumdan farklı olarak, kış ve yaz sezonu programıyla yıl boyunca prova ve oyunlarına devam ediyor. Bölge halkının tüm yıl boyunca tiyatroya, sanata ulaşması, hem ulaşılan alanı hem de katılımcı/seyirci tabanını arttıran önemli bir kriter.

  • Sanatın Şehre, Doğaya, İnsana Katkısı -Katılımcı Tabanın Arttırılması

NKT’de GSY yönlendirmesiyle, üç yıl içinde, kurum içinden kadrolu dört oyuncu repertuvar oyunlarını yönetti. Kurum bünyesindeki sanatçıların kariyer gelişimlerine destek olmak ve NKT’nin kendi içinden yönetmen, tasarımcı, koreograf çıkarması bir sanat üretim kurumunun ana hedeflerindendir.

  • Yerel ve Ulusal Kültürel Yapıya Katkı -Çeşitlilik -Eşitlik -Kapsayıcılık
  • Sanatın Şehre, Doğaya, İnsana Katkısı

NKT, farklı şehirlerin şehir tiyatrolarıyla protokoller yaptı, sezon içinde karşılıklı oyun alışverişiyle, hem oyunlarını ulusalda seyirciyle buluşturdu hem de farklı şehirlerin oyunları Nilüfer ve Bursa seyircisiyle buluştu. Yerelde ve ulusalda çoğalmak, bölge halkının farklı oyunlarla sanata ulaşması ülkenin kültür sanat politikasının ana hedeflerindendir.

  • Yerel ve Ulusal Kültürel Yapıya Katkı -Çeşitlilik -Katılımın Genişletilmesi
  • Kapsayıcılık -Katılımcı Taban

NKT’nin Gençlik Tiyatrosu birimi ile, bölgenin gençleri bir tiyatro evrenine davet edildi. Yaratılan bu küçük tiyatro evreninde gençlere tiyatronun her alanı tanıtıldı, metin yazımından, yönetmenliğe, sahne tasarımından, ışık, ses, kostüm tasarımına, sahne amirliğinden, yapımcılığa, bir oyun nasıl yapılır, bu alanın tüm aktörleri kimlerdir, bu alanın mesleki açılımları nelerdir, gençlerle paylaşıldı. Her yıl açılan duyuru ve başvuruların ardından programa kabul edilen 16-24 yaş arası 20 gençle yaklaşık 6 ay süren bu birliktelik, gençlerin sahneye ve tiyatro sanatına ve bu alandaki mesleki pozisyonlara dair bilgilerini arttırdı, aidiyetleri geliştirdi. Finalde yapılan gösteri ve performanslarla gençler sahne ve seyircilerle de buluştular. Üç yıl içinde yaklaşık 60 genç, NKT’nin büyük tiyatro ailesinin bir parçası oldular. Gençlik biriminde, ilçenin ve şehrin her yerinden, her ekonomik kesiminden, farklı yaşlardan ve cinsiyet eşitliği gözetilerek bir araya gelen gençler sanat ürettiler, birlikte çalıştılar, kaynaştılar, dost oldular, bu tecrübeden edindiklerini çevreleriyle paylaştılar. Tiyatronun ve sanatın gücü adım adım şehre yayıldı, büyük tiyatro ailesi genişledi.

  • Yerel ve Ulusal Kültürel Yapıya Katkı -Çeşitlilik -Eşitlik -Katılımın Genişletilmesi -Kapsayıcılık -Ulaşılan Alanlar -Yaratılan Değişimin Görünür Olması -Katılımcı Taban

NKT, çocuklar için klasik tiyatro metinlerinin uyarlanması kararıyla, çocuklara hem keyifli ve eğlenceli tiyatro izletmeyi, tiyatronun kıymetli yazarlarını ve klasiklerini tanıtmayı hedefledi. Bölge tiyatrolarında, dünya klasiklerinin sahnelenmesi oldukça zorken, klasikleri çocuklara ulaştırmanın önemi dikkate alındı. Bu uyarlamaların ilki, Shakespeare’in Romeo & Juliet’i, genç bir profesyonel tiyatro yazarı tarafından, oyun metni yazımı konusunda uzman bir akademisyen desteğiyle yazıldı. Yetişkinlerin de izlerken keyif alacakları bu oyun, hafta sonu biletli seyirci ile hem çocuklara hem de ailelerine, hafta içi bir gün de servislerle misafir ettiğimiz ilçe okullarından toplu olarak gelen çocuklarımıza gösterim yaptı. Kültürel yapıya ve gelişime katkı, çocuk ve ailenin birlikte katılımı ve katılımın artması, uzak ve farklı bölgelere ulaşım, ulaşılan alanlardaki eşitlik, çeşitlilik, sanatın insana ve eğitime katkısı açısından sanat politikasının önemli unsurlarını içeren bir çalışma oldu.

