Dikmen Gürün
Dünyanın dört bir yanında hiç bitmeyen, bitmeyecek olan “şiddet” ve “savaş” günümüzde sanki daha da hız kazanıyor. “Güç” olayı “güç savaşları” giderek tırmanıyor. Dünden bugüne bu anlamda değişen bir şey yok insanın özünde. Araştırmacı yazar Andrew Hadfield, William Shakespeare’i, döneminde yaşanan politik olayları ve şiddeti, savaşları irdelerken geleceğe dair ürkütücü resimler çizen bir şair olarak yorumlar.1 Bu açıdan bakıldığında; çevremizde, bize bir kol boyu mesafedeki ülkelerdeki yöneticiler, acımasız iktidar tutkunları olarak tarihteki yerlerini alıyorlar. Beraberlerinde nice yıkımlar, katliamlar getiriyorlar… Acımasızlığın ve de suskunluğun son örneğini Filistin topraklarında yaşıyoruz. Bunca şiddetten sonra iç kanamalar durulacak mı? Görünün o ki hayli zor olacak bu.
Yine tiyatroya, onun etkileyici gücüne, zenginliklerine çeviriyorum yüzümü: Shakespeare’in oyunlarında gotik coşkunluktan söz edilirken bu coşkunluğun yazarın sahneler arasında oluşturduğu kurgusal bağlarla belirginleştiği ve her sahnede yaşanan krizin bütüne doğru adım adım yaklaşan bir yapı oluşturduğu üzerinde durulur. Bu krizlerin ustalıkla birbiri içine geçirilerek örülmesi, yazarın siyasi ahlak kavramını sorgulayan söyleminin altını çizmektedir kuşkusuz. Bu açıdan bakınca: İslamcı Hamas -faşist Netanyahu– iki arada ezilen suçsuz insanlar; çocuklar, bebekler, kadınlar… Yangına körükle giden Batı ve seyirci localarında oturan Arap ülkeleri… İnce hesaplar galebe çalıyor insanca çözümlere… Evet, Shakespeare ile başladık. Onunla bitirelim: “Tanrı yardımcısı olsun herkesin. Kötü bir dünyada yaşıyoruz.(…) Önüme geçip yüzüme bakacak adam lazım bana!”2
VACLAV HAVEL İNSAN HAKLARI ÖDÜLÜ
2023 Vaclav Havel İnsan Hakları Ödülü, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) tarafından Gezi Parkı davası nedeniyle 2017’den beri tutuklu bulunan ve bu yıl müebbet hapis cezasına çarptırılmış olan Osman Kavala’ya verildi…
2011’de vefat eden Vaclav Havel, Çek Cumhuriyeti devlet başkanı (1993-2003) olmanın ötesinde, önemli bir oyun yazarıydı. Bir muhalifti. Journal of Democracy, Havel’den zamanımızın en demokrat ve saygın lideri olarak söz eder. Ölümünün özgürlükler, demokrasi ve insan hakları savunucuları için büyük bir kayıp olduğunun altını çizer. Onu “insanlığın vicdanı” olarak değerlendirir.3 Bu bağlamda Vaclav Havel’in 1979 yılında yazmış olduğu “Güçsüzlerin Gücü” başlıklı makalesi de işçisinden yöneticisine sistemin çarklıları arasına sıkışmış pek çok insanın hayatında yer etmiştir.
Oyunlarında da sorgulayan, eleştirel kişiliği öne çıkar yazarın. Sözü fazla uzatmadan; buradan, 1989-90 sezonunda Dostlar Tiyatrosu’nda sahnelenen “Largo Desolato/Buruk Ezgi” adlı yapıtıyla Vaclav Havel’e ve de ödülün bu yılki sahibi Osman Kavala’ya, Ayşegül Yüksel’in gözlemleriyle selam edelim: “Vaclav Havel, yazdığı oyunların önemli bir bölümünde, gücünü, bireyin düşünce özgürlüğünü kısıtlayıcı önlemler alarak koruyan politik rejimlerde ‘aydın’ın konumunu enine boyuna irdelemişti. Dostlar Tiyatrosu Buruk Ezgi’yle Havel’in büyük boyutlu bir oyununu ilk kez getiriyordu sahnelerimize.4
(1) Andrew Hadfield, Shakespeare and Republicanism, Cambridge University Pres, 2008.
(2) W. Shakespeare, IV Henry, çev. Bülent Bozkurt, Remzi Kitabevi, 1992, s. 56-57.
(3) 2012 yılında John Hopkins University Press’te çıkan bu yazı, “Journal of Democracy”den alınmıştır.
(4) Ayşegül Yüksel, Genco Erkal’ın Dostlar Tiyatrosu Serüveni, Kırmızı Kedi Yayınevi 2019. s. 230.