Dikmen Gürün
Geçtiğimiz günlerde DasDas yeni bir festivalin açılışını yaptı: IO Uluslararası Tiyatro Festivali… İKSV İstanbul Tiyatro Festivali’nde uzun yıllar birlikte çalıştığım ve 2013 yılında festival direktörlüğü görevini kendisine devretmiş olduğum Leman Yılmaz, 2022 yılından itibaren DasDas’la işbirliği yapmakta… IO Festivali’nin ortaya çıkışını şu sözlerle özetliyor: “Uluslararası bir tiyatro festivali yapma fikri Mert Fırat, İlksen Başarır ve Belfu Kaba’dan çıktı. İKSV’den ayrılışımla birlikte bu konuda görüşmelere başladık. Sonuçta, İstanbul’da düzenlenen köklü bir tiyatro festivali var ama İstanbul büyük bir kent ve biz yeni bir festivalin hayatımıza girmesiyle özellikle de uluslararası yapımların daha fazla izleyiciye ulaşmasına vesile olacağımızı düşündük. DasDas’ın kendine ait ana mekânın yanı sıra üç sahnesinin daha bulunması bu anlamda bizi daha da heyecanlandırdı.”
YIL İÇİNE YAYILAN BİR FESTİVAL
IO Festivali’nin bir özelliği aylara yayılacak olması. “Neden” sorusunu şöyle yanıtlıyor Leman Yılmaz, “Önce tabii ki belirli bir zaman dilimi içinde yapmayı planladık festivali ama sonra, ülkenin içinde bulunduğu sorunlar, ekonomik olarak alım gücünün giderek düşmesi bizim en azından ilk yıllarda seneye yayılan bir festival fikrine sıcak bakmamıza neden oldu. İstanbul seyircisi ancak festival döneminde yurtdışından yapımları izleme fırsatı buluyordu. Yıl içine yayılacak bir festivalle seyircimize daha fazla olanak sunmanın daha doğru olacağını düşündük. Buna ek olarak, toplulukların turne tarihlerini de programa uyarlamak çok daha kolay olacaktı. Böylelikle, programda yer almasını düşündüğümüz oyunları davet edebilecektik.”
Festivalin adı ile ilgili olarak da “IO’nun hikâyesi, içinde bulunduğumuz geniş coğrafyayı kapsıyordu. Aynı zamanda göçün ve kadının hikâyesiydi. Her şeyden önemlisi mitolojik olarak da İstanbul Boğazı ve Haliç’in öyküsüydü… Bu nedenle, IO olarak biçimlendi festival. Burada sevgili Şahika Tekand’ı anmadan geçemeyeceğim. 2019 yılında İstanbul Tiyatro Festivali’nin açılış oyunu Şahika Tekand’ın yazdığı, yorumladığı Studio Oyuncuları yapımı ‘IO’ idi… O günden bu günlere de bir selam sanki IO Festivali” demekte Leman Yılmaz.
‘LA REPRİSE’ VE ‘GILGAMIŞ’
IO Uluslararası Tiyatro Festivali 9-10 Eylül tarihlerinde Milo Rau’nun “Le Reprise” adlı yapıtı ile açıldı. Bugün dünya tiyatrosunun önde gelen yönetmenleri, tasarımcı ve yorumcuları arasında yer alan bir isim Rau. İstanbul Tiyatro Festivali seyircisi 2016’da “Nefret Radyosu” ile tanımıştı kendisini. “Yeniden sahneleme” ya da “meta-tiyatro” yöntemiyle ses getiren yapıtlarından biriydi “Nefret Radyosu.” Ruanda soykırımı ile bir biçimde yüzleşmiş olan oyuncularla çalışmıştı bu vurucu oyunda. Tiyatro dünyasında Milo Rau ile ilgili akademik çalışmaların, araştırmaların ve de çok yönlü, düşündürücü tartışmaların her geçen gün yoğunluk kazandığı biliniyor. Dünyanın belli başlı festivallerini dolaşıyor yapıtları. Oyunu daha önce Avignon’da izleyen Leman da görüşlerini şöyle paylaşıyor: “Çok çarpıcı olan konusunu gerçek hayattan alan bir oyun. Gerçek bir cinayetin sahnede yeniden canlandırılması mümkün müdür? Milo Rau bu konuyu, bu soruyu sahneye taşımıştı ve dolayısıyla da ‘Histoire de Theatre’ serisinin ilk oyunuydu. Oyuncular oyunun giriş bölümünde tiyatroyu tartışıyor ve ‘Neden tiyatro’ sorusuna da cevap arıyorlar.”
IO Festivali’nin eylül ayındaki ikinci yabancı oyunu da Belçika’da yaşayan ve çalışmalarını orada sürdüren Mesut Aslan’ın mekâna özgü farklı bir yorumla sahnelediği “Gılgamış” adlı yapıtı oldu. Yine İstanbul dışındaydım, izleyemedim… Ama eminim ki orada ya da burada bir biçimde yollarımız kesişecek “Le Reprise” ve “Gılgamış” ile…