27.İstanbul Tiyatro Festivali -4 ´Çirkin´

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Erdoğan Mitrani

“Zaman, sonsuz bir sarmal yumağın ipidir. Ve ip, ucunu yumaktan dışarı ilk çıkardığı günden beri hep ama hep ileri doğru uzar. Onu geri saramayız. Yönünü değiştiremeyiz. Ne yaparsak yapalım zaman ipi hep ileri doğru uzar. Fakat ip bazen kopabilir. Geriye kalan iki uç hemen birbirine düğümlenir. Aradan kopan o parçada neler olup bittiğini hiç kimse bilemez. Çünkü o parça artık zamana ait değildir. O kadar yoktur ki, onun yokluğu bile hissedilmez. İşte bu bir lanettir.”

Alkazar Sineması, 1920’lerden 2000’lere kadar hizmet verdikten sonra kapandı, restore edilerek 2021’de kapılarını tekrar Hope Alkazar adıyla açtı. Mekânda seyirciye özel deneyim olarak tasarlanan ‘Çirkin’ Anadolu’nun gelenek ve masallarından esinlenen gerçeküstü bir lanet hikâyesi.

Firuze Engin’in yazdığı Güray Dinçol’un yönettiği Çirkin’in yaratıcı yapımcısı Yağmur Dolkun. Veli Kahraman sahne ve yapım, Candan Seda Balaban kostüm, Cem Yılmazer ışık, Ahmet Kenan Bilgiç müzik, Turgut Mavuk ses tasarımlarını yapmış koreografisi ise Büşra Firidin’in.

Teknik / teknolojik kadro şöyle: Immersive sanat direktörleri: Lalin AkalanAmir Ahmadoghlu (xtopia), yaratıcı teknoloji uzmanı: Çağatay Güçlü (xtopia), proje koordinatörü: Esra Küçükşen (xtopia), grafik tasarım Nada Aydın (xtopia), görsel sanatçılar Amir AhmadoghluBurak Dirgen (xtopia), görsel iletişim & tasarım: Özge Güven, görüntü sistemi yönetimi: Display Team.

Fiziksel tiyatroyla dijital enstalasyonu ustalıkla harmanlayan Çirkin’de, bin yıllardır yaşayan çirkin mahlûk Şiva (Nihal Yalçın), kendisiyle birlikte lanetlenerek ölümsüzlük cezasına çarptırılan Tavuk’la (Onur Berk Arslanoğlu) geçmiş ve bugün arasında gezinir. Zamanın dışına atılmış iki karakterin didişmeleri bir yandan sahnedeki anlatı evreninde gerçekleşirken bir yandan da duvarlardaki etkileşimli görüntü evreninde hikâyenin geçmişine ait parçalar canlanır.

Lecoq ekolünden Güray Dinçol, teknolojinin görsel işitsel şölene dönüştürdüğü oyunu, izleyicilerin arasında yaşanan bir clown / bufon gösterisi olarak sahneliyor. Kimyaları müthiş uyuşan, çılgın kostümleri, ürkünç makyajlarıyla tanınmaz hâle gelmiş Nihal Yalçın ile Onur Berk Arslanoğlu, gösteriyi 80 dakika soluk aldırmaksızın götürüyorlar.

Festivalin, büyük olasılıkla sezonun en iyilerinden. Her Cuma-cumartesi Hope Alkazar’da, kaçırmayın.

‘Terörizm’

İranlı anne ve Rus babanın oğulları Oleg (d.1969) ve Vladimir Presnyakov (d.1974), oyun ve senaryo yazarı, oyuncu, yapımcı ve yönetmen olarak Presnyakov Kardeşler adıyla birlikte çalışıyor. Çağcıl Rus Tiyatrosunun ünlü yazarları arasında yer alan ikilinin oyunları Rusya ve dünyanın pek çok ülkesinde sahneleniyor.

Bahçe Galata, toplumsal olaylara duyarsızlaştığı ölçüde kendi başına gelenlere hassaslaşan günümüz insanı üzerine 2000’de yazdıkları günümüzde hâlâ güncel olan karanlık komedi ‘Terörizm’in prömiyerini festivalde yaptı. Oyunu Saim Güveloğlu yönetiyor, oyuncular Tülin ÖzenTansu BiçerBilgesu AkınDefne KoldaşDerya ŞahanFatih SevdiSemih Ali AksoyTolga GüneşZeynep Çötellioğlu. Işık tasarımını Utku Kara, kostüm ve dekor tasarımını Hilal Polat yaptı.

Terörizm, mağdurları, failleri, vahşice eylemleri değil, korkuyla şüphenin sıradanlaştığı toplumda bireylerin birbirine düşmesini, ötekileştirmesini, kaygı ve hınç içindeki sıradan insanların birbirine ve dışarıdan gelen yabancılara düşmanlığını irdeleyen bir oyun.

Oyun birbiriyle bağlantısız görünen altı sahneden oluşur. Bomba alarmı verilen hava alanında yolcular rötarlardan şikayetçidir / Bir adamla kadın zina yapar / Aralarından bir kadın kendini asmaya giderken ofisin çalışanları karşılıklı ilişkileri ve mobbingi tartışır / Parkta torununu gezdiren nineyle yaşlı arkadaşı şikayetçi oldukları erkek milletinden kurtulma yolları arar / Karakolda polisler aralarında itişirken şehrin göbeğinde patlama haberi gelir / Hava alanında yolcular nihayet kalkışa hazırlanır. Son sahnede rastgele olay ve karakterlerin birbirine bağlı olduğu ortaya çıkar; öyküdeki olaylar bir patchwork gibi ustalıkla yerine oturur.

