[Ece Piroğlu’nun Diken’de yayımlanan söyleşisini okurlarımızla paylaşıyoruz.]
Fransız yazar Molière’in klasiklerinden, 352 yıl önce sahnelenmeye başlayan Kibarlık Budalası, yazarın doğumunun 400’üncü yılına özel çağdaş bir uyarlamayla sahneye taşınıyor. Caner Alper ve Mehmet Binay’ın yönetmenliğini yaptığı ‘Kibarlık Budalası Remix’ Molière’e ‘Törkiş stayla’ selam çakıyor. Oyunu Alper ve Binay’la konuştuk.
Bu yıl 26’ncısı düzenlenen İstanbul Tiyatro Festivali’nin açılışını yapacak ‘Kibarlık Budalası Remix’, Molière’in 17’inci yüzyıl Fransası’nda el değiştiren zenginliği ve gücü hicvettiği oyununu farklı bir bakış açısıyla yeniden ele alıyor.
Molière’in ünlü karakteri Mösyö Jourdain’in hikâyesine yepyeni bir soluk getiren Alper ve Binay, oyunda geleneksel seyir kurallarının da dışına çıkarak seyirciyi sosyal medya paylaşımı yapmaya teşvik ediyor.
Oyuncu kadrosunda Aslı İnandık, Nurhan Özenen, Kadir Çermik, Nergis Öztürk, Berkay Akın, Seyhan Arman, Burak Altay, Zeynep Anacan, Mustafa Kırantepe, Oya Ünal, Halil İbrahim Kurum’un yer aldığı ‘Kibarlık Budalası Remix’i ve izleyiciyi neler beklediğini Caner Alper ve Mehmet Binay anlatıyor…
‘Karman çorman dünyanın kolay popülarite peşinde koşan insanlarına ayna tutuyoruz’
Bu oyunla seyirciye neler söylüyorsunuz?
Caner Alper: Molière’den neredeyse 400 yıl sonra varmış bulunduğumuz şu karman çorman dünyanın narsist, hızlı ve kolay popülarite peşinde koşan insanlarına ayna tutuyoruz. Saray denen o fırsatlar ülkesinin merdivenlerini tırmanırken ne hale geliyorsunuz, diyoruz. Üstüne yakışmayacak pantolonu diktiriyor, ritmini tutamayacağı müzikte sakil danslar ettiriyor, geçmişini unutup geleceğe ihtirasla bakmanın zavallı hallerini yansıtıyoruz.
Mehmet Binay: Molière’in Kibarlık Budalası ilk kez 352 yıl önce sahnelenmiş. Yazarın eserlerinin ne kadar güncel olduğunun da bir kez daha farkına varıyoruz. Caner eseri serbest uyarlamayla günümüze adapte etti. Bugün öne çıkan değerleri tek tek oyunun içine yerleştirdi ama temelinde Molière’in yaşadığı dünyadan çok da uzak değil insanoğlu. Hep aynı değerler öne çıkıyor ve kendi kendimize gülüyoruz.