Bahar Çuhadar
Oyunu açtıkları köçek dansıyla daha ilk dakikadan, seyirciyi tavlayacaklarının işaretini veriyorlar. Kırmızılı yeşilli, çiçekli, paralı elbiseleri ve yelekleri, parmaklarında zilleri, yüzlerinde neşeyle kıvrak, uyumlu, coşturucu, oyunbaz bir dans tutturdukları. Karşımızdakiler Ankara’nın puslu gecelerinden iki köçek. İki genç erkek. Çocukluk arkadaşı, ‘kardaş’, sırdaş, iş arkadaşı, komşu… Başka? İki erkek başka ne olabilir?
MİSKET
KADIKÖY BOA SAHNE
Yazan: Turgay Korkmaz
Yöneten: Kayhan Berkin
Oyuncular: Turgay Korkmaz, Orkuncan İzan.
Ne zaman, nerede:
Bugün ve 27 Haziran Pazartesi 20.30’da, Kadıköy Boa Sahne’de.
Bilet fiyatı: 90 ve 60 lira.
Süre: 75 dakika
‘Misket’ bu sezon adını yazar olarak sık duyduğumuz Turgay Korkmaz’ın kaleminden çıkan (aynı zamanda Orkuncan İzan’la sahneyi paylaştığı) bir ‘gökkuşağı’ oyunu. Pavyonlarda, sazlarda, düğünlerde köçeklik ederek, kaşık oynayarak hayatlarını kazanan iki genç, Ersin ve Deniz… Aralarında adı konmamış ama kanlı canlı yaşanan bir aşk olduğunu hızla seriyor önümüze oyun. İkilinin diyalogları ve dansları üzerine kurulu oyun boyunca, daha çok Deniz’in, ama aslında ikisinin de kim ve ne olduklarını anlamaya çalışmasından kesitler izliyoruz.
Ersin ve Deniz’in ‘kendilerini’ kabullenişleri, itirazları ya da teslim oluşları arasında farklılıklar var. Deniz çocukken güneşe tuttukları misketi pusula etmiş kendine, gökkuşağından sızan ışık eşliğinde bakıyor sevdiğine, ailesine, mahallesine, en çok da kendine… Ersin şiddet faili ağabeyinin, dirlik düzen peşindeki babasının, annesinin penceresinden; karanlık, boğucu, gerçek olmayan bir erkeklik duygusuyla izliyor her şeyi…
“‘Misket’ adlı oyun iki erkek arasındaki ‘imkânsız’ duyguyu sınıfsal bir perspektifle ortaya koyuyor.”
Gerçeğe çok yakın
‘Misket’ karakterlerin mesleklerinin ve sınıfsal konumunun tam orta yerinden anlatılan kuir bir hikâye. İki erkek arasındaki ‘imkânsız’ duyguyu sınıfsal bir perspektifle ortaya koyuyor. Deniz üzerinden daha ‘beyaz’ bir dünyaya (İstanbul’un LGBTİ+ gündemi) da selam çakarak iki dünya (hem aynı hem farklı) arasında bağ kuruyor. Metnin yer yer zayıf kaldığını kabul etmekte fayda olsa da seyirciye gerçek bir noktadan temas etmeyi başarıyor. Sahne değişimleri konusunda daha yaratıcı çözümler, karanlıkta dekor değiştirmektense -mesela oyunun ana aksındaki dansı kullanarak- daha yumuşak geçişler düşünülebilirdi.
‘Misket’ kâh naif ve gerçeğe çok yakın öyküsüyle, kâh iki karakter arasındaki hissedilir enerjiyle, kâh seyirciyi heyecanlandıran sürprizli sonuyla meselesine iddiasız ama isabetli bir yerden yaklaşıyor. Onur Haftası’na girdiğimiz şu günlerde hepimize iyi gelecek bir oyun.
KISA KISA…
Tekrar tekrar izlenesi bir masal:
Çalgıcı Gülali
Bergama Tiyatro Festivali’nin tarihi kahvesi Arasta’da, açık alanda izleme şansı buldum ‘Çalgıcı Gülali Masalı’nı. Kulağa ilk anda çocuk oyunu gibi gelse de çocukları da yetişkinleri de farklı yerlerden yakalayan, izlerken heyecanımı gizleyemediğim, enfes bir performans çıktı karşıma.
Semih Ali Aksoy (ayakta) ile Uygar Erkuş enstrümanlarıyla sahnede.
Ankaralı ekip Boş Sahne canlı müzik eşliğinde, masaldan doğan masallar tadında bir anlatı sunuyor. Mandolini ve cümbüşüyle yerini alan Uygar Erkuş ve enstrümanları yanında masaldaki sayısız karakteri, yaratığı, doğa hadisesini canlandıran Semih Ali Aksoy (ODTÜ Oyuncuları çıkışlı iki mühendis-oyuncu) var sahnede. Küçücük bir alanda; içinden maceranın, hayallerin, çocukluğun, büyümenin, kralların ve prenseslerin, bencilliğin ve dayanışmanın, içinde yaşadığımız boğucu kentlerin tıpatıp aynısının ve büyülü ormanların geçtiği bir masal zincirine çekip alıyorlar sizi. Semih Ali Aksoy’un anlatıcı oyuncu olarak sergilediği performans, çarpıcı sahne enerjisi ve partneriyle komedi unsurlarına çokça yer verdiği uyumu gerçekten etkileyici.
Ceren Özcan’ın yönetimindeki oyun bu hafta İstanbul’da. Ne yapın edin, 8 yaş ve üstü çocuklarınızla bu masala dahil olun. Aksiyon, duygu fırtınaları, macera, hüzün, kahkaha… Ne ararsanız var! Tekrar tekrar izlenesi nadir oyunlardan… 23 Haziran Perşembe 20.30’da, Kadıköy Emek Tiyatrosu’nda.