Dikmen Gürün
Geçtiğimiz günlerde, Logostan Kurtulmak/ 20. Yüzyıl Dramında Karşı-Anlatı Dr. Öğretim Üyesi Melike Saba Akım’ın Habitus Kitap’tan çıkan çalışması. Akım, kitabında bugünün tiyatro estetiğini biçimlendiren düşünsel sürecin izlerini özgün bir kanaldan soruşturuyor.
TİYATROYU DERRİDA’YLA OKUMAK
20. yüzyıl tiyatro düşünü, Batılı anlamda tiyatronun metin merkezli karakterine çok kez dikkat çekmiştir, itirazlar geliştirmiştir, günümüz tiyatro estetiği bu itirazlar ekseninde şekillenmiştir. Melike Saba Akım da Batılı anlamda tiyatronun metin merkezli karakterinden ziyade logos merkezli karakterine dikkat çekiyor çalışmasında. 20. yüzyılda buna ilk dikkat çeken ismin Derrida olduğunu, ardından Elinor Fuchs, Hans-Thies Lehmann gibi öncü tiyatro akademisyenlerinin de bu fikri sahiplendiklerini söylüyor “Sunuş” yazısında. Dramatik yapının çöküşünün logostan sıyrılma çabası olduğunu öne sürüyor. Kitap, ismini buradan alıyor: Logostan Kurtulmak…
Sırası gelmişken hemen belirtelim; Kitapta düşüncelerine sıklıkla referans verilen tiyatro insanlarından Prof. Elinor Fuchs, Prof. Bonnie Marranca, Prof. Una Chauduri 2000’li yılların başında İstanbul Tiyatro Festivali’nin konuğu olmuşlardı. Aynı yıllarda Hans-Thies Lehmann da İstanbul Üniversitesi Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü’nde yazmış olduğu kitabı Postdramatik Tiyatro üstünden dersler vermişti. Çok önemli, kayda değer buluşmalardı bunlar gençlerle…
‘YENİ METİNSELLİK’ ANLAYIŞI
Melike Saba Akım’ın savının özgün yanı, logos tartışmasına “dil-hakikat-temsil” üçgeninden yaklaşması olmuş: “Her dönemin temsil anlayışı, dil ve hakikat arasındaki ilişkiye göre şekillenir” tezini öne sürmüş ve 20. yüzyıl tiyatrosundaki anlam yitimini de buradan, yani dil ve hakikat arasındaki temsili ilişkinin kopması üzerinden okumuş. Konuyu tarihsel avangard süreçten günümüz tiyatrosuna dek ele alıyor. Bu süreçteki kritik dönemeçlere, önemli isimlere ve tartışılan kavramlara da kitabında yer veriyor Akım. Günümüzün “yeni metinsellik” anlayışını ise öne sürdüğü “karşıanlatı” terimiyle tarif ediyor.
Alışılageldik tiyatronun anlatı kurma pratiğinin nasıl dönüştüğünü inceliyor. Bunu, tiyatronun metinle ilişkisini merkezde tutarak sürdürüyor. Günümüz tiyatrosunun “yeni metinsellik” anlayışı 20. yüzyılda tiyatroya yön vermiş öncü isimlerden Gertrude Stein, Samuel Beckett ve Richard Foreman oyunları üzerinden örneklerle inceleniyor.
GERTRUDE STEİN VE RİCHARD FOREMAN
Ülkemizde Beckett tiyatrosu üzerine nitelikli çalışmalar yapıldı; bu çalışmaların en kapsamlılarından biri Prof. Dr. Ayşegül Yüksel’e ait: Samuel Beckett Tiyatrosu.
Melike Saba Akım, kitabında, ünlü resim koleksiyoneri ve yazar Gertrude Stein’ın deneysel bir yaklaşımla kaleme aldığı, az bilinen oyunları üzerine gidiyor. Stein, 21. yüzyılın öncü tiyatro insanlarına ilham olmuş. Robert Wilson, Heiner Goebbels bu isimlerin başında geliyorlar. Onların yorumlarında yakaladığımız Stein’a özgü dil-hakikat-temsil üçgeni 2000’lerin başlarında İstanbul Tiyatro Festivali günlerinden bir kez daha bizlere uzanıyor… Yine bu kitapta yazarın incelediği Amerikalı çağdaş tiyatro yönetmeni Richard Foreman da Gertrude Stein etkisinde öncü bir isim. 1970’lerin önemli deneysel ekiplerinden ontolojik-histerik tiyatronun kurucusu olarak bu çalışmada yerini alıyor…
Melike Saba Akım’ın Logostan Kurtulmak kitabı hem konu edindiği isimler hem de konuyu ele alış biçimi bakımından dikkate değer bir yerde duruyor…