[İbrahim Tüzer’in Birgün’de yayımlanan söyleşisini okurlarımızla paylaşıyoruz.]
