Sanat Meclisi’nin hazırladığı Sanatta Hak İhlalleri / Mayıs 2022 dosyasını sizlerle paylaşıyoruz…
Bu yıl Mayıs ayında adeta bir yasaklama rekoru kırıldı. İşte 2022 Mayıs ayında sanat alanının başına gelenler:
- Eskişehir Valiliği’nin kentte “uygun görülenler hariç olmak üzere” açık alanlarda yapılması planlanan tüm toplu etkinliklerin 10-24 Mayıs tarihleri arasında yasaklandığını duyurması üzerine, asıl hedefin Anadolu Fest isimli müzik festivali olduğu ortaya çıktı. Sosyal medyada da Eskişehir’deki yasak gündem olurken, siyasiler, sanatçılar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, öğrenciler ve vatandaşlar karara tepki gösterdi. 12-15 Mayıs arasında düzenlenmesi planlanan festivalin resmi Twitter hesabı üzerinden yayımlanan açıklamada, gerekli mecralara başvurulmasına rağmen herhangi bir ret yazısı tebliğ edilmediği söylendi. Valilik kararıyla birlikte polislerin kurulan sahneye müdahale ettiği yazılan açıklamada “Bu hukuksuz davranışı, binlerce insanın emeği ve gençlerin sanat aşkının engellenmeye çalışılmasını kınıyoruz” Aralarında Teoman, Can Bonomo, Haluk Levent, Levent Yüksel, Emre Aydın, Hayko Cepkin, Gazapizm, Yeni Türkü gibi sanatçıların bulunduğu festivalin organizasyon sorumlusu Serdar Can, İdare Mahkemesi’ne itiraz edeceklerini, şu ana kadar yaklaşık 10 bin bilet satıldığını belirtti. Sosyal medyada, Eskişehir Valiliği’nin yasağı #FestivalimeDokunma başlığı ile gündem olurken, siyasi parti temsilcileri, sanatçılar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, öğrenciler ve vatandaşlar karara tepki gösterdi. Sanatçı Orhan Aydın:“Valilik sanat ve kültür etkinliklerini ne sanıyor? Ülke yangın yeriyken sevinçler yaratmak için, hayatı renklere boyamaya, şarkılarla, şiirlerle bezemeye neden yasak koyuyor? Eskişehir halkı ses vermelidir kimin bu ülke? #FestivalimeDokunma”… Haluk Levent: “Ben de bu festivalde konser verecektim Perşembe günü. Az önce haber aldım izin verilmediğini”… Enver Gezmiş (öğrenci): “Ortada hiçbir şey yokken yasaklama kararı alan valiliğimiz ‘temel hak ve özgürlüklerimizi’ korumak için bu kararı aldığını iddia ediyor. Bir vatandaş olarak merak ediyorum, insanların temel hak ve özgürlüklerini kısıtlayarak, nasıl koruyorsunuz?”… Zehra Gümüş (öğrenci): “Festival festival gezeceğimiz yaşta kimimiz bursundan, kimimiz ailesinin gönderdiği azıcık miktar paradan kenara ayırıp diğer günler nasıl geçineceğini düşünerek bir tane festivale gitmeye çalışıyor onu da elimizden alıyorsunuz”…İrem Deniz (öğrenci): “Hiçbir sosyal aktivitemiz, hiçbir eğlencemiz olmasın diye elinizden geleni yapıyorsunuz. Müziği ve konseri ahlaksızlık olarak gösterip bunu bir marifetmiş gibi görüyorsunuz ama artık yeter bizi rahat bırakın!”…
- AKP’li Derince Belediyesi, Açık Hava Sahnesi’nde düzenlenmesi planlanan Aynur Doğan konserini iptal ettiğini duyurdu: “İlçemiz sınırları içerisinde özel bir firmanın yapacak olduğu konser organizasyonunun yapılan detaylı inceleme sonucunda uygun olmadığı tespit edilmiş olup, etkinlik belediyemiz tarafından iptal edilmiştir.” Gergedan Yapım ise, konsere ait pankartların belediye katkılarıyla asıldığını ve biletlerin 40 gün satışta olduğunu belirtti. Kocaeli’nin Derince Belediye Başkanı Zeki Aygün, “Konseri düzenleyen kişiler gerekli izinleri almadan yayın yapmışlar ve bilet satmışlar. Bize bir izin başvuruları var. Ancak bilet satışı, başvuru sonuçlanmadan önce başlamış” dedi. Bu arada CHP’li Nurhayat Altaca Kayışoğlu, TBMM’de “Everyway That I Can” ve “Dar Hejiroke” şarkılarını söyleyerek yasağı protesto etti. Sosyal medyada da pek çok sanatçı, aydın, gazeteci karara tepki gösterdi.
