[Işıl Çalışkan’ın Birgün’de yayımlanan haberini okurlarımızla paylaşıyoruz.]
Yüksek enflasyondan sanatçılar da nasibini aldı. Bakanlığa bağlı çalışan ve geçmişte asgari ücretin 20 katını alabilen sanatçıların ücreti bugün 1,5 asgari ücrete geriledi. Talepleri TRT sanatçıları ile eşit imkanlara sahip olmak.
AKP iktidarının 2018 yılından bu yana seçim vaadi olan 3600 ek gösterge için 10 Mayıs’ta yapılacak toplantı öncesi Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı çalışan opera, bale ve tiyatro sanatçıları da haksızlıklara seslerini yükseltiyor. Sanatçıların özlük haklarının son 20 yılda artan bir ivmeyle düşüşü çarpıcı sonuçlar ortaya çıkardı. 1980’li yıllarda bir milletvekili maaşı ile eşdeğer olan sanatçı geliri 20, 1990’lı yıllarda 15, günümüzde ise yalnızca bir buçuk asgari ücret değerinde. TRT’de çalışan sanatçıların özlük haklarını talep eden sanatçılar, “TRT’deki sanatçılar hem ek gösterge bakımından bakanlık sanatçılarının önünde hem de ikramiye tartışması yaşamıyor. Bakanlığımızdan da ikramiyelerin maaşlara dâhil edilmesiyle ikramiye tartışmalarını bitirmeleri ve özlük hakları bakımından ülkenin sanatçılarına yakışan bir düzenleme getirmeleri bekleniyor” şeklinde konuşuyor. Sanatçılarla taleplerini konuştuk.
GELİR UÇURUMU GİDERİLMELİ
Sanatçıların 1980’li yıllarda sözleşmeye geçtikleri zaman devlet memurları skalasında üst düzeyde olan yerlerinin günümüz koşullarında çok gerilediğini ifade eden Devlet Opera ve Balesi Eski Genel Müdürü Rengim Gökmen, sanatçıların çalıştıkları dönemle emekli oldukları dönem arasındaki gelir uçurumunun giderilmesinin önemine değiniyor. Bu uçurumun giderilmesinin sanatçıların emekli olmaktan korkmamaları ve aynı standardı sürdürmeleri açısından çok önemli olduğunu söyleyen Gökmen, “Bu gelişme sanat kurumlarının yeniden yapılanması için ilk adım olur” diye konuşuyor. Gökmen ayrıca, sanat kurumlarında 4/B adı altında çalışan aynı kurumda aynı orkestrada çalan aynı işi yapan kişilerin farklı maaş almasının önüne geçilmesi ve sistemin kadrolu olarak yapılandırılmasının başarılı sanatçılara tazminatı ödenerek ödüllendirme sistemine geçilmesinin önemli olduğunun altını çiziyor.
TRT’de uygulanan 6400 ek göstergesinin diğer sanat kurumları için de önem arz ettiğini ifade eden Gökmen, “Bu sanatçıların toplamı 3-4 bin oranında. Sanata verilen değer ve sanatçıların yetişmesindeki zorluklar göz önünde bulun- durulduğunda bu göstergenin uygulanmasının mümkün olduğunu düşünüyorum” diye konuşuyor.
ARADAKİ YÜZDE 30 BİZDEN GİDİYOR
Süreyya Operası’nda teknisyen olarak görev alan emekli sanat emekçisi Bülent Gezer, 2016’da emekli oldu. 3600 ek göstergesini mahkeme kararı ile aldıklarını ifade eden Gezer, “Sözleşmeli çalışıyorduk biz. Benim 3600’ün karşılığı olarak aldığım maaş 6 bin 800 Lira. Çalışan arkadaşların ikramiyesi maaşı 5 bin 430 lira. Çalışanlar ikramiyeyi garanti görmüyor tabii ki. Çalışanın emekliden çok daha fazla maaş alması gerekiyor ama durum bu” diye konuşuyor.
Maaşlarında ciddi bir erimenin söz konusu olduğunu belirten Gezer, “Enflasyonun karşılığı maaş alamadığımız için bu durum bizi mahvetti. TÜİK yüzde 60 diyor, bize yüzde 30 veriliyor. Aradaki yüzde 30 bizden gidiyor. Ülkede sanatçı olarak yaşamak da çok zor emekli olarak da” şeklinde konuşuyor. Gezer, taleplerini sorduğumuzda ise şu yanıtı veriyor: “İnsanca bir yaşam. Şu anda 10 bin liranın altındaki maaş insanları normal bir şekilde yaşatmayacağına inanıyorum. Ama tabii ki verebiliyorlar mı veremiyorlar mı onun hesabını iktidar yapsın. Onların görevi o.”
İKRAMİYE DEĞİL MAAŞ İSTİYORUZ
Kültür Sanat Sen Genel Hukuk ve TİS Sekreteri Ahmet Rıza Evci, sanat kurumlarında çalışan sanatçıların 80’lerin sonu ve 90’ların başında milletvekillerinin aldığı maaşa yakın bir ücret alırken bugün ortalama bir buçuk ile iki asgari ücret arasında maaş aldığını ifade ediyor. Evci, yaşanan sıkıntıları şöyle özetliyor: “3600 ek göstergeye sahip olmalarına karşın bu göstergede var olan tazminat- ları olmadığı için emeklilikte ise ücretleri bugünkü asgari ücret düzeyine yakın bir raka- ma düşüyor. Bunun yanında Sanat Teknik Hizmetlerindeki 3600 ek göstergeli arkadaşla- rımızın ise durumları daha da vahim. Onlar bir asgari ücret karşılığında maaş alıyor ki aile yardımı almayanların maaşı asgari ücretin bile altında.
Bu durum sorgulandığında bakanlığın savunması “Onların ikramiyeleri var ama…” üzerinden oluyor. Oysa mesai saati gözetmeden geceli gündüzlü çalışan sanat emekçileri bu ikramiyeleri yoğun çalışmalarından dolayı alıyor. Kaldı ki bu tür yan ödemeler ilerleyen süreçte farklı sorunlar ortaya çıkarıyor. Teşvik ikramiyelerinin ödenmesiyle ilgili sık sık yeni kriterler konularak her geçen gün teşvik ikramiyesinin alınma şartlarını zorlaştıran bakanlık, maaşlar sorulduğunda sanki herkese sorgusuz sualsiz ikramiyeleri veriyormuşçasına bir açıklama yapıyor. Teşvik ikramiyelerini çeşitli gerekçelerle alamayan sanatçılarımız için sendikamızın açtığı davalar bunun delili olarak ortada.” Çözüm önerilerini sorduğumuzda ise, “TRT’deki sanatçılar hem ek gösterge bakımından bakanlık sanatçılarının önünde hem de ikramiye tartışması yaşamıyor. Bakanlığımızdan da ikramiyelerin maaşlara dâhil edilmesiyle ikramiye tartışmalarını bitirmeleri ve özlük hakları bakımından ülkenin sanatçılarına yakışan bir düzenleme getirmeleri bekleniyor” şeklinde yanıtlıyor.
Kurumlardaki kadro sıkıntılarının 4/B’li istihdamlarla çözülmeye çalışılmasının da ayrıca büyük bir sorun olarak kendini gösterdiğini belirten Evci, “Sanat kurumlarını yönetecek kişilerin yine o kurumdaki sanat emekçilerinin seçtiği sanatçılar olması dileğiyle, sanat karanlığı aydınlatır” diyerek sözlerini sonlandırıyor.