  • Yerel ve Ulusal Kültürel Yapıya Katkı -Eşitlik -Katılımın Genişletilmesi
  • Kapsayıcılık -Ulaşılan Alanlar -Sanatın Şehre, Doğaya, İnsana Katkısı

NKT’nin Nilüfer Belediyesi için yaptığı 100.Yıl Performansı, Yüz Yıllık SÖZ.

Cumhuriyet dönemi 100 yazarımızın 100 romanı, Türkiye’nin her yerindeki tiyatro okullarından gelen 100 tiyatro öğrencisi tarafından ormanda, açık havada, doğayla iç içe, sesli olarak okundu. Performans yaklaşık 11 saat sürdü. Tüm romanların tamamının okunduğu, gün ve gece boyunca süren performansa, açık havada, şehrin yaşayanları ve farklı şehirlerden misafirler katıldı, izledi, dinledi, zaman zaman kitaplardan bölümleri okuyarak performansçılara destek oldu. Cumhuriyet dönemi 100 romanın yeni yüzyıla, sesle, bedenle, akademi öğrencileri eliyle, sesiyle aktarılması müthiş bir heyecandı. Öğrencilerin bir araya gelmesi, misafirimiz olarak birlikte geçirdikleri üç gün, heyecanları, fikirleri, sanatsal kaygılarını paylaşmalarını sağladı. Bu büyük tiyatro ve sanat ailesinin bir parçası olduklarını, birlikte güçlü olduklarını hissederek evlerine, okullarına döndüler. Bu muhteşem performans, hem NKT, hem Nilüferliler, hem de misafir 100 tiyatrocu gencimiz için kıvanç oldu, heyecan oldu, 100 romancımıza, usta edebiyatçılarımıza bir selam ve saygı oldu.

  • Yerel ve Ulusal Kültürel Yapıya Katkı -Çeşitlilik -Eşitlik -Katılımın Genişletilmesi -Kapsayıcılık -Ulaşılan Alanlar -Yaratılan Değişimin Görünür Olması -Katılımcı Taban -Sanatın Şehre, Doğaya, İnsana Katkısı

2022 ve 2023’de yapılan NKT Oyun Yazma Programı. Ülkedeki oyun yazarlarına açık, yazarların sadece oyun taslağı/fikriyle katılabildiği, en fazla 4 yazarla çalışılan ve yaklaşık 6 ay süren bir oyun yazma programı… Yazarlar bu 6 ay boyunca oyun yazarı, danışman bir tiyatro akademisyeniyle aralıksız devam eden bir atölye sürecine giriyorlar, oyunlar tamamlanana kadar, atölye yürütücüsünün ve NKT’nin tüm sanatçı kadrosunun desteğini ve gücünü yanlarında hissediyorlar. Sürecin sonunda tamamlanan oyunlar, kitap olarak basılıyor ve oyunlardan bir tanesini NKT sahneliyor. 2022 yılının oyunlarından birini, bu yıl NKT’de sahneledik. Oyunu oyuncularımızdan birinin sahnelemesiyle bir ilk yazım, ilk sahneleme, ilk koreografi birlikteliğiyle müthiş heyecan verici, çağdaş, güçlü bir yeni/ilk metin yerli oyunumuz oldu. 2023 oyunları baskı aşamasına geçiyor, 2024 duyurusu yeni yapıldı… ilk iki yılın içinde 8 yeni yazar ve oyunu tiyatromuza kazandırdı.