Güveloğlu’nun tüm kadrosundan parlak bir toplu yorum aldığı sahnelemesine Hilal Polat’ın kutulardan oluşan, tüm mekân değişikliklerine yatkın dekorunun katkısı büyük. Polat’ın pembe ve somon tonlarında kostümleri, görünürdeki pırıl pırıl ve renkli dünyayla içimizdeki karanlığın karşıtlığını başarıyla yansıtır.

Festivalin başarılı, izlenmesi şart yerli yapımlarından. 10 Ocak Alan Kadıköy’de, sezon boyunca İstanbul sahnelerinde.

‘Birileri; Velda, Kerim, İpek’

“Birileri ha bire başımıza bela üstüne bela açıyor işte, çekiştirip duruyorlar. Bir şu tarafa, bir bu tarafa.”

Tasarımı İlyas Özçakır’a ait ‘Birileri’, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nden yola çıkarak hazırlanan bir proje. Bildirgeyi tekrardan canlandırmayı, insan haklarının içselleştirmesinde sanatın gücünden faydalanmayı hedefleyen projede bildirgenin her maddesi için 30 farklı yazarın 30 kurmaca monodraması, 30 farklı oyuncu tarafından, üçer kısa oyunluk sahnelemelerle canlandırılıyor.

2021’deki ‘Arjen, Zülfünaz, Aylin’, 2022’deki ‘Öykü, Onur, Ferda’nın ardından, ‘Velda, Kerim, İpek’, bildirgenin 2. 6. ve 13. maddelerinden yola çıkıyor:

Madde 2: Herkes, ırk, renk, cins, dil, din, siyasal ya da herhangi bir inanç, ulusal ya da toplumsal köken, varlıklılık, doğuş ya da herhangi bir başka ayrım gözetilmeksizin bu Bildirgede açıklanan bütün hak ve özgürlüklerden yararlanabilir.

Madde 6: Herkesin, nerede olursa olsun, hukuksal kişiliğinin tanınması hakkı vardır.

Madde 12: Hiç kimse, özel yaşamı, ailesi, konutu ya da yazışması konularında keyfi müdahaleye, onuruna ve adına karşı saldırıya uğrayamaz. Herkesin, bu müdahale ve saldırılara karşı yasayla korunmaya hakkı vardır.

Fatma Yüksel SendanHakan Akgül ve Melis Balaban’ın yazdığı aidiyet kavramı üzerine üç öyküden oluşan ‘Birileri. Velda, Kerim, İpek’, festivalin Adana’dan konuğu. 

Yıkılan evini görmek için doğup büyüdüğü yere dönerek çocukluk anılarında gezinen Velda, ülkesini ziyaret etmeye çalışırken kafkaesk bürokraside sıkışıp kalan Kerim, gitmenin arifesinde iç sesinin koridorlarında ilerlemeye çalışan İpek…

Yönetmen Canan Günaştı güncel sahneleme biçimlerinden yararlanarak, üç yazarın birbirlerinden hiç haberi olmadan yazdığı üç hikâyeyi trajikomik bir şekilde bir araya getirmiş. Aynı anda sahneyi paylaşan Birsu MetinCevher Hikmet Güzey ve Gizem Gülüş Koçoğlu’nun ustalıklı monologlarını başarıyla iç içe geçiren parlak ve etkileyici yorumu, tekrar İstanbul’a geldiklerinde mutlaka izlenmeyi hak ediyor.

‘Sen Hamlet Değilsin’

Tiyatro Pera’nın yeni yapımı, yazar, yönetmen, çevirmen, oyuncu, eğitmen Nesrin Kazankaya’nın yazıp yönettiği, dramaturgisini Şafak Eruyar’ın üstlendiği ‘Sen Hamlet Değilsin’, ünlü trajedinin karakterleriyle aralarındaki ilişkilere paralellikler kurarak günümüz sosyoekonomik koşullarının yarattığı bunalımları irdeliyor.

Anne Leyla (Nesrin Kazankaya), ’68 kuşağından, hippi felsefesini içselleştirmiş, ailesiyle karavanda yaşayarak, seramik imalatıyla geçinebilecekleri hayalini kurar. Garsonluk yaparak evin sorumluluğunu üstlenen oyunculuk mezunu oğlu Taylan (Barış Yalçınsoy), sürekli Hamlet tiratlarıyla seçmelere girer. Üniversitede matematik son sınıfı öğrencisi, dünyada henüz çözülmemiş matematik problemlerinden birinin çözümü aşamasındaki üstün zekâlı kızı Lerzan (Rana Büyükyılmaz), sosyal ilişkilerde sorunludur.

Kazankaya, usta işi metnini, tartışmaların ve duygusal ilişkilerin her anına kişiler arasındaki benzersiz sevgi bağını duyumsatan keyifli ve çok başarılı bir ekip çalışması olarak sahneler. Hamlet’teki olay örgüsünü birebir takip etmeyen, müzik ve absürt güldürü öğeleriyle bezeli oyunda, Hamlet’ten tiratları metne çağdaş ve muzip bir perspektifle yedirilir. Onlarca kez Hamlet seyretmiş olsanız bile, Gertrude-Hamlet sahnesinin müthiş Nesrin Kazankaya – Barış Yalçınsoy yorumunu izlememişsinizdir.

Sezonda sahnelendiğinde mutlaka izleyin ve yeniden mekânsız bırakılmasına, tiyatrosunun tüm belleğinin yok edilmesine karşın, ömrünü tiyatroya adamış bu sanat savaşçısını, dimdik kalıp geleceğe umutla bakabildiği için ayakta alkışlamayı ihmâl etmeyin.

Hepinize iyi seyirler.

Şalom

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Erdoğan Mitrani

Yanıtla