Sahnelerin Bağımsız Ruhu İstanbul’u Ziyaret Ediyor

Pinterest LinkedIn Tumblr +

Bahar Çuhadar

Dünyadan ve Türkiye’den alternatif sahne performanslarını bir araya getiren Istanbul Fringe Festival dördüncü kez izleyiciyle buluşuyor. 24 Eylül’e kadar devam edecek festival programından; dört oyun ve iki atölyeden oluşan küçük bir seçki hazırladık.

Dünya haritasının farklı noktalarında, dans ve oyun sahnesinde bağımsız nefesler alıp veren sanatçılar nelerle meşgul? Hangi köklü ya da güncel meselelere kafa yoruyor? Gezegende olup bitene, günümüz insanının zihninden akıp geçene nasıl bir tasarım gözü ve metinsel yaklaşımla bakıyor? Tüm bunları sahneye hangi beden ve ses diliyle aktarıyor?

Bugün itibariyle dördüncü edisyonuyla seyirci karşısına çıkan Istanbul Fringe Festival bu ve çoğaltabileceğimiz benzer sorunlara derli toplu bir yanıt vermek üzere hazır. Pandemi itibariyle dijital gösterimleri de devreye sokarak bizi yenilikçi ve bağımsız isimlerin ilham verici işleriyle tanıştıran Fringe ekibi bu sene17-24 Eylül arasında Türkiye’den ve dünyadan tiyatro, dans ve performans disiplinlerinden alternatif işleri ayağımıza getiriyor.

Bu sene Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkısı, İBB Kültür AŞ’nin Şehir Sponsorluğu ve Paribu’nun resmi sponsorluğunda gerçekleşen festivalde Türkiye, ABD, Belçika, Brezilya, Fransa, Hollanda, İsrail, İtalya, Kıbrıs, Rusya, Singapur, Slovakya ve Yunanistan’dan ekipler, dördü ‘Fringe Kısalar’ başlığı altında olmak üzere toplam 18 oyun ve dans gösterisiyle şehrin farklı noktalarında olacak.

Festival ekibinden de aldığımız tüyolarla, dört oyun ve iki atölyeden oluşan bir Istanbul Fringe seçkisi hazırladık. Festival biletleri ve daha detaylı program tiyatrolar.com.tr’de.

Sahnelerin bağımsız ruhu İstanbul’u ziyaret ediyor

Tek bir çorap ne işe yarar?
NAİF BEY VE YAVERİ/NAİF BEY KUMPANYASI, Türkiye

Naif Bey kardeşiyle çekmecesinden ayağına, ayağından çekmecesine gidip gelen, kendi halinde bir çoraptır. Bir gün kardeşi çoraplıktan istifa eder. Eşya mahkemesi Naif Bey’in yalnız başına çoraplık yapamayacağına hüküm verir ve onu atık eşyalar arasına sürgün eder. Naif Bey bunu kabul edemez ve kendine tekrar bir iş bulmak ister. Bir süre araştırınca, önünde zor ama oldukça keyifli bir seçenek olduğunun farkına varır. Kukla olmak! Gökhan Yılmazer, yazıp yönettiği oyunda kuklasıyla birlikte sahnede. 19 Eylül Pazartesi 20.30’da Hann Sahne’de.

Sahnelerin bağımsız ruhu İstanbul’u ziyaret ediyor

Dansla içe ve dışa bakış…
ENACTOR/ENACTOR PRODUCTIONS, ABD

Enactor; beden, kadınlık ve hızla değişen toplum arasındaki ilişkiyi keşfeden bir dans üçlüsü. Bu projeye özel oluşturulmuş iki orijinal çalışmadan ilki uluslararası koreograf Ana Maria Lucaciu’nun yönettiği ‘Bu İyi mi?’, diğeri ise Batsheva üyesi Ben Green’in yönettiği ‘Teklif’. Programın diğer parçası da Roy Assaf’ın ‘Girls’ eserinin yeni ve solo bir versiyonu olan ‘A Girl’. Eserler izleyiciyi hem dışa hem de içe
bakmaya davet ediyor. Becca Hoback’ın performansıyla…
Yarın 20.30’da Alan Kadıköy’de.

