Sanat Meclisi’nin hazırladığı, Kasım ayında gerçekleşen hak ihlallerini içeren raporu okurlarımızla paylaşıyoruz:
Sonbaharı bitirip kışa giderken sanat alanı ekonomik zorluklar ve politik baskılarla ayakta durmaya çabalıyor. İşte Kasım 2022’de sanat alanının başına gelenler:
- Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun iptaline yönelik çeşitli basın açıklamaları düzenlendi. İstanbul Çemberlitaş meydanında yapılan toplantıda ise gözaltına alınmalar oldu, gözaltına alınanlar arasında bir davulcu ve zurnacı da vardı. Polis amirleri bu iki gözaltının, “davulcu ve zurnacının orada bulunmalarının halay çekilmesine zemin oluşturdukları için” gerçekleştiğini açıkladılar. Kanunda ise, halay ve davul zurna yasağına ilişkin bir ibare yok.
- 1991 yılı kışında aileleri ile birlikte 100 bin maden işçisinin Zonguldak’tan Ankara’ya doğru gerçekleştirdiği Büyük Madenci Yürüyüşü Ankara girişinde engellenmiş ama Heykeltıraş Metin Yurdakul’un ünlü madenci heykellerinden biri 1992’de Ankara Olgunlar’a, diğeri de madenci kenti Zonguldak Kozlu’ya dikilmişti. Sonra Kozlu’daki heykelin yeri, yol ve köprü düzenlemeleri sırasında değiştirilerek kavşaktaki refüjün içine alındı. 30 yıl önce yapılan heykel Kozlu’nun simgelerinden biri haline geldi. Heykel, 30 yıldır görmediği muameleyi bu ay içinde yaşadı. Kozlu Belediyesi Park Bahçeler Müdürlüğü ekipleri heykeli aslına uygun olmayan renklerde, parlak sarı ve mavi yağlı boya ile boyadı. Madenci Anıtı’nın heykeltıraşı Metin Yurdanur, “Bu, cehaletle bile açıklanmayacak bir Vandallıktır. Yapılan müdahale ile 5846 sayılı Telif Hakları Kanununa göre eser sahibi olarak haklarım çiğnenmiştir. Bilgim, iznim ve onayım olmadan yapılan bu yanlıştan bir an önce dönülmesini hem kendi adıma hem de canlarını maden ocaklarında yitiren binlerce maden işçisi adına diliyorum.”
- Rock grubu Duman’ın solisti Kaan Tangöze, ‘Senden Daha Güzel’ şarkısının AKP etkinliğinde kullanılmasına tepki gösterdi. Sahneden hayranlarına konuyla ilgili açıklama yapan Tangöze, şunları söyledi: “Sayın Cumhurbaşkanımız, stadlarda geziyor işte böyle Z kuşağı için… Onun da haberi yok yani, arkadan ‘Senden Daha Güzel’i veriyorlar. O ne yapsın, bilmiyor canım. Birileri de çıkıp diyor ki, Duman parçasını vermiş falan filan… Bize soran olmadı arkadaşlar ben o kadarını söyleyeyim size. Seçimden sonra haklarımızı aramaya başlayacağız artık.”
- Kültür sanatın birçok alanında olduğu gibi yayıncılık sektörü de ekonomik kriz nedeniyle kan kaybetmeyi sürdürüyor. Kâğıt maliyetleri son bir yılda yüzde 250 arttı. Son bir yılda en az üç kez etiket değiştirdiklerini ifade eden kitabevi yöneticileri, satışlarının yarıya düştüğünü söyledi. Yayıncılar Kooperatifi (YayKoop) Yönetim Kurulu Başkan Elif Akkaya ise bugüne kadar toplanan 2,5 milyar liralık özel kopyalama harcı gelirinin hak sahiplerine dağıtılmasını önerdi. Akkaya, son dönemde yaşanan durumu şu sözlerle özetledi: “Kur nedeniyle yurtdışından gelen kağıt defalarca zamlandı. Sadece son 9 ayda 4 zam geldi. Kağıttaki rekor zam ise yüzde 700 ile bristol adı verilen ve kitap kapağı için kullanılan malzemeye geldi. YAYFED’in Ağustos ayı bandrol verilerine göre kitap satışı yüzde 40 oranında düştü. Her sene Ağustos ayında zaten yüzde 20-25 oranında düşer. Bunu da eklediğimizde kayıp yüzde 60-65’i buluyor. Bilimsel ve akademik çeviri kitapları çok uzun süredir yayımlanamıyor. Bunlar az satılan, maliyeti yüksek ancak kritik önemdeki kitaplar. Birçok yayıncı sadece baskısı tükenen ve çok satacağını düşündüğü kitapları basabildi. Bunun yaratacağı olumsuzlukları kısa sürede göreceğiz. Kültürel çölleşmeye doğru gidiyoruz. Yayınevleri için yaptıkları finansal yatırımın geri dönüşü aylar alıyor. Bu nedenle yeni kitap basmak için finansal kaynak yok.” Penguen Kitabevleri Genel Müdürü Ünal Koçak ise durumu kitabevleri açısından değerlendirdi: “Kitap etiketlerini değiştirmek zorunda kalıyoruz. Bu nedenle okurdan çok sık şikâyet alıyoruz. Okur bir yıl önce kasaya gelir, fiyat sormadan alıp giderlerdi. Özellikle son 6 ayda sıkıntı büyük. 