[Bahar Akpınar’ın Gerçek Gündem‘de yayımlanan yazısının bir kısmını okurlarımızla paylaşıyoruz.]
Dramaturg ve dramaturgi, tiyatroya ait bir iş kolu, alandır ve ne yazık ki yaygın biçimde bilinmez. Oysa dramaturgun oldukça önemli bir rolü vardır. Kabaca tanımlayacak olursak dramaturg, masa başındaki teorik çalışmasında herhangi bir metni sahneye uyarlar, mevcut sahne metinlerinden yeni adaptasyonlar yapar. Provalar sırasındaki uygulamalı çalışmada ise yönetmen ve oyunculara verdiği destekle sahnenin metinden kopmamasının garantörü haline gelir. Sosyal bilimlerin hemen tüm alanlarında belli bir bilgiye sahip olması ve aynı zamanda yazı yazma kabiliyetine sahiptir. Dramaturgik perspektif, tarih, felsefe, psikoloji ve sosyoloji gibi sosyal bilimlerde, insanların sosyal durumlarda nasıl davrandığını ortaya çıkarmak için de devreye girer.
Her ne kadar tiyatro içinden doğmuş olsa da hemen her şeyin dramaturgisi yapılabilir. Mekânların, müziğin, bir market alışverişinin daha da önemlisi günlük yaşamın… Sosyolog Erving Goffman, 1959’da ABD’de yayınlanan Gündelik Hayatta Benliğin Sunumu adlı kitabında bu tiyatro terimi sosyolojide kullanarak, sosyolojik bir terime de dönüştürmüş olur. Sosyal hayatı bir sahne olarak, sosyal ilişkileri de performans üzerinden yeniden tanımlayan Goffman, yüz yüze sosyal etkileşimin nüanslarını ve önemini tasvir etmek için tiyatro terimlerini kullanır. Kişinin iş yaşamında sergilediği kimliği ile, yakın arkadaşları, ailesi ya da sosyal ortamlarda sergilediği kimliklerin birbirinden farkına dikkat çekerken, bunların her birinin birer rol kalıbı olduğunu söyler. Bu genel bilgilendirmeden sonra Sedat Peker’in yayınladığı video ve tweet’leri (yazının devamında bunların her ikisine ‘Peker metinleri’ diyeceğim) dramaturgik bir yaklaşımla ele almak istedim.
ANLATICI OLARAK SEDAT PEKER
YouTube videolarına başlamadan önce Sedat Peker hakkında hepimizin bir fikri vardı. Ancak pek çoğumuz Peker’i bu videolar üzerinden kurduğumuz seyir ilişkisi ile yeni bir kimlikle, yeniden tanıdık. Bu videolarda Peker bizimle kurduğu ilişkide kimliğini anlatıcı olarak konumladı. Goffman’ın tanımı üzerinden ele aldığımızda kendini anlatıcı kimliği üzerinden var etti. Konuşmalarını genel olarak ifşa yolu ile bilgilendirme, tehdit etme ve kendisine inanılması için güven verme ekseninde gerçekleştiren Peker, anlatıcı rolünü güçlü jest ve mimik kullanımının yanı sıra güçlü bir hitabet yeteneği ile de donattı. Toplumun ilgisini sadece söyledikleri üzerinden değil, söyleyiş şekli ile de güçlendiren Peker, YouTube videolarını Pazar sabahlarının erken saatinde yayınlamasına rağmen, güçlü bir seyir ilgisi ile karşılandı. Kendine has üslubu ile anlatıcı kimliği ile yüksek rating alan Peker’in olayları aktarırken kurduğu dramaturgik yapı hayli ilginçti. Şimdi bu yapıya beraberce bakalım.
Devamı için tıklayınız.