Sanat Meclisi’nin hazırladığı, Ekim ayında gerçekleşen hak ihlallerini içeren raporu okurlarımızla paylaşıyoruz:
Bu ay geçen dönemlere oranla iktidar sanat alanına indirimli bir tarife ile saldırdı. Bu hak ihlali, yasaklama, baskı, yargılama olmadı anlamına gelmiyor. İşte Ekim 2023 de sanat alanının yaşadıkları:
- İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İlyas Salman hakkında “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla dava açtı. Gerekçe, geçen yıl BirGün gazetesine verdiği röportajda kullandığı “Ben Tayyip Erdoğan’ı cumhurbaşkanlığına layık görmüyorum. Çünkü ucuz adam” ifadelerinin hakaret suçu olarak değerlendirilmesi! Soruşturma kapsamında 11 Kasım 2022’de şüpheli olarak savcılıkta ifadesi alınan Salman, “İçerikte suç unsuru bulunduğunu kabul etmiyorum. Laik, demokratik, parlamenter ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde, Cumhurbaşkanı veya kapıcı dâhil kim olduğu fark etmeksizin birini sevip sevmediğini söylemek benim en doğal hakkımdır, bu da suç değildir. İçerikte kelimelerde de suç unsuru bulunmamaktadır. ‘Ucuz adam’ tabiri ancak kaba hitap tarzı olarak kabul edilebilir” demişti. Salman röportajında, “Bu aralar ülkeye dair neyi dert ediyorsunuz?” sorusuna “Tayyip’i dert ediyorum mesela en çok. Türkiye’yi tarif ederken ‘Layık olmayanların önemli mevkilerde oturanların ülkesidir’ diyorum. Ben Tayyip Erdoğan’ı cumhurbaşkanlığına layık görmüyorum. Çünkü ucuz adam. Bundan dolayı da mahkemeye gideceğimi biliyorum. Ben, Recep Tayyip Erdoğan’ın oturduğu koltuğu hak etmediğini düşünenlerdim. Ha bu mantıkla bakarsanız İlyas Salman’ın da oturduğu koltuğa yakışmayan bir sanatçı olduğunu düşünebilirsiniz” yanıtını vermişti.
- Oyuncular Sendikası çatısı altında bir araya gelen seslendirme oyuncuları, 30 Eylül’de dünya oyuncu örgütlerinin de katıldığı basın açıklamasında 2 Ekim’de bir günlük “Susma Kararı” aldıklarını, seslendirme yapmayacaklarını açıkladılar. Seslendirme oyuncuları ; “Seslendirme oyuncularına insan onuruna yakışır çalışma koşulları sağlanmadığı, mesleki erozyonun önüne geçecek tedbirler alınmadığı ve yapay zeka ile ilgili düzenlemeler ivedilikle hayata geçirilmediği takdirde; Türkçemizi korumada temel rol oynayan ve geçmişten beri dünya çapında başarılarıyla gündeme gelen Türkçe dublaj, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır” açıklamasını yaptı. Oyuncular, sektörü ve mesleğin geleceğini doğrudan etkileyecek tehlikelere dikkat çekerken, aynı zamanda Amerika ve Kanada’da grevde olan meslektaşlarıyla da dayanışma içerisinde olduklarını vurguladı. Basın açıklamasının ardından sektör için oldukça önemli bir panel organize edildi. “Dünyadan Örneklerle Oyuncu Hakları” paneli Oyuncular Sendikası Başkanı Vahide Perçin’in açılış konuşması ile başladı. Uluslararası arenada neler yaşandığını, sektör temsilcilerinin sorunlar karşısında hangi çalışmaları hayata geçirdiklerini ve dünyada neler yaşandığına ilişkin kapsamlı bir panel organize edildi. Pek çok oyuncu, menajer, hukukçu ve akademisyenin katıldığı panel yaklaşık üç saat sürdü. Türkiye’deki oyuncular, neler yaşandığını dünyanın en önemli temsilcilerinden dinledi.