- CHP’li Gamze Akkuş İlgezdi, Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinde bulunan özel kopyalama harçlarının sanatçılara dağıtılmadığını belirterek “Bunları hak sahiplerine dağıtın” Covid-19 salgınının en yoğun yaşandığı 2020 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığının yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi vererek fonda toplanan paranın miktarını soran fakat bir yanıt alamayan İlgezdi, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerini baz alarak yaptığı çalışmanın sonuçlarını açıkladı ve son 20 yılda toplanan paranın 2 buçuk milyar liraya yaklaştığını belirtti: “2002-2017 arasında özel kopyalama harcı kesintiler toplamı olan 1 milyar 83 milyon liradan elinizde kalan para 320 milyon lira ise geri kalan 763 milyon 64 bin 227 lira 69 kuruş ile ne yaptınız? Ayrıca 2018-2021 tarihleri arasında toplam 1 milyar 665 milyon 717 bin 482 lira daha var, nereye harcandığını bilmiyoruz.”
- Bitlis KESK Şubeler Platformu, Bitlis Eren Üniversitesinde yapılması planlanan Bahar Şenliğinde Stêrka Karwan Müzik grubunun konserinin iptal edildiğini duyurdu. Kararı kınayan Bitlis KESK Şubeler Platformu’nun açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Bitlis Eren Üniversitesinde yapılması planlanan Bahar Şenliğinde Stêrka Karwan Müzik grubu konseri programdan çıkarılarak hiçbir gerekçe gösterilmeksizin iptal edilmiştir. Bitlis Üniversitesindeki gençlerle buluşmasını engelleyen anlayışı kınıyoruz. Kadim kültürümüze binlerce yıldır yaşayan dilimize saldıranlar tarih önünde hesap vermeye mahkûmdur! Irkçı Tekçi zihniyete karşı yaşasın Kürtçe! Yaşasın Kürtçe Müzik! Dayanışmayla”
- Şanoya Bajêr a Amedê (Amed Şehir Tiyatrosu) ekibi tarafından Cervantes’in ‘Don Kişot’ kitabından Kürtçeye uyarlanan ‘Don Kixot’ oyunu AKP’li Çayırova Belediyesi tarafından engellendi. Seyme Organizasyon tarafından Kocaeli Çayırova Belediyesi Necmettin Erbakan Kültür Merkezi’nde 28 Mayıs’ta sahnelenmesi planlanan oyun için salon sözleşmesi yapılmış olmasına rağmen Çayırova Belediyesi “Başka bir organizasyona tahsis edildi” gerekçesini sundu.