  • Yerel ve Ulusal Kültürel Yapıya Katkı -Çeşitlilik -Eşitlik -Kapsayıcılık
  • Ulaşılan Alanlar -Yaratılan Değişimin Görünür Olması

2024 Nilüfer Tiyatro Festivali. Koronavirüs salgını nedeniyle ara verilen Nilüfer Tiyatro Festivali, Mart 2024’de geri döndü ve 13 misafir oyun ve topluluk, Nilüfer ve Bursa seyircisiyle buluştu. Festival programında, klasiklerin uyarlaması fikrine ve tiyatroda klasikleşmiş oyunların yerli ve yabancı yazar/yönetmen yorumlarına yer verildi. Festivalde iki farklı dans grubunun işine tam bir gün ayrıldı, gösteri sonrası koreograf ve dansçılarla seyirci sohbeti ve bu dansçılarla özellikle gençlerin katıldığı atölyeler yapıldı. Farklı şehirlerden ve janrlardan oyunların davet edildiği festivalde, tüm oyunların bitiminde “oyun sonrası seyirci sohbetleri” gerçekleştirildi. Seyirciler, seyrettikleri oyuna dair soru ve görüşlerini, çalışma süreci ve oyunun genel fikri hakkında bilmek istediklerini, yaratıcılarıyla konuşma ve tartışma olanağı buldu. Festival hem seyirci tarafından yoğun ilgi gördü, hem de misafir topluluklar tarafından heyecan verici bir buluşma olarak değerlendirildi.

Festival boyunca festivale katılan oyunların yönetmenlerinin ve kadın oyuncularının birbirleriyle sohbet ettiği “40 Dakika” isimli bir video serisi hazırlandı, tiyatro sanatının bu dönemine ve Nilüfer’de yapılan bu özel festivale dair bir iz, bir belge bırakmak amacıyla yapılan bu video serisi dijital medya ve sosyal medyadan yayınlandı. Tiyatroda yönetmenlik, sahneledikleri oyunlara yaklaşımları ve tiyatro dünyasına dair görüşlerinin konuşulduğu seri, herkesin seyrine açık şekilde tiyatronun dijital medya hesaplarında yer alıyor.

Festivalde, Türkiye’nin farklı şehirlerindeki tiyatro okullarından 10 tiyatro öğrencisi ve Bursa Uludağ Üniversitesinin Tiyatro bölümünden 10 tiyatro öğrencisi misafir edildi.

Geleceğin profesyonelleri olan bu tiyatro öğrencileri, tüm misafir topluluklarının sanatçılarıyla tanıştırıldı, oyun öncesi hazırlık ve prova süreçlerini ve oyunları izledi, alanın aktörleriyle bir araya geldi, gün içinde ve oyun sonrası sohbetlerde izledikleri işlerle ilgili görüşlerini paylaştı. Tiyatro öğrencisi gençlerimizi misafir etmek ve alanın tüm süreçleriyle tanışmalarını sağlamak bizim için büyük kıvanç oldu.

  • Yerel ve Ulusal Kültürel Yapıya Katkı -Çeşitlilik -Eşitlik -Katılımın Genişletilmesi -Kapsayıcılık -Ulaşılan Alanlar -Yaratılan Değişimin Görünür Olması -Katılımcı Taban -Sanatın Şehre, Doğaya, İnsana Katkısı.

NKT Tiyatro Konuşmaları ve NKT Tiyatro Dersleri. NKT bünyesinde, 27 Mart Dünya Tiyatro günlerinde, profesyonel tiyatro sanatçı ve akademisyenlerinin ve sosyoloji, sanat tarihi gibi farklı alanlardan akademisyenlerin katıldığı konuşmalar ve panellerle seyirci buluşmaları yapıldı.

Tiyatro alanında çalışan herkese açık tiyatro dersleri üst başlığıyla 6 panelden oluşan bir seri buluşma organize edildi. Nilüfer’de ve Bursa’da yaşayan, tiyatro sanatıyla ilgilenen, mitoloji ve tiyatro tarihi konusunda bilgi almak isteyenlerin ilgi gösterdiği, katıldığı bu paneller ve dersler, kurum içi sanatçı gelişimini de destekledi.

  • Yerel ve Ulusal Kültürel Yapıya Katkı -Katılımın Genişletilmesi -Kapsayıcılık
  • Ulaşılan Alanlarda Çeşitlilik -Yaratılan Değişimin Görünür Olması
  • Sanatın Şehre, Doğaya, İnsana Katkısı.