- Adana’da düzenlenen Çukurova Rock Festivali’ne, Adana Valiliği tarafından izin verilmedi. Adana Valiliği yasak kararının gerekçesini, “Etkinliğin yapılacağı yer ve çevresinde alkol satışı yapan iş yerlerinin bulunmasından dolayı etkinliğe katılacaklar arasında da yaşı küçük çocukların da göz önüne alındığında alkole dayalı olarak cinsel saldırı, kasten yaralama, hırsızlık gibi asayiş olaylarının yaşanabileceği için uygun görülmemiştir” diye açıkladı. Festivalin organizasyonunu gerçekleştiren Milyon Yapım yaptığı açıklamada, “Temmuz ayında yapılan başvuruya şifahen sorun olmadığını ileten Adana Valiliği, ısrarlı aramalarımıza ve izne ilişkin bir yazı istememize rağmen herhangi bir şey tebliğ etmeyip organizasyonun başlangıç tarihinden bir gün önce festivalin yapılamayacağını bildirdi. Festival alanında 300 çalışanla birlikte, 30 TIR malzeme, devasa sahne, mobil tuvalet, bariyerler, arama kapıları kurulduktan sonra gelen tebligat, maddi manevi altından kalkılamayacak bir problem haline geldi. Festivalle alakalı olmayan, festival alanından 500 metre uzakta bulunan tekel bayileriyle ilgili, trafik ile ilgili sebeplerle Çukurova Rock Festivali’ne izin verilmezken, buna rağmen çözüm arayışına girdik. Festivalin alkolsüz yapılması, 18 yaş altı katılımcıların etkinliğe alınmaması ve kamp olmaması halinde izin verileceğini şifahen söyleyen Güvenlik Şube Müdürü ve diğer yetkililerin talebi doğrultusunda bu şartları kabul ettiğimizi taahhüt eden yeni bir dilekçe ile Adana Valiliği’ne başvurduk. Her türlü şartları yerine getirmemize rağmen Valilik olumlu veya olumsuz bir yanıt vermedi” denildi. Valiliğin kararıyla 12 bin civarındaki biletlinin katılım göstereceği Çukurova Rock Festivali’nde rezervasyon yaptırılmış oteller, yiyecek-içecek stantları, bölgedeki taşımacılar, otellerinde sahne almayı bekleyen sanatçılar ve bölge esnafı da mağdur olmuş oldu. Organizasyon şirketine Adana Valiliği tarafından gönderilen tebligatta ise şöyle denildi: “Etkinliğinin yapılacağı alanda gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasında organizasyon tarafından zafiyetler oluşabileceği, alan çevresinin açık olması ve etkinliğin yapılacağı yer ve çevresinde alkol satışı yapan iş yerlerinin bulunmasından dolayı etkinliğe katılacaklar arasında da yaşı küçük şahıslarında bulunacağı göz önüne alındığında alkole dayalı olarak cinsel saldırı, kasten yaralama, hırsızlık gibi asayiş olaylarının yaşanabileceği, ayrıca etkinlik alanının bulunduğu Kasım Gülek Bulvarı’nda trafiğin yoğun olması nedeniyle etkinlik alanı ve çevresinde yeteri kadar park alanının bulunmaması sebebiyet etkinliği düzenlenmesinin emniyet ve asayiş yönünden uygun olmayacağı değerlendirildiği göz önünde bulundurarak, bahse konu etkinliğin düzenlenmesi Valilik Makamının oluru uygun görülmemiştir.” Adana’da düzenlenen Çukurova Rock Festivali’nin Adana Valiliği tarafından iptal edilmesi, mahkemeden geri döndü. Festivale ilgi gösteren binlerce kişi, Seyhan Nehri kıyısındaki konser alanının çevresinde yoğunluk oluşturdu. Tertip komitesi, kalabalık arasında 18 yaş altı gençlerin de bulunması nedeniyle girişteki bariyerleri bir süre kapattı. Güvenlik görevlilerini aşıp, bariyerleri yıkan gençler, bu defa festivalin bilet gişelerinin yanındaki diğer barikatta yoğunluk oluşturdu.
- Gazeteci Ertuğrul Mavioğlu ve Yönetmen Çayan Demirel’in çekim ve yönetmenliğini yaptıkları “Bakûr” (Kuzey) belgeselinde “terör örgütü propagandası yapmak” iddiasıyla yargılandıkları davanın 6’ncı duruşması Batman 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada savcı mütalaasını tekrar ederek, Demirel ve Mavioğlu için ceza istedi. Avukatların savunma için süre istediği dava 14 Aralık 2023’e ertelendi.
- 2-10 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek Ankara Film Festivali’nde ‘Kanun Hükmü’ belgeselinin yer almaması üzerine Ankara’nın da filme sansür uyguladığı yönünde yorumlar yapılmıştı. Festival yönetimi yazılı bir açıklama yayınlayarak sansürü reddetti ve ön jürinin izleme linki kapalı olduğu için filmi izleyemediği dolayısıyla da değerlendiremediğini söyledi. Açıklamaya göre ön jüri, Necla Demirci’ye film için gönderdiği şifrenin açılmadığını ve yeni bir şifre göndermesi gerektiğini bildirdi ancak gönderilmedi. Yeni bir şifre gelmeyince filmi izleyemeyen ön jüri, ‘Kanun Hükmü’nü değerlendirme dışı bırakmak zorunda kaldı. Yönetmen Nejla Demirci ise jürinin ileri sürdüğü nedenleri reddetti. Filmin üzerinde Sansür gölgesinin halen sürdüğünü iddia etti.