- Cumhurbaşkanı Danışmanı İsmail Cesur ve İstanbul Medya hesabı tarafından hedef gösterilen, İstanbul Kadıköy Müze Gazhane’deki duvar resmi; sergilendiği yerden kaldırıldı. AKP İstanbul Milletvekili Rümeysa Kadak “Kamuya açık, çocukların da girdiği alanda sergilenen malum rezil çizim bugüne kadar Müze Gazhane’deydi. Az önce yerinde kontrol ettik, ‘tepkiler üzerine’ çizimi kaldırmışlar. Darısı kirli zihniyetlerinin başına” paylaşımıyla resmin kaldırıldığını duyurdu. Ressam Burhan Kum, “Sanattan zerrece nasibini almamış bu kafaların asıl derdi çocukların hayal gücünün ve özgür ifadenin baskılanmasıdır. Hayal gücüne dayalı ‘grotesk, fantastik’ bir resim… Bana göre rahatsız edici bir yanı yok. Tabii, sanatçının ‘dini ve ahlaki hassasiyetleri’ olan yüce iktidar mensuplarına sormadan böyle bir resim yapmaya cesaret edilebilmiş olması asla kabul edilemez! Adres versinler de bundan sonra yapacağımız her resmin eskizini Sayın Kadak ve Cesur’a yollayalım ve onaylarını almadan elimize fırça almayalım. Çocukların da girdiği kamusal alanda yer alan ‘rezil çizim’e itiraz edenler, çocukların göz göre göre istismar edilmelerine gık demiyorlar. Sanattan zerrece nasibini almamış bu kafaların asıl derdi çocukların hayal gücünün ve özgür ifadenin baskılanması. Ayrıca sanatçı ya da sanatçıların adı bile anılmıyor, onların görüşüne yer verilmiyor. Anladık, baskıyı uygulayan merci çok ‘güçlü’ ama resim silinmeden sanatçının da ‘insan yerine konup’, savunması alınması gerekmez miydi?” ifadelerini kullandı. İktidara yakınlığıyla bilinen “İstanbul Gündem” isimli Twitter hesabı duvar resmi “Geçtiğimiz yıl İBB tarafından Kadıköy’de açılan Müze Gazhane’de bulunan garip duvar resmi görenlerin tepkisini çekiyor” ifadeleriyle hedef gösterilmişti. Cumhurbaşkanı Danışmanı İsmail Cesur ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni etiketleyerek “Bu sözüm ona sanat eserinin adı nedir? Kim hangi sebeple yapılmasına izin verdi? Kime yaptırıldı? Ne kadar para ödendi? Cevap vereceğinizi sanmıyorum ama yine de soralım” ifadelerini kullanmıştı.
- Gürültü Yönetmeliği’ndeki değişiklik ile hassas alanlarda saat 00.00’dan sonra başlayan müzik yasağının, İçişleri Bakanlığı tarafından saat 01.00’e esnetilmesine ilişkin İzmirli işletmeciler, “Saatler üzerindeki tüm oynamalar, uzatmalar tamamen siyasi bir amaç içeriyor” Eğlence sektöründe beş yıldır işletmecilik yapan Onur Nayki, eğlence sektöründeki müzik yasağı saati esnetmesine dair “yeterli mi?” sorusunun bile yasakların zeminini meşru hale getirmek olduğunun altını çizdi. Nayki, “Biz kendi mekânımızda her hafta onlarca müzisyene sahne veriyoruz. Ancak saatlerin geriye çekilmesi ile müzisyen arkadaşların sahneleri de gitti. Bu, bizleri baskı altında tutmaya devam etmek ve ekonomik sorunlarla boğuşmamız için sürdürülmeye devam edilen bir karardır” diye konuştu. Sektörde uzun yıllardır faaliyet yürüten Erdal Taşkıran da, “Canlı müzik saatleri pandemi sürecinde virüsü önlemek için alınmış bir tedbir ise tüm yasakların kaldırılmasına rağmen neden müzik hâlâ yasak?” sorusunu sorduklarını söyledi. Eğlence iş kolunda 9 yıllık deneyimi olan Levent Kalındamar ise, “Özellikle pandemiden sonra gördük ki ülkemizde turizm ve eğlence sektörü tamamen dart tahtası gibi deneme-yanılma ve refleks tepkilerle yönetiliyor. Tamamen dedikodu niteliğinde uygulamalarla iş hayatımıza, yatırımlarımıza darbe vuruluyor. Pandemi döneminde oluşan kira ve diğer vergilerin affı yönünde bir çalışma olması gerekiyor. 18 ay kapalı kalan işletmeler için 1 lira destek alamadığımız gibi 18 aylık kira borçlarımızı da ödemek zorunda kaldık. Su faturalarındaki katı atık bedellerinden tutun birçok sabit gider bu dönemde haksızca işletmelerimize fatura edildi” diye konuştu.