Ve elbette, NKT’nin ulusalda kazandığı ödüller, yarattığı heyecan, onlarca haber ve eleştiri yazıları, sosyal medya hareketi ve seyirci sayısının artışı, yaptığı turnelerde oyunların gördüğü ilgi, ulusalda ve uluslararasında yeşeren ortak yapım ve proje tohumlarını da bu yazıya eklemeliyim.

Tüm yapılanları ve etkilerini birlikte değerlendirdiğimizde, NKT, yerelde ve ulusalda tanınan, her yeni sezonda güçlenen ve büyümeyi talep eden, bütçesi küçük, başarısı büyük, iddialı bir kültür sanata bakış açısını tanıtmaya aday güçlü bir sanat üretim kurumudur. Uluslararası standartları oluşturan değerlerle açıklayabildiğimiz bu “Sanat Programı” uzun vadede kalıcı etkiler yaratacak güçlü bir modeldir.

SON SÖZLER VE SORULAR

NKT’nin başarısı ülke çapında tanınırken, programın durdurulması ve hızla yönetmeliğin değiştirilmesi sürecini anlamak istiyoruz.

Çalışan ve başarılı olmuş bir sanat programı/politikası neden değiştirilmek isteniyor ve yeni yaklaşım ne olacak? Planlanan yeni programın, yönetmelik değiştirilerek kaldırılmak istenen Genel Sanat Yönetmenliği yönetiminin yerine nasıl bir yönetim modeli önerildiğini ve açıklamasını okumak isteriz.

Peki, detaylarda boğulmayalım, kendimizi dışarda tutalım, konuyu şahsileştirmeyelim, yukarıdan bakalım, ülkenin kamu kurumları bünyesinde yer alan ödenekli tiyatroların, uzun vadede gelişime açık sanat politikası nedir?

Peki, daha da yukardan bakalım, ülkenin en büyük sosyal demokrat partisinin, Sanat Politikası nedir? “Sosyal Demokrat Belediyelerde Kültür ve Sanat Sempozyumu’nda” 29 Kasım 2014’de konuşulan tüm bu konular ne seviyede hayata geçirildi?

Sempozyumdan 4 yıl sonra, 16 Nisan 2018’de yayınlanan, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin Kültür – Sanat Politikası” isimli yayınından küçük bir bölüm paylaşayım.

KÜLTÜR DESTEKLENECEK, AMA MÜDAHALE EDİLMEYECEKTİR.

Sanatçılarımızın yaratıcılıktaki özgürlüklerine müdahale edilmeyecek, sanat kurumlarının özerkliği korunacaktır.

Sanat kurumlarına keyfi müdahalelere son: Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı sanat kurumlarının siyasal amaçlar için kullanılmamaları, kuruluş amaçlarına uygun sanatsal etkinlikler içinde olmaları ve bu etkinliklerin bütün dünyada kültürümüzü tanıtıcı rol oynaması sağlanacaktır. Sanatçıların, sanat kurumlarının yönetim bünyesinde yer almaları özendirilecektir.

Sanatı ve sanatçıyı geliştiren, halkla/seyirciyle buluşturan, özgür düşünceyi açığa çıkarmak için ihtiyaç duyduğu özgür bakışı ve sanatçı yönetimini talep eden bir politika nereden çıkıp gelecek? Bu programı ve yolu kim tarif edecek, sanatçıların kurması gereken vizyonu, siyaset kurgulamaya devam ederse süreklilik ve gelişim nasıl sağlanacak?

Sevgili yöneticiler, geriden geliyorsunuz. Sanat kurumları ve sanatçılar olarak, sanatın gelişimini, geleceğini, insanla buluşmasını, değiştirici gücünü kullanmayı, gerek koşulları ve kamuya faydalarını bizler çok uzun zamandır uygulamaktayız.

ÖNERİLER

Hocalar, ustalar, yöneticiler, sanatçılar uzun yıllardır neler yapılması gerektiğini yazmış, anlatmış.

  • Bilim ve sanat özgürdür.
  • Sanat kurumlarının öz erki ve sanatsal özerkliği vazgeçilmezdir.
  • Sanat kurumlarını sanatçılar yönetir.
  • Yerel yönetimlerin sanata desteği, insana yatırım demektir.

Belli ki, ülkenin yap-boz zihniyetinden korunamayan bir alandayız.

