Uluslararası Çocuk Diyarı Film ve Sanat Festivali 7’nci yılında binlerce çocuğa ulaşmayı hedefliyor. Direktör Şebnem Aktolga, “Mülteci, yoksul ve sokakta yaşayan dezavantajlı çocukları sanatla iyileştirebiliriz” diyor.
2017’de binlerce çocuğa ulaşma hedefiyle yola çıkan Uluslararası Çocuk Diyarı Film ve Sanat Festivali, Ankara’daki yolculuğunun 7’nci yılına geldi. 1 Haziran’da Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi’nde açılacak ve 7 Haziran’a dek sürecek olan festival; dezavantajlı çocuk gruplarını (yoksul, göçmen, mülteci vb) önceleyerek çocukların sorunlarının ele alındığı hak temelli, eşitlikçi paneller, çocuklar ve ebeveynler için film gösterimleri gibi dolu dolu ve farkındalık yaratacak bir programla binlerce çocuğa erişmeyi bekliyor.
13 ülkeden kısa metraj ve uzun metraj film gösterimi, söyleşiler, uzman eğitmen ve sanatçılarca oldukça farklı, zengin ve özgün bir programla hazırlanan atölye ve panellerin dikkat çektiği festival, her yıl olduğu gibi bu yıl da çocukların doğrudan katılım ve katkılarıyla birlikte hazırlanmış.
Festivalin direktörlüğünü yürüten Şebnem Aktolga ilkinden bugüne festivalin büyüdüğüne, yetişkinliğe doğru yürüdüğüne tanıklık etmiş.
ÇOCUK KOMİTESİ KURDUK
Başlarken amaçlarının çokuluslu bir festival yapmak olduğunu anımsatan Aktolga, ücretsiz etkinlikler içeren bir festivalin kendileri için öneminden söz ediyor. Bunun sebebininse sanata erişimin dezavantajlı çocuklar için tartışılmaz yolu oluşunun altını çiziyor: “Bir diğer etken de çocukların sanat üretimini teşvik edecek, potansiyellerini açığa çıkaracak çok başlıklı sanat atölyeleri düzenlemek ve çocukları doğru isimlerle buluşturmaktı. Ulusal ve uluslararası sanatçıların, uzman yürütücülerin ücretsiz şekilde çocuklarla buluşması çok önemliydi. Dünyada ve Türkiye’de çocuk festivallerinin mutfağında çocuk yoktu. Bunu fark edip bir çocuk komitesi kurduk. Komitedeki çocuklar festivalin her alanında rol aldılar. Katalog ve afişlerin illüstrasyonunu yaptılar, film seçkilerine destek verdiler.”
GELİŞİMLERİNE TANIK OLDUK
Festival süresince sayısız çocuk sanata temas etti. İlk günden beri etkinliklere katılan çocuklarla iletişimlerinin sürüp sürmediğini, sanatta ilerleyen olup olmadığından haberdarlar mı diye merak ediyoruz. Aktolga’dan dinliyoruz: “Festivalimizle ilişkilenen çocuklar arasında sinemaya, tiyatroya, resme, karikatüre özel ilgi duyan çocuklar oldu. Bunların bir kısmı, çocuk komitemizde yer aldılar. Onlarla ilişkilerimizi sürdürüyoruz çünkü gönül bağımız, dostluğumuz var. ‘Hayatımızdaki en büyük şans sizinle tanışmaktı’ diyen çocuklar oldu. Bu duygusal olarak iyi bir ödül. Devamlılığımıza iyi bir motivasyon sağlıyor. İlk çocuk komitesindekilerle hâlâ ilişkilerimizin devamlılığı var. Bir kısmı, büyüdü ve bu yıl genç ekibimizde yer alıyorlar. Gelişimlerine, evrilmelerine tanık olmak da bizim keyfimiz ve mutluluğumuz.”
FARKLILIKLARA SAYGI VE AİLE
Bu yıl 20 bin çocuğa erişebileceklerini düşünen direktör, çocukların farklılıklara saygı gösteren bireyler olmasını önemsiyor. Bunlarla ilgili çok kapsamlı çalışmaları var. Örneğin; sinema seçkisi bu değerleri taşıyor olmalı. Buna ek olarak bu farkındalığı taşıyan atölyeler kurgulanmış. Ancak bu noktada ailelere de çok iş düşüyor. Bir çocuğun karakterinin, eğilim ve yönelimlerinin anne ve babaların etkisiyle de şekillendiğini düşünürsek yetişkinlere ilişkin çalışmaların da yapılması gerektiği geliyor aklımıza. “Çocukların kodları, davranışları ebeveynleri tarafından oluşturuluyor” diyen Aktolga, her yıl ebeveynlere ve eğitimcilere yönelik filmler, atölyeler ve paneller düzenlediklerini aktarıyor.
Günümüzde savaş, deprem, istismar, yoksulluk ve mülteci olma gibi yakıcı meseleler en çok çocukları etkiliyor. “Bu tür travmatik durumları yaşayan çocuklarla temasınız var mı, varsa ne ölçüde?” sorumuza da şöyle yanıt veriyor: “Biz elbette bütün çocukların festivaliyiz fakat önceliğimiz dezavantajlı çocuklar. Sizin de sıraladığınız gibi mülteci çocuklar, sosyo ekonomik düzeyi standart altı kalmış çocuklar, sokak çocukları, savaş ve depremde travmaları olan çocuklar sıralamamızın ve program içeriğimizin ilk sırasındalar ve bütün bu kırılgan sonuçlar da bu çocuklarla ilgili, sanatla iyileştirme desteklerini sunuyoruz. Çocuk hak temelli değerler, toplumsal cinsiyet eşitliği ve ekolojik değerler elbette standartlarımız.”
Festival ekibi, bu yılın onur ödülünü, sinema dışında, yaşlı ve çocuk çalışmalarına da büyük emek veren, akademisyen Seçil Büker’e vermeyi kararlaştırdı.
∗∗∗
FESTİVALDE NELER VAR?
Açılış programında, Zer Zer Çocuk Grubu’nun konseri, kısa film gösterimi, tanıtımlar, Elif Bale Dans gösterisi ve açılışa özel sahne performansları olacak.
Emre Yılmaz ile Karikatür Atölyesi, Engin Fırat ile Ebeveynler İçin Toplumsal Cinsiyet Atölyesi, Önder M. Özdem ile Çocuklarla Uygulamalı Kurgu Atölyesi gibi 11 farklı atölye gerçekleşecek.
Bu yılın panel konu başlığı ve teması ‘Cinsel İstismara Karşı Mücadelede Bütüncül/Hak Temelli Bir Bakış’ .
Seçkideki kısa ve uzun metrajlı filmlerden bazıları şöyle: Mavka: Ormanın Şarkısı, Periler Ülkesi, Marie Curie, Sevgini Göster, Sonsuz Pandomim.
Festival kapanışında Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde Küçük Prens oyunu sahnelenecek.
