Yaşam Kaya
Necati Cumalı’nın kaleme aldığı ve Türkiye’de ilk kez ilk kez 1969 yılında Kent Tiyatroları tarafından sahnelenen ‘Derya Gülü’ bir kıyı kasabasında hayatını devam ettirmeye çalışan insanların hayatlarından kısa bir kesit sunar. İzmir Kent Tiyatrosu’nun repertuarında yeniden sahnelenen gösteri, insanın umudu beklemekle umutsuzluğu kabul etmek ikileminde yarattığı tezatlığı gözler önüne getirir. 3 perdelik oyun, 1979 yılında Süreyya Duru’nun yönetiminde sinemaya uyarlanmış, dönemin önemli isimleri bu filmde rol almıştı. 2024 yılında sahnelenen oyunda İlknur Beyazıt Çatal (Yönetmen / Oyuncu), Bozkurt Saraç ve Onur Çatal’ ı sahnede izliyoruz. İnsan psikolojisinin derinliklerine inen bu çarpıcı gösteri son dönemde izlediğim en iyi psikolojik ve duygusal gerilim tiyatrosu olmuş.
Kent Oyuncuları zamanında oyunu maalesef izleyemedim. Devlet Tiyatroları’ndan 2000’li yıllarda konuyu izlemiş, hatta yazmıştım. Arşive dönüp baktığımız zaman oyunda Meryem’i Yıldız Kenter, Sinan’ı Müşfik Kenter, Haşim Usta’yı ise Şükran Güngör oynamıştır. Kadro gerçekten efsane! Sinema uyarlamasında ise Sinan’ı Bulut Aras, Meryem’ i Meral Orhonsoy, Haşim Kaptan’ı İhsan Yüce canlandırmıştı. Filmi izleyen bir eleştirmen olarak, oyunun tiyatrodan sinemaya kadar geçmişte kimlerin elinden geçtiğini bilerek İzmir Kent Tiyatrosu’nun yorumunu izlemek için sahnenin yolunu tuttum. Bu kadar önemli isimlerin karakter yorumundan geçen konunun bu yeni yorumunda Meryem’i İlknur Beyazıt Çatal, Sinan’ı Onur Çatal, Haşim Kaptan’ı Bozkurt Saraç oynuyor. Sahnede şimdiye dek izlediğim farklı ve de çarpıcı bir ‘Derya Gülü’ izliyoruz.
Konuda çok genç yaşta kendisinden epeyce büyük Haşim Kaptan’la evlendirilen Meryem, hayatının akışından mutlu değildir. Kocası yaşlandıkça iyice alkole merak salmış, genç kadının duygularından uzaklaşmıştır. Sahil kasabasında balıkçılık yaparak geçinen bu iki insanın evine bir gün Sinan adında genç bir adam gelir. Haşim Kaptan’a denizde yardımcı olmak için işe başlayan bu genci avcuna almaya çalışan Meryem, yaşadığı hayattan kurtuluşunun Sinan’la aşk yaşamak olduğunu düşünür, ama büyük yanılgı içine düşmek üzeredir. Haşim Kaptan, Meryem’e duyduğu sevgiden dolayı Sinan’la Meryem arasındaki yakınlaşmayı görmezden gelir. Meryem kocasından acı bir intikam alması için Sinan’a baskı yapar. Sinan ailesel problemler içinde kendi yaşamını sorgular. Tüm bu olanların içinde psikolojik gerilim tırmandıkça tırmanır. Konu ilerledikçe üçlü arasındaki bağlar derinleşir, keskinleşir. Özellikle üç insanın yaşamdan beklentileri adeta insanların hayatla olan kavgasının fotoğrafı olur.
İlknur Beyazıt Çatal, hem yönetmen koltuğunda hem de Meryem’ in dünyasında öylesine başarılı işler yapıyor ki, sahnede tek perdeye indirilen oyun, gerilimin içinde su gibi akıp geçiyor. Olayların son sahneden başlayarak gösterilmesi insanı konunun içine hızlıca çekiyor. Meryem konunun mihenk taşı. İlknur Beyazıt Çatal, Meryem’de oluşturduğu duygusal çaresizliği damarlarımıza kadar işlerken, özellikle kadının yalnızlığını, sınıfsal ayrım içinde yerini belirleme arzusunu şahane gösteriyor. Onur Çatal, Sinan’ın donuk, az sonra katile dönüşecek zannettiğimiz karakter yapısını öylesine muhteşem canlandırıyor ki, oyun onun sözcüklerinde psikolojik anlam kazanmış. Onur Çatal’ ı ayrıca dramaturg olarak da görüyoruz. 3 perdelik gösteriyi tek perdeye düşürmek ve bunu yaparken konunun özünden asla uzaklaşmamak ciddi bir başarı. Bozkurt Saraç’ın Haşim Kaptan rolü taktire şayan. Yönetmeni iki açıdan tebrik etmeli. Birincisi, deniz kenarındaki izbe evle insanların mutsuzluğunu birleştirmesi; ikincisi, oyunu bir sinema filmi çekercesine muhteşem bir sinematografi ile seyirciye sunması. Çığlıklar içinde elinde odunla gördüğümüz Sinan bir katil mi? Gösteri boyunca bunu sorguluyorsunuz. Dekor tasarım ‘Derya Gülü’ için biçilmiş kaftan. Teknenin, ateşin, evin sunumu oyundaki psikolojiyle eş değer!
İzmir Kent Tiyatrosu, 2024 yılında Necati Cumalı’nın en güzel eseri diyebileceğimiz ‘Derya Gülü’ nü almış, büyüleyici bir yorumla sahneye aktarmış. Sezonun etkili çalışmalarından birisine dönüşen gösteriyi mutlaka izleyin.