Sahnelerin bağımsız ruhu İstanbul’u ziyaret ediyor

Gerçek keşiflerin mekânı olarak beden
SR. WILL/GIRO8 DANCE COMPANY, Brezilya

Enactor; beden, kadınlık ve hızla değişen toplum arasındaki ilişkiyi keşfeden bir dans üçlüsü. Bu projeye özel oluşturulmuş iki orijinal çalışmadan ilki uluslararası koreograf Ana Maria Lucaciu’nun yönettiği ‘Bu İyi mi?’, diğeri ise Batsheva üyesi Ben Green’in yönettiği ‘Teklif’. Programın diğer parçası da Roy Assaf’ın ‘Girls’ eserinin yeni ve solo bir versiyonu olan ‘A Girl’. Eserler izleyiciyi hem dışa hem de içe
bakmaya davet ediyor. Becca Hoback’ın performansıyla…
Yarın 20.30’da Alan Kadıköy’de.

Sahnelerin bağımsız ruhu İstanbul’u ziyaret ediyor

Gerçek keşiflerin mekânı olarak beden
SR. WILL/GIRO8 DANCE COMPANY, Brezilya

Homo sapiens’in içine fırlatıldığı Dünya’nın tarihinde yol aldıkça gezegenin hükümdarı ve ekosisteminin tiranı haline gelişine kafa yoran bir iş. Jozef Vlk’in yönettiği ve konseptini oluşturduğu gösteri “Doğa acı çekiyor ve hayvan türleri hızla yok oluyor. Kanoları gemilerle, vapurlar ve uzay gemileriyle değiştirdik ama kimse nereye gittiğimizi bilmiyor. Gücümüz var ama onu nasıl kullanacağımızı bilmiyoruz. Gezegenimizi beton ve plastikten yapılmış bir alışveriş merkezine dönüştürüyoruz. Kaynakların tükenmesinden ve gezegen ekosisteminin kalıcı hasarından bahseden felaket kehanetleri haklı çıkıyor. Ekolojik bir felakete mi yoksa teknolojik bir cennete mi gidiyoruz” diye soruyor. Daniel Raček ve Stanislava Vlčeková’nın performansı, Braňo Mosny’nin ‘fısıltılarıyla’… 24 Eylül Cumartesi, 20.30’da Alan Kadıköy’de.

HAREKETE DAVET!

Space Dance:

Özünde ‘İnsan ötesi hafızayı nasıl geri kazanırız? Sözsüz bilgiyi nasıl ifade ederiz’ sorularını barındıran ‘Space Dance’in amacı bütün yaşamın tarihine bakmak ve bu perspektifle insan bedeninin geleceğini düşlemek… Gizem Defne Erdemir’in yürütücülüğünde, her seviyeden katılımcıya açık atölyede tecrübe şartı yok. 21 Eylül Çarşamba 16.00’da, Akbank Sanat’ta.

Sahnelerin bağımsız ruhu İstanbul’u ziyaret ediyor

Harolab

Katılımcılarını ‘tüm hayal kırıklıklarının ilacı’ olan harekete, vücudumuzun potansiyellerini görmeye çağıran ve bolca eğlence vaat eden bir çalışma. Doğa Nalbantoğlu’nun eğitmenliğindeki atölyeye rahat kıyafetler, spor çorap ve ayakkabıyla katılınması bekleniyor. 19 Eylül Pazartesi 11.00’de, BeReZe Gösteri Evi’nde.

Hürriyet

Paylaş.

Yazarın bütün yazıları için: Bahar Çuhadar

Yanıtla