10 kitapla kasaya gelen 5’ini bırakıyor. Kitap baskısı azalınca satış da düşüyor. Yayınevleri daha garanti kitaplara yöneliyor artık. Ya klasikler ya da tanınan yazarlara yöneliyor. Bu kitabevlerinin tek başına taşıyacağı bir yük değil. Kitapçılar da devlet teşvikiyle desteklenmeli. Yoksa birçok kitabevi kirasını ödeyemeyip kapanmak zorunda kalacak. Bu da kültür hayatının daha da yoksullaşması ve çoraklaşması demek.” Sosyolog Prof. Dr. Nilüfer Narlı ise, “TÜİK verilerine göre ihtiyaçlar sıralamasında kitap okuma 235’inci sırada yer alıyor. Okuma alışkanlığı kazanamamış bir toplum dürtülerle hareket eden, eleştirel düşünemeyen ve kanatları kırık kuş gibi debelenen yığınlara dönüşür. Bu trajediyle karşı karşıya kalır. Kitap fiyatlarının artması ve erişimin güçleşmesi zaten okuma alışkanlığı zayıf olan toplumu kitaptan iyice uzaklaştırır.“
- Aydın Çine İlçe Jandarma Komutanlığı, Murat Yüksel’in ilçedeki kuvars ve feldspat madenlerinin ekolojik sisteme ve halk sağlığına olumsuz etkilerine dair çektiği “Vakti Gelince” adlı belgeselinin Seferler Köyü’ndeki bir kahvede yapılan ilk gösteriminin “izinsiz yapıldığı” gerekçesiyle, Yüksel’e ve köyden iki kişiye Kabahatler Kanunu’na atıfla 581 TL para cezası kesti. Belgesel sinemacı Murat Yüksel’in olayla ilgili anlatımı şöyle: “Seferler bölgesinde görev yaptığını söyleyen bir astsubay, şahsi telefonumu arayarak kendini tanıttı. Şahsıma bir ceza kesildiği söyledi ve birtakım sorular sordu. ‘Bu belgeselin çekimi için izin aldınız mı, sadece fragman mıydı, belgeseliniz gösterime girdi mi? Belgeseli göstermek için bizden de izin almadınız, İl Kültür Müdürlüğü ve Emniyet ile de görüştük ve izin almadığınızı söylediler; almanız gerekiyordu… Beni yanlış anlamayın, ben de emir kuluyum. Burada en alt seviyeden bir insanım, keşke bizden izin alsaydınız da böyle bir durumla karşılaşmamış olsaydınız. Biz cezayı kestik ve kaymakam beye gönderdik imzalayacak. İmzaladıktan sonra size tebliğ edeceğiz ve belge Didim’e gelecek. 15 gün içinde itiraz edebilirsiniz ve kanuni haklarınızı kullanabilirsiniz.’ İzin almadığımı ve Anayasanın 26. maddesini kendisine hatırlatarak izin almam gerekmediğini belirtim. Aynı şekilde köy kahvesinde de izin almadan gösterim yapma hürriyetimin olduğunu ifade ettim. Astsubaya aynı zamanda beni bu şekilde aramasının suç olduğunu da söyledim ‘ama sizinle konuşabilirim’ dedim. Jandarma köyden bir şahsı arayarak, “Sen yardım yataklık ediyorsun, yargılanacaksın, suç işliyorsun, bu durum adliyelik olacak’ deyip tehdit ediyor ve karakola gelip ifade vermesini istiyor’ diyor. Cezamız onaylandı ancak ceza bana henüz ulaşmadı.”
- Batman Valiliği, kentteki tüm eylemlerin ve etkinliklerin yapılmasının 23-30 Kasım 2022 tarihleri arasında yasaklandığını duyurdu. Valiliğin yasak kararının gerekçeleri arasında, “provokatif eylemlerin önüne geçilebilmesi, millî güvenlik, kamu düzeni ve güvenliğinin tesisi, can ve mal güvenliğinin, kişi dokunulmazlığının, tasarrufa müteallik emniyetin ve kamu esenliğinin sağlanması” yer alıyor.
- Sanatçı Yılmaz Çelik hakkında Tunceli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde verilen beraat kararı, Erzurum İstinaf Mahkemesi tarafından bozuldu. Örgüt üyeliği iddiasıyla düzenlenen iddianamede savcı, Çelik hakkında yardım ve yataklık suçlamasıyla ceza istedi. Duruşma karar verilmek üzere 28 Şubat tarihine ertelendi.
Ülkede yaşanan ekonomik kriz ve peş peşe patlayan zamlar geniş halk yığınlarını sıkıntılara sürüklerken sanat alanı da bu durumdan yoğun biçimde nasibini alıyor. Fahiş salon kiraları, ağır vergiler ve yakıt giderlerinin hızla yükselişi ile ulaşımın pahalılaşması sanat gösterilerinin geniş yığınlarla buluşmasının önünde dağ gibi dikilmeye başladı. Yaz aylarında yaşanan yasak bombardımanı Kasım ayında hızını yitirirken davul-zurnadan belgesel filme yasaklar yine sürdü gitti. İktidarın sanat kurumları başına diktiği kayyumlar çıkar kavgalarıyla dağılmaya başladı. Yeni yıla doğru sanat alanı yeni değişimlere gebe.