[Ogun Akkaya’nın Gazete Duvar’da yayımlanan söyleşisini okurlarımızla paylaşıyoruz.]
Türkiye’nin ve dünyanın farklı noktalarında sahnelenen oyunları Ankaralı izleyicilerle buluşturan Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali, 18-28 Kasım tarihlerinde perdelerini 25’inci kez açacak. Pandemi sebebiyle iki yıl boyunca gerçekleştirilemeyen festivalde bu yıl 33 farklı tiyatro oyunu sahnelenecek.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Devlet Tiyatroları’nın bu yılki festivale destek vermediğini, ekonomik krizin festivale uluslararası katılımı olumsuz etkilediğini, devletin kültür ve sanata destek vermemesinin bir politika olduğunu söyleyen festival yönetmeni Yener Aksu ile konuştuk.
Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali, 25’inci kez düzenlenecek. Festival hazırlık süreci nasıl gelişti? Tiyatro izleyicileri nasıl bir festivalle buluşacak?
Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf (TAKSAV) tarafından bu yıl 25’incisi düzenlenecek olan Uluslararası Ankara Tiyatro Festivali, 18-28 Kasım 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Pandemi nedeniyle iki yıl aradan sonra 25’incisini düzenleyeceğimiz festivale Ankara Büyükşehir Belediyesi, Çankaya ve Yenimahalle Belediyeleri de destek veriyor.
Bu yıl da yurtdışı, üniversite toplulukları, belediye şehir tiyatroları, çocuk tiyatroları, özel ve amatör tiyatrolardan oluşan tiyatronun neredeyse her rengini festivalde Ankaralı sanatseverlerle buluşturuyoruz. Festivale 90’a yakın tiyatro topluluğu başvurdu. Ülkemizin içinde bulunduğu koşullar nedeniyle bu yıl festivalde 33 farklı tiyatro yer alacak.
FESTİVALİN AÇILIŞ OYUNU, OSMANLI DÖNEMİNİN İLK KADIN NÜ RESSAMINI ANLATAN ‘CELİLE’ OLACAK
Oyunların içeriklerinden bahsedebilir misiniz? Seyirciler nasıl oyunlarla karşılaşacak?
Ankara ve İstanbul’un yanında Bolu, Bursa, Çorum, Diyarbakır, Mersin, Muğla, Samsun ve Sinop’tan farklı tiyatro toplulukları birbirinden güzel oyunlarını festivalde sergileyecekler. Festivalin açılışı, 18 Kasım’da “Celile” ile başlıyor. Ali Yalçıner’in yazıp yönettiği, Ayşegül Yalçıner’in oynadığı tek kişilik oyun, Osmanlı döneminin ilk kadın nü ressamı olan Nazım Hikmet’in annesi Celile Hanım’ın yaşamı boyunca sürdürdüğü savaşımları konu ediyor.
Festivalin bu yıl tek yurtdışı topluluğu olan Azerbaycan Devlet Dram Tiyatrosu, bizden bir oyunla, Aziz Nesin’in “Al Canımı, Ağrın Alım” klasiği ile yer alacak. Karma Sahne, Sophokles’in ünlü trajedisi “Antigone” ile katılacak. İnançları uğruna devlet gücüne kafa tutan soylu bir genç kadının trajik öyküsünü izleyeceğiz. Boğaziçi Üniversitesi oyuncuları bir başka Yunan klasiği Aristophanes’in, kadınların savaşı sona erdirmek için “dişi” güçlerini birleştirmelerini anlatan “Lysistrata”sını festivalimizle buluşturacak. Truva Savaşı’nda yenik düşen kentte kadınlarla çocukların yaşadığı acıyı anlatan Jean-Paul Sarte’in Euripides’ten uyarladığı “Troyalı Kadınlar” oyununu ise Ankara Çankaya Sahne izleyici ile buluşturacak.
Yerli yapımlar arasında yer alan Güngör Dilmen’in Anadolu’nun tarihi boyunca topraklarımızda yaşamış kadınları anlatan tek kişilik “Ben Anadolu”yu Ayça Bingöl yorumluyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Haldun Taner’in “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım” oyununu ilk kez festivalimizde yer alarak seyirci ile buluşturacak.
Yeşim Dormen’in yazdığı “Yadigar Yurdum; Uzakta Kalan Aşkım” oyununu Ankara Tiyatro Fabrikası’nın yorumuyla izleyeceğiz. Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluğu, “Son Çağrı” adlı havaalanında yaşamı ve geçmiş yolculuklarıyla hesaplaşan, tek kişilik oyunu İlker Yasin Keskin bizlerle buluşturuyor. Bolu Bölge Tiyatrosu Onur Yamak’ın imzasını taşıyan tek kişiyi iki kişinin oynadığı “Juliet” ile festivalimizde. Fethiye Belediye Tiyatrosu, Edward Albee’nin New York’ta Central Park’ta geçen ünlü yapıtı “Hayvanat Bahçesi Masalı’nı sunuyor. Sinop Sakin Tiyatro, Muzaffer İzgü’nün “Lütfen Kızımla Evlenir misiniz” oyunuyla katılıyor festivalimize. Tarsus Belediyesi Şehir Tiyatrosu Marius von Mayerburg’un “Çirkin” oyunuyla geliyor. Diyarbakır Şano Nan Performance Topluluğu’nun çalışması olan “Çöplük Köpeği” Kürtçe sergileniyor.