- Metin-Kemal Kahraman kardeşler, bir açıklama yayınlayarak Muş konserlerinin bir gün öncesinde iptal edildiğini duyurdu: “Bilindiği gibi Muş konserimiz, haftalar öncesinden başvurusu yapılıp hazırlıklarına başlanmış küçük bir turnenin ilk ayağı olacaktı. Buna rağmen yasaklama kararı konserden bir gün önce ve mesai bitimine yarım saat kala telefonla, şifahen bildirilmiş, kararın yazılı bildirimini ise ancak bir sonraki gün mesai saatleri içinde alabileceğimiz söylenmiştir. Böyle yapılarak yasaklamanın müzisyenler ve organizatörler için ve tabii bilet alan dinleyicilerimiz için sadece bir yasaklama olarak kalmayıp maddi, manevi bir yüke dönüştürülmesi amaçlanmıştır. Aylarca öncesinden müzisyenler o günlerini bu konser için ayırmışlardır; hiçbir kurumdan destek alınmadan konser salonu tutulmuş, bunun için ücret ödenmiştir; müzisyenler için uçak biletleri alınmış, otelde odalar rezerve edilmiştir; afişler basılmış, sosyal medyada paralı duyurular yapılmıştır ve onlarca insan bütün bu işler için günlerce çalışmıştır… İşte bunların hepsi de bir yük olarak yaşatılmalıdır ki, yasak kendilerine reva gördükleri nefret yükünü biraz olsun rahatlatsın. Başta MÜYORBİR ve MESAM olmak üzere meslek kuruluşlarımızı bu konuda tavır almaya davet ediyoruz.”
- Hakkında açılan iki ayrı davadan 19 yıl hapis cezasına çarptırılan 33 yaşındaki sanatçı Nûdem Durak, cezaevi sürecinde kemik erimesi hastalığı ve ses tellerine ciddi zararları olan Graves (zehirli guatr) hastalığına yakalandı. Sesini kaybetme korkusu yaşayan Nûdem’in serbest bırakılması için Pink Floyd üyesi Roger Waters, Amerikalı oyuncu, yapımcı ve yazar John Kusack, oyuncu Mark Ruffalo, filozof Angela Davis gibi dünyaca ünlü isimler çağrıda bulundu. Noam Chomsky de, Nûdem’e verilen cezanın ağır bir adaletsizlik olduğunu belirten bir mesaj yayınlamıştı. İtalya’da Nûdem Durak’a adanan bir konser gerçekleştirildi. Almanya’da üzerinde Durak’ın portresinin yer aldığı posta pulları yapıldı. “Bu artık çok büyük bir dayanışma” diyen Komite, “Nûdem cezaevinden 2034’te çıkacak. On iki yıl sonra. Bunu hayal etmek bile güç. Zaten 7 yılını boşuna parmaklıklar ardında geçirdi. Nûdem, Kürt hafızasını ve tarihini sanatıyla taşımaktan gurur duyan, şiddet duygusuna sahip olmayan, genç, kararlı bir sanatçı. Sahneye dönüp özgürce şarkı söyleyebilmeli” çağrısında bulundu.
