Yaşam Kaya
Medea: ‘Bir bakışta yoldan geçenleri kirleten gözlerimdeki o korku nedir bilmek ister misin?
Laurent Gaudé tarafından yazılan, Yunan Antik Çağının en korkunç mitlerinden birinin devamı niteliği taşıyan Medea Kali’; aslında var olan, bitmeyen, günümüzde de varlığını sürdüren kadın psikolojisinin algısı biçiminde karşımıza çıkıyor! Jason ve Medea mitini ele alan oyunu Bostancı Yapım girişiminde Özge Çidamlı hem yönetip hem de oynayarak muhteşem bir şekilde sahneye aktarmış.
Medea, bebek katli. Gaudé, kendisine ihanet eden sevgilisinden intikam almak için iki oğlunu öldürdükten sonra Medea efsanesinin devamını yazar. Zaman geçer, ancak oğullarının Yunan topraklarında yattığı fikri Medea için dayanılmazdır. Çocuklarını çıkarmak ve intikamını almak için bir nevi kendi mezarına geri döner. Bir adam yolda onu uzaktan takip eder. Ona asla yaklaşmamaya özen gösterir, ama inatla onu takip etmektedir. Medea çocuklarıyla mı yoksa o adamla mı konuşuyor? Bu yabancı onun bir sonraki sevgilisi mi, yoksa düşmanlarının en azılısı mı olacak?
Laurent Gaudé’nin güçlü monoloğu modern mısralarla yazılmış. Her kelime, karakterin büyüsüne ve duygularının gücüne uygun bir güç ve gizem aurasıyla aşkı, intikamı, beklentiyi, arzuyu ve deliliği ifade eder. Bu ifade ediş biçimi içinde Özge Çidamlı’nın Medea’ya katkısına baktıkça 2016 yılında İstanbul DT’de izlediğim ilk Medea Kali oyunundaki heyecanı hissettim. Oyuncu sahnede bir kadının yaşayacağı tüm psikolojik duygu geçişlerini harika dönüşümlerle oynamış.
Oyuncunun, Medea’nın çocuklarının gırtlağından akan kanı anlatırken yarattığı dehşet ekseni, keskin bıçağın yarattığı korku iklimini seyircilerin tamamına yansıtabilmiş. Titremeyen kendinden emin bir el! Medea hiçbir şeyden korkmaz. Ne onun sefil suçlu adının ebediyen uyandıracağı dehşetten ne de onun hareketindeki sadece öfkeli deliliği ve kıskançlığı görenlerin düşünebileceklerinden. Bu yüzden kendini anlatmak için söz alıyor; yaralarını anlatıyor, neden bu cinayetleri işlediğini anlatıyor, Yunan topraklarında neden nefretini dahi bırakmak istemediğini anlatıyor!
Özge Çidamlı, Medea efsanesinin dünyadaki bütün topluluklarda devam ettiğini gösterdiği bölümlerde, Avrupa ve Asya mitlerinin kadın olgusuna bakış açısını iyi dokunuşlarla aktarmış. Oyuncu bir defa psikolojik olarak Medea’yı derin analizlerle çözümlemiş. Yaklaşık 1 saat süren oyun boyunca gözünüzü kırpmadan sahneye odaklanıyorsunuz.
İnsan psikolojisinin gücü elde etme arzusu ile çaresizliğin gelgitlerini oyunun her karesinde hissettik. Çocuklarının Yunan kültüne göre defnedildiğini öğrenip yollara düşen bir kadın. Kadının amacı çocuklarını toprak altından çıkarıp uygun biçimde defnetmek. Fakat Medusa İle özdeşleşen yapısı yüzünden kimin gözlerine baksa karşısındaki insan taşa dönüşmekte, savaşçı erkeksi ruhundan dolayı –ki tanrıça- Kali ile bedeni özdeşleşmekte. Kral Polydektes’in Medea’nın başını kesmekle görevlendirdiği kişi Perseus yol boyunca kadını takip etmekte. Medea bu takibi anlamış olmasına rağmen kendisini takip eden kişiye bakmaz. Ölümün ve çaresizliğin çığlığına uzanan yolda mitolojinin acımasız intikamlarını derinden hissederiz.
Özge Çidamlı, efsanelerin yarattığı Medea karakterinin zavallı imgesini öylesine güçlü karakter anlatımıyla sunuyor ki; kendi çocuklarını öldüren bir katilin ölüme doğru sürüklenen yapısında yaşadığı duygusallığı ruhumuzda hissediyoruz.
Oyuncunun performansı, sahne tasarımındaki grotesk ve duygusal ögeler, müziğin insanı sarsan yapısı, Medea Kali oyununu sezonun en iyi işlerinden birisine dönüştürmüş. Mutlaka bu başarılı çalışmayı izleyin!