Üstelik, her yeni yönetici/yönetim döneminde, her şeyi yeni baştan anlatma gerekliliği ve ikna süreci yaşanmakta. Halbuki, sanatçı ve sanat kurumu, neden siyasilere ve yöneticilere sanatın toplumsal önemini ve bunun bir demokratik hak olduğunu ikna etmek zorunda olsun?

Sanat üretiminin ve sanata erişimin bir vatandaşlık hakkı olduğunu, sağlık gibi, eğitim gibi devlet eliyle desteklenmesi gerektiğini, sanat kurumlarını ancak sanatçıların ve sanat profesyonellerinin yönetmesi gerekliliğini, sanat kurumlarının sanatsal özerkliği olduğunu ve bunu korumanın yolunun değişmez sağlam çağdaş yönetmelikler ve yasalar olduğunu, neden sürekli ve yeniden anlatmak zorunda olalım.

Hocalar, ustalar, sanatçılar, uzun yıllardır merkezi ve yerel yönetimlere, kamu kurumları bünyesindeki sanat kurumları için yönetim ve fonlama modelleri çalıştılar, birçok dosya, yapılanma modeli, yönetmelik modeli hazırlandı, yetkililere sunuldu, malesef alanda bu konularda yaygın bir gelişme ve ilerleme olmadı. Sanat kurumlarının, yapılandırılmasını, yönetimini, bütçesini düzenleyen “ödenekli tiyatro yönetmeliklerinin” dokunulmaz olmasını sağlayabilen, merkezden gelen bir koruma kalkanı, bir genelge veya bir ortak akıl taahhütnamesi yayınlanmadı, oluşturulmadı.

Son yerel seçimlerden sonra, geçmiş beş yılda görevde olan başarılı belediyelerin, başarılı olan projelerinin “model projeler” olarak ülkeye yayılacağı haberi beni çok heyecanlandırmıştı. Bunu ödenekli ve özel tiyatrolar için de yapmak mümkün diye düşünmüştüm. Nkt gibi, İzbbşt gibi, İbbşt gibi küçük, orta ve büyük ölçekli şehir tiyatrolarının, sanatsal içerikleri, projeleri ve yaratımlardaki zenginlikleri farklı gibi dursa da, çağdaş, yenilikçi, yerelden ulusala ve hatta uluslararasına uzayan bakışlarını, bir model üzerinden raporlamak ve yaymak çok önemliydi.

Bir model program ve kurumsal yapıyı daha çağdaş ve yenilikçi nasıl kurarız diye düşündüğümde, henüz tohumlarını atmış olduğumuz, daha yeşerirken başarılı olmuş yukarıda detaylı anlattığım çalışmaların yanı sıra şu detayları yazmayı doğru buluyorum.