- Pendik Belediyesi, “kurumlarının değer yargılarını ve görüşlerini paylaşmayan bir müzisyenin Pendik meydanlarında konser yapmasına müsade edilemeyeceğini” söyleyerek Niyazi Koyuncu’nun konserini iptal etti. Koyuncu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “Tüm yasaklara ve ötekileştirme çabalarına rağmen şarkılarımızı hep birlikte ve daha gür söylemeye devam edeceğiz”
- Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, kurumda görev yapan ve maaşında icra kesintisi olan çalışanlara, personel departmanına ek iş yükü bindirdikleri için disiplin soruşturması açıp ceza vereceğini bildirdi. Yazıda 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125 maddesinin B fıkrasının (k) bendine atıf yapılarak, “Borçlarını ödemeyerek hakkında yasal yollara başvurulmasına neden olmak fiilinin kınama cezası, ayrıca ihtar cezası gerektirir bir suç olması nedeniye mali sorumluluklarını kasten yerine getirmemeyi alışkanlık haline getiren personel bulunması halinde gerekli disiplin işlemlerinin uygulanacağı” CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, “Sanırım Turizm Bakanlığı öyle yazışmalarla uğraşıyor ki bu yazışmalardan bezmiş artık memurlarına toplu bir yazı göndermiş. Bundan sonra tarafınıza icra yazısı gelirse hakkınızda disiplin soruşturması yapacağız diyorlar. Bu ülkede 24 milyon icra dosyası var. Vatandaş, memur borçlu, bir de devlet idarecilere diyor ki icra gelirse bir soruşturma da biz yaparız. İktidarın borçla karşı karşıya kalan memuruna destek olması gerekirken bir de bunun üzerine tehdit göndermişler. Memuruna bundan dolayı disiplin soruşturması açacağı tehdidinde bulunmak hem gayri hukuki hem de gayri ahlakidir” diyerek tepki gösterdi.
- Mem Ararat’ın Bursa’da yapacağı konser Bursa Valiliği tarafından iptal edildi. Ziz Müzik tarafından yapılan açıklamada, Valiliğin konseri ‘kamu güvenliği’ gerekçesiyle iptal ettiği ifade edildi. Ziz Müzik tarafından yapılan açıklamada şunlar kaydedildi: “Konsere 3 gün kala tüm hazırlıkların tamamlandığı, biletlerin tamamının tükendiği konserimizin iptal kararı bu sabah itibarıyla bizlere ulaşmıştır. Son günlerde yaşanan konser iptallerinden dolayı derin bir üzüntü ve endişe içerisindeyiz. Alınan kararlar toplum açısından kaygı vericidir. Şarkılarımızı her dilde söylemeye, sevgimizi sanat ve müzikle büyütmeye ve sevgiyle kucaklaşmaya devam edeceğiz.” Bütün biletlerin satıldığı, uçak biletlerinin alındığı, otel rezervasyonları ve benzeri bütün hazırlıkların tamamlandığı konsere 3 gün gibi kısa bir süre kala alınan yasak kararının ayrıştırıcı ve toplum vicdanını yaralayıcı bir karar olduğunu ifade eden Mem Ararat ise, “Kürtçenin bütün ağız ve lehçelerinden şarkılarımızı söylemeye devam edeceğimizden hiç kimsenin kuşkusu olmasın”
- Gerilla sanatçı İzinsiz hakkında “Devletin egemenlik alametlerini alenen aşağılamak” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamalarıyla açılan davanın altıncı duruşması İstanbul 20. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Davada beklenen bilirkişi raporu geldi. Raporda “devletin egemenlik alametlerini aşağılamak” (TCK 300) açısından suç oluşmadığı, ancak “cumhurbaşkanına hakaret” (TCK299) suçlaması açısından sanatsal boyutu aşan bir durum oluştuğu belirtildi. Savcı mütalaasında sanatçı İzinsiz’in “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasından cezalandırılmasını, diğer suçlamadan ise beraatini istedi. Bir sonraki duruşma 15 Haziran’da görülecek. Gerilla sanatçı İzinsiz, Şubat 2020’de ressam Devrim Erbil’in Kabataş’ta inşaat alanında yer alan bir reklam panosunda sergilenen İstanbul resminin üzerine, o dönem medyanın da gündeminde olan, geçim sıkıntısı nedeniyle yaşanan intiharları konu alan bir iş yapmıştı. İzinsiz’in reklam panosundaki ay-yıldıza asılı bir insan silüeti çizdiği işi, A Haber, Show TV, Akit, Takvim gibi medya medya kuruluşlarında “bir garip provokasyon” gibi başlıklarla haberleştirildikten sonra 5 kişi gözaltına alınmış; İzinsiz ise tutuklanmıştı. İzinsiz, bir süre Silivri Cezaevi’nde tutuklu kaldıktan sonra tahliye edilmişti. İzinsiz hakkında bu eseri ve bunun yanısıra sosyal medyada paylaştığı başka eserleri nedeniyle “Devletin egemenlik alametlerini aşağılama” (TCK 300); daha önce yaptığı Erdoğan’la ilgili grafitiler nedeniyle ise “Zincirleme şekilde alenen cumhurbaşkanına hakaret” (TCK 299) suçlamalarıyla dava açılmıştı. İzinsiz’in tutuksuz yargılanmasına devam ediliyor.
- Müzisyen ve Müzik Yorumcuları Meslek Birliği (MÜYORBİR) Başkanı Burhan Şeşen, tepki çeken konser iptallerine değerlendirdi: “12 Eylül zamanlarını da görmüş bir kişi olarak ben böyle bir baskı dönemi olduğunu görmedim. Bu yasakların devamında bizim repertuarımıza da karışmaya başlayacaklar gibi duruyor ama avuçlarını yalarlar. Demokrasi karşı fikirlere hoşgörüyle bakmaktan oluşur. Bu kişilerin kafasında bir düzen var ve o düzen maalesef acımasız ve sert bir düzen. Böyle olursa kimse organizasyonlara bilet almayacak. Hiçbir organizatör konser yapmayacak. Benim yarın Datça’da konserim var ama bilmiyorum acaba olacak mı olmayacak mı? ODTÜ’de program iptal edildi. Rektör, ‘şehitler var’ demiş. Herkes işini yaparken bunun bir tek sorumlusu biz miyiz? Ahlaktan bahseden insanlar Ensar Vakfı’nda yapılanlara ses çıkardılar mı? Ahlak bir tek Melek Mosso’da mı hayata geçiyor? Hukuksuzluklara, adaletsizliklere ses çıkardılar mı ki ahlaktan bahsediyorlar? Bunları sorgulamak lazım.”
- “Ben giderim adım kalır/ Dostlar beni hatırlasın” diyen halk ozanı Aşık Veysel’in adı, memleketi Sivas’ta okuldan kaldırıldı ve AKP’ye yakınlığıyla bilinin Eğitim Bir-Sen Kurucu Genel Başkanı Mehmet Akif İnan’ın adı verildi. Fatih Mahallesi’nde bulunan Aşık Veysel Ortaokulu, okulun yakınında yapılan yeni binaya taşındı. Yeni binaya Aşık Veysel’in adı yerine Mehmet Akif İnan’ın adı verildi. Boşalan Aşık Veysel Ortaokulu binasına ise 2019 yılında başka bir mahallede Fatih Anadolu Lisesi adıyla açılan lise taşındı ve bu okulun adı da Fatih Şehit Muhammed Demir Anadolu Lisesi oldu. Sivas’ın Şarkışla ilçesi Sivrialan köyünde doğan ünlü halk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu’nun adının okuldan çıkarılması Sivas’ta tepkiyle karşılanırken, değişikliğe dair Sivas Milli Eğitim Müdürlüğü ya da Sivas Valiliği tarafından bir açıklama yapılmadı. CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e sordu ve yanıt istedi: “Köy Enstitülerinde öğretmenlik yapmış olan Halk Ozanımız Aşık Veysel’in adının hülle yolu ile okuldan silinmesinin nedeni nedir? Milli Eğitim Bakanı olarak Aşık Veysel Ortaokulu’nun adının değiştirilmesi sizi rahatsız etmemiş midir? Ders kitaplarında yer verdiğimiz büyük ozanımız Aşık Veysel’in adını hülle yoluyla okuldan kaldıran il milli eğitim müdürünü görevden alacak mısınız? Memur Sen ve Eğitim Bir Sen dışındaki sendika ya da konfederasyon kurucularının da isimleri okullara verilecek midir?”