Festivalde sergilenecek olan iki çocuk oyunu ise Bursa Çek Sanat Tiyatrosu yapımı, Shakespeare’den uyarlanan “Fırtına” ile Çizgi Kukla Tiyatrosu’nun “Yaramaz Kediler” oyunlarıyla festivalde yer alacak.
Festivalde profesyonel tiyatrocuların yanı sıra amatör topluluklara da yer verilecek. Bunları bir araya getirmek festivali büyütüyor mu?
25 yıl önce Ankara Tiyatro Festivali, “amatör tiyatroların” sorunlarını tartıştırmak, çözüm aramak, özellikle yerel yönetimlerin görevleri arasında bulunan “kent kültürünün” bir parçası olan tiyatrolara destek olmalarını teşvik etmek amacıyla başlamıştı. Amatör tiyatroların çoğu ilk defa Devlet Tiyatroları’nın salonlarında festivalimiz sayesinde oyun oynama fırsatı yakaladı. Yeni sanatçılar, yönetmenler ve yazarların gelişimini bir biçimiyle festivalimiz destek oluyor. Her açıdan “amatör tiyatrolar” festivalimize ve tiyatromuza taze kan taşıyor.
‘KÜLTÜR BAKANLIĞI VE DEVLET TİYATROLARI FESTİVALE DESTEK OLMADI’
Festivale bu yıl yurt dışından katılımlar nasıl? Dolar kurundaki hareketlilik ve ekonomik kriz festival sürecini nasıl etkiledi? Geçmiş yıllara göre uluslararası katılım azaldı mı?
Evet. İçinde yaşadığımız genel krizin yanı sıra özel olarak Kültür Bakanlığı ve Devlet Tiyatroları bu yıl festivale hiçbir destekte bulunmadı. Bu yıl Devlet Tiyatroları’nın salonlarını kullanamadığımız için belediyelerin ve özel tiyatroların salonlarını kullanarak festivali yapıyoruz. Ekonomik nedenlerden dolayı yurtdışından bir tiyatro ve bir de atölye çalışması için bir yönetmenle yetinmek zorunda kaldık.
Pandemi nedeniyle festival iki yıldır düzenlenemiyordu. Bu dönem nasıl geçti? Özellikle Ankaralı tiyatrocular bundan nasıl etkilendi?
Pandeminin tüm yaşamı her alanda olumsuz etkilediğine, hepimiz yaşadığımız alanlarda tanık olduk. Özellikle yaşamını sahneden sağlayan tiyatro ve kültür emekçileri belki de krizden en çok etkilenenlerden. Çok zor bir iki yıl geçirdiklerini biliyoruz. Yerleşik tiyatro salonlarını çoğu ya kapandı ya da birleşerek, küçülerek ayakta kalmaya çalıştı. Çoğu tiyatrolar yetişmiş kadrolarını kaybetti.
‘KÜLTÜR SANATA DEVLETİN DESTEK VERMEMESİ BİR POLİTİKA’
Pandemi sürecinde verilen desteklerin yetersiz olduğu değerlendirmeleri yapıldı. Siz ne düşünüyorsunuz?
Verilmeye çalışılan desteklerin sembolik olduğunu, bırakın bir tiyatroyu yaşatmayı bir kişinin bile yaşamına yetmeyeceğini desteği verenler de bilirler. Devletin kültür ve sanata destek vermemesinin pandemi koşulları ile de aslında pek ilgisi yok, genel bir politika maalesef.
Festival çeyrek asrı geride bırakacak. Bu çeyrek asır nasıl geçti? Festival yaş olarak gençlik döneminde diyebiliyor muyuz?
Aralıksız 25 yıl devam eden bir festival çok güzel anılara ev sahipliği yaptı. Yüzlerce tiyatro, on binlerce seyirciyle buluştu. Başkentimizin kültür yaşamına bir biçimiyle dokunduk. Festival başladığında doğan bir çocuğumuz bugün 25 yaşında. Artık olgunluk dönemine doğru büyüyor festival.
‘ONUR ÖDÜLÜ METİN COŞKUN’A, EMEK ÖDÜLÜ İSE FİLİZ ELMAS’A VERİLECEK’
Festival kapsamında verilen ‘Onur ve Emek’ Ödülleri bu yıl kimin olacak?
Geleneksel olarak her yıl verilen “Onur Ödülü” bu yıl tiyatro sanatçısı Metin Coşkun’a, “Emek Ödülü” ise tiyatro eleştirmeni ve Festival Danışma Kurulu üyemiz Prof. Dr. Filiz Elmas’a takdim edilecek. Ayrıca 25’inci Yıl Özel Ödülü ise festivalimizin ilk gününden beri yanımızda olan Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’e verilecek.