Onur Ünsal: Aşk Ve Cinsellik, Sınıfları Yıkabilmenize Yardımcı Olan Bir Duygu

Pinterest LinkedIn Tumblr +


[Okan Çil’in Gazete Duvar’da yayımlanan ve Onur Ünsal ile gerçekleştirdiği söyleşinin bir kısmını okurlarımızla paylaşıyoruz.]

Onur Ünsal’la yönetmenliğini üstlendiği ‘Selmin Zeki Hanım: Hasta Adamın Kızı’ oyununu konuştuk. Ünsal, “Ben bu oyunun öğrencisi gibiyim, herkesi de bu duyguyla oyuna çağırıyorum” dedi.

Moda Sahnesi’nin yeni oyunlarından biri olan ‘Selmin Zeki Hanım: Hasta Adamın Kızı’, izleyicilerle buluşmaya devam ediyor. Mürüvet Esra Yıldırım’ın yazdığı oyunda sahnede Yeliz Kuvancı yer alıyor.

Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarına tekabül eden 19. yy sonu ile 20. yy başında İstanbul’da bir yalının müştemilatında geçen oyun, imparatorluğun son yıllarındaki siyasi gündemin gündelik yaşamdaki aile ve kadın-erkek ilişkilerine nasıl sirayet ettiğini anlatıyor.

‘Selmin Zeki Hanım: Hasta Adamın Kızı’ oyununun yönetmeni Onur Ünsal’la oyunu, dönem kadınlarının yaşadıkları sorunları ve Selmin Zeki Hanım’ın aşka bakışını konuştuk.

‘UZUN SOLUKLU BİR PROJENİN İLK OYUNU’

‘Selmin Zeki Hanım: Hasta Adamın Kızı’ nasıl ortaya çıktı? Oyunu sahnelemeye nasıl karar verdiniz?

Oyun, Kemal Aydoğan ile Mürüvet Esra Yıldırım’ın tanışmasıyla ortaya çıkıyor. Kemal abi Moda Sahnesi’nde uzun soluklu bir projenin ilk oyununu yazması için Esra’yla konuşuyor. Esra da bu metinle geliyor. Benim dahil olmadığım ilk aşaması bu şekilde gerçekleşiyor. Ardından repertuar için Kemal abinin gönderdiği oyunların arasında bu metin benim ilgimi çekiyor ve Kemal abi de yönetmenliğini bana devrediyor. Ben de üzerine çalışmaktan çok mutlu olduğum bir metne sahip oluyorum.

Yeliz Kuvancı’nın tek kişilik performansı da alkışı hak ediyor. Onunla yolunuz nasıl kesişti?

Ben Yeliz’i uzun süredir bilirim, o da beni bilir ama böyle bir arkadaşlığımız yoktu. Oyun için aklıma geldi, konuştuk ve Yeliz de derhal projeye dahil olmayı kabul etti. Yolumuzun daha önceden kesişmesi gereken biriyle böylelikle arkadaş olduk. Performansının alkışı hak edeceğinden adım gibi emindim.

‘DÜŞÜNCEMİZE DERİNLİK KATTI’

Sahnede bir de kanuncu var. Müziği banttan kullanmak yerine sahnede bir müzisyeni ağırlamaya nasıl karar verdiniz?

Bu kararlar Kemal abiyle oyun üzerine konuşurken vardığımız kararlar. ‘Dönemin Sesi’ üzerine yaptığımız konuşmaları hatırlıyorum. Şarkıları oyunda ne amaçla kullanacağımızı konuştuk. Esra da zaten metne 7 adet şarkı yerleştirmişti. Bu seslerin, şarkıların ve bunları çalan çalgıcının oyunla ve seyirciyle kurabileceği bağı düşündük ve yolumuz Betül Kaplanoğlu ile kesişti. Esra ve Betül benim de biraz yabancısı olduğum bu eserlere bizi ruhen çok yaklaştırdı. Düşüncemize derinlik kattı diyebilirim. Betül bizi hep oyunun dünyasına götürdü. Çok maharetli bir kanuncu.

Devamı için tıklayınız.

Gazete Duvar

Paylaş.

Yanıtla