  • Yerel yönetim bünyesindeki Ödenekli Tiyatroların Genel Sanat Yönetmenleri tarafından yönetileceğini kabul etmek, farklı, değişik, yepyeni buluşçu önerilere kapılmamak. Her tiyatronun sanatsal yönetimi bir Genel Sanat Yönetmeni tarafından yapılır.
  • Yerel yönetim bünyesindeki Ödenekli Tiyatroların Yönetmeliklerini modellerken siyasilerin ve yöneticilerin bireysel isteklerine karşı korumaya almak. İhtiyaç nedeniyle yapılacak değişimlerin mutlaka sanatçılar onayı ve eliyle yapılmasını şart koşmak.
  • Yerel yönetimler bünyesindeki Ödenekli Tiyatroların “Özel Statüye” alınarak diğer müdürlüklerden ayrılması, sanat üretimi yapılan ve sanatçıların çalıştığı bir alan olduğunun unutulmaması.
  • Yerel yönetimler bünyesindeki Ödenekli Tiyatroların yıllık ve/veya 3-4 yıllık ödeneklerinin, bireysel kararlarla değil, merkezden gelen bir ortak anlayışla, mevcut belediye bütçesinin yüzdesi açısından sabit ve net bir aralığa bağlanmasını ve uygulanmasını sağlamak.
  • Yerel yönetimler bünyesindeki Ödenekli Tiyatroların, Genel Sanat Yönetmeni, Oyuncu Sanatçılar, Yapımlar ve Proje Yöneticileri, Tasarımcılar, Sahne Amirleri, Teknik Yönetim, Teknik Ekip, Atölye Ekibi, Mekan Yönetimi, Mekan Sorumluları, Tanıtım, Satış, Turne planlama gibi görevlerin yer aldığı yapının organizasyon şemasının çağdaş anlayışla yeniden netleşmesi ve Yerel yönetim bünyesindeki yapılanmadan farklı olarak genel İK ve Strateji kararlarına bırakılmadan, bu çalışanların yapıda yer almasının sağlanması.
  • Yerel yönetimler bünyesindeki Ödenekli Tiyatroların, müdürlük personeli, satın alma ve organizasyon birimleri ve harcama denetimi konularında özel bir çalışma yapılması, uyulması, denetlenmesi. Satın alma prosedürleri için, yeni, çağdaş ve denetlenebilir, çalışan ve kalıcı bir model oluşturulması
  • Yerel yönetimler bünyesindeki Ödenekli Tiyatroların idari, organizasyon ve muhasebe birimlerinin, sanat yönetimi okul ve yüksek lisans programlarından, sanat alanını tanıyan, tecrübesi olan çalışan ve yöneticilerle donatılması. Bu da bir yerel yönetimin istihdam sorumluluğu değil midir?
  • Yerel yönetimler, inşa etmeyi planladıkları tiyatro salon ve binalarının, geleneksel/çağdaş mekan olacağı fark etmeden, profesyonel ve çağdaş şart ve ihtiyaçlara uygunluğunun denetim altına alınması, standartların tespiti ve korunması.
  • Kültür merkezi ve Kongre Mekanı tanımlarından uzaklaşarak, Tiyatro Binası veya Tiyatro Salonu olarak değerlendirilmesi ve ana sahnelerin yanı sıra prova mekanları ihtiyacının göz ardı edilmemesi.

Uzun yıllarını “Özel ve Bağımsız Tiyatroların” varlığına adamış bir yönetici, yapımcı, fon olmayan ülkede fonlama sistemi gerekliliğini savunan, kendi sanat kurumunu ayakta tutmaya çalışan, sanat üretim kurumunda kurumsal kimlik ve süreklilik fikrini yöneten, tiyatro içindeki tüm oyun yapım süreçlerinin ve projelerin fikir ortağı olmakla birlikte, yapılmasını, tamamlanmasını, insanla buluşmasını, sonuçlarının değerlendirilmesini ve raporlanmasını sağlamakla uğraşan bir genel yapım yönetmeni olarak; geçen 20 yıl içinde hem Türkiye’de hem de Britanya’da özel tiyatro sahibi ve oyunlar/ortak yapımlar yapmış bir tiyatro profesyoneli olarak; bir gün “ödenekli tiyatroların” sanatsal özerkliği ve yönetmeliği için bir mücadele içinde olacağımı hiç düşünmemiştim.

Bağımsız tiyatrolardaki dostlarımla kar amacı gütmeyen sanat kurumları yapısallığı için uğraşımız ve bağımsız tiyatroların -bunu isteyenlerin- içinde yer alacağı kamusallaşma ve kamunun yaratacağı fonları kullanabilme hakkı ve modeli için çalışmalarımız devam ediyor elbette.

NKT’nin sanat ve yapım programı için çalıştığımız bu oldukça kısa ama yüksek verim alınan üç yıllık dönem içinde, iyi ve güçlü sanatın ülkenin her yerinden üreyebileceğini, kalabalıklarla buluşup, topluma yayılacağını, yerelden başlayarak alanı değiştirip dönüştüreceğini görmek ve ardından yaşadığımız bu ani yapı-yıkıcı, geleceği umursamaz yaklaşım, beni bu alanın gücünü ve saygınlığını sürekli korumamız gerektiği gerçeğine itiyor.

Feminist kadın hareketinden, toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmalarından, ülkedeki eğitim hareketinden, dünyadaki insan hakları ve eşitlik hareketinden görüyor ve biliyoruz ki, mücadeleyi bir an bile bırakamazsınız. Durduğunuz anda kazanımlarınız geri gitmeye başlar.

Umarım anlatabilmişimdir, sevgilerimle.

Özlem Daltaban
Genel Yapım Yönetmeni

Medyascope

Paylaş.

Yanıtla