- Amed Şehir Tiyatrosu’nun “Don Kîxot” ve Tiyatro Mencel’in “Hay Lo Dîsa Tevlîhev Bû” oyunları da yasaklardan nasibini aldı. Bitlis’in Tatvan ilçesinde 31 Mayıs’ta sahnelenmek istenen “Hay Lo Dîsa Tevlîhev Bû (Eyvah! Yine karıştı)” oyununun sahnelenmesi engellendi, “teknik gerekçeler” öne sürüldü. Oyuncu Perinaz Delazy, söz konusu gerekçelerin “Pano yandı, elektrik yok ve teknik bir sorun var” olduğunu aktardı. Delazy, “Emniyet ve kaymakamlık arkadaşlarımıza, ‘Gerekli izni verdik. Kültür Merkezi iptal etmiş’ yanıtını verdi. Ancak oyunun yasaklandığı gün herhangi bir teknik sorunun olmadığını, o gün başka programların yapıldığını öğrendik. Biz de ‘teknik sorun neyse biz o sorumluluğu üzerimize almaya hazırız. Ne sorun çıkarsa çıksın oyunu oynayacağız’ dedik. ‘Bize dilekçenizi yeniden değerlendireceğiz’ dediler” diye aktardı. Kürt kültürü ve sanatı üzerinden yasakların her zaman var olduğuna dikkati çeken Delazy, “Bu yasaklarla ne bizi durdurabilirler ne de sonuç alınabilirler. Kürtçe sanat yapılmaya devam edecek. Bugün olmadı yarın. Ama mutlaka bu oyunlar oynanır, Kürtçe oyunlar devam eder” ifadelerini kullandı. Tiyatro Mencel oyuncusu Ferhat Aslan ise, ilk defa yasaklarla karşı karşıya kalmadıklarını ifade etti. “Kürtçe yasak değildir” söyleminin fiiliyatta karşılığının olmadığını kaydeden Aslan, “Yasaklı bir dilde kültür sanat faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Farklı gerekçelerle yasaklar devam ediyor. Bazen tamamen yasaklanıyor, bazen ceviz kabuğunu doldurmayacak gerekçelerle oyunlarımız iptal ediliyor. Her zaman bir sıkıntı çıkarıyorlar. Bu zor ve zahmete rağmen biz başımızı eğmeden sanatımızı yapmaya devam edeceğiz. Yasakların amacı bu oyunları oynamaktan vazgeçmemizdir. Biz bu oyunları bırakırsak halkımıza ihanet etmiş oluruz. Kürtçe sanat bugün nasıl iyi bir seviyeye geldiyse bugünden sonra daha iyi bir seviyeye ulaşması için çalışacağız”
- Sanatçı Orhan Aydın hakkında Diyarbakır kayyumu Cuma Atilla’ya köşe yazısında hakaret ettiği iddiasıyla 1 yıl hapis cezası verildi, ceza ertelendi.
Ülkede ekonomi büyük bir çıkmaza girip her gün yeni zamlarla yaşayan halkın hayatı cehenneme çevrilirken iktidar sanatsal etkinliklere yasak koymakla uğraşıyor. Yasaklamalar bir dönem Grup Yorum gibi politik müzik yapan Kürtçe müzik üreten topluluklar üzerinden yürürken Mayıs 2022 de iktidarın emrinde olmayan tüm sanatçıların etkinliklerine yasaklar bir bombardıman halinde yağdı. İktidar konser yasaklamalarıyla da kalmadı. Sıradan halkın piknik etkinliklerini bile yasak koydu. Şimdi sanat alanı büyük bir çıkmaz içinde. Sanata Meclisi bu durumu tüm sanat alanı ve hukuk insanlarıyla tartışmak ve bir çözüm yolu bulmak üzere harekete geçiyor. Gün çözüme doğru hareketlenme zamanıdır.