- Uzun yıllar Grup Yorum’da flüt çalan sanatçı Ali Aracı gözaltına alınarak tutuklandı. Geçtiğimiz yıllarda da nedensiz yere özgürlüğü kısıtlanan cezaevlerine atılan Ali Aracı’nın bu kez de neden tutuklandığı bilinmiyor. Cezaevinden bir mektupla düşüncelerini ileten Aracı: “Bu tutuklamalar, bu baskıların tek amacı Grup Yorum’u susturmak. Yüzlerce sayfalık ilgisiz dosyaları yığıp bizi tamamen susturmak istiyorlar”
- Düğünde Kürtçe Şarkı Söyleyenlere Dava Açıldı. Eskişehir’in Odunpazarı ilçesinde Kürtlerin yaşadığı Kireç köyündeki bir düğünde “söylenen şarkılarda PKK propagandası yapıldığı” suçlamasıyla aralarında müzisyenlerin de bulunduğu 23 kişinin gözaltına alınmasının ardından, yaşananların ayrıntıları ortaya çıktı. Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüler Kurulu Üyesi, Mersin Milletvekili Perihan Koca, kent merkezine 20 kilometre uzaklıkta bulunan ve 1970’li yıllardan sonra göç eden Kürtlerin yaşadığı köydeki düğünün 1 buçuk ay önce gerçekleştiğini, soruşturma kapsamında gözaltı ve ifade alma işlemlerinin ise bu hafta yapıldığını belirtti. Düğün sahipleriyle konuşan Koca, gözaltının ev baskınıyla yapıldığını belirtti. Kürtçe şarkıların Türkçesinin defalarca okunduğunu söyleyen Koca, 23 kişinin serbest bırakıldığını açıkladı. Koca, sosyal medya hesabı üzerinden şu bilgileri paylaştı: “Eskişehir’de Kürtlerin yaşadığı Kireç köyündeki düğün sonrasında ‘örgüt propagandası’ gerekçesiyle 23 kişinin gözaltına alınmasıyla ilgili Kireç Köyü’nden düğün sahibi iki yurttaşla görüştüm. Düğün 1,5 ay öncesinde gerçekleşmiş. Ev baskınları ile gözaltı işlemi ve ifadeye çağırma ise bu hafta gerçekleşmiş. Düğün salonu da basılmış. Düğüne katılanlar ile müzisyen arkadaş da gözaltına alınmış. Düğünün kayıtlarına el konmuş. Gözaltına alınanlar 8-9 saat terörle mücadele şubesinde tutulmuş. Kendilerine düğünde çalınan 6 adet şarkının Türkçesi defalarca okunmuş. Örgüt propagandası yapmakla suçlanan 23 kişi serbest bırakıldı ancak haklarında dava açılmış. Şarkılar aracılığıyla örgüt propagandası yapmakla suçlanıyorlar. Görüştüğüm kişiler şu anda da köyde bir düğün olduğunu ama müzik çalmaya çekindiklerini belirttiler.Bu faşist uygulamaya yeterli tepki gösterilemezse devletin bu uygulaması da normalleştirilmek istenecek. Bir halkın kendi anadilindeki şarkılarla eğlenmesi de kendi anadilindeki şarkılarla hüzünlenmesi de varoluşsal bir haktır. Eskişehir Jandarma Komutanlığı ise düğüne yapılan operasyona dair “TEM Şube Müdürlüğünce yapılan araştırmada düğünde 2 şarkıcı tarafından toplam 4 şarkının PKK silahlı terör örgütünü övücü nitelikte olduğu ve şarkılara toplam 23 şahsın katılım sağlayarak propaganda yaptıkları yapılan incelemeler sonucu tespit edilmiştir. Cumhuriyet Savcısının talimatıyla 23 şüpheli hakkında 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 7/2 maddesi gereğince ‘silahlı terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan adli tahkikat başlatılmıştır”
- İdil Kültür Merkezi’ne Bir Baskın Daha Geçtiğimiz ay polisçe basılan İdil Kültür Merkezi bir baskın daha yedi. İstanbul Okmeydanı’nda bulunan İdil Kültür Merkezi’ne polisler tarafından baskın yapıldı. Baskında sekiz Grup Yorum üyesi ile o sırada orada bulunan bir ziyaretçileri gözaltına alındı. Gözaltı gerekçesi öğrenilemeyen dokuz kişinin Vatan’da bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğü belirtildi. Gözaltına alınanların isimleri şöyle: “Rezzan Şengül, Fırat Kaya, Rıdvan Akbaş, Vedat Doğan, Hakan İnci, Eser Çelik, Barış Yüksel, Seher Adıgüzel, Sevcan Akdoğan.”
Cumhuriyet’in 100. Yılı kutlamaları çok parlak olmayan etkinliklerle geçiştirildi. İktidar kutlamalarda militarist bir söylemi ve gösterileri tercih ederken muhalefet kanadı ise “piyasa şarkıcıları”nın önde olduğu kutlamaları tercih etti . Sanat alanı Ekim ayının tenzilatlı geçmesini “iyiye gidiş” olarak değerlendirmedi. Aksine arkadan gelecek esas yumruğu beklemeye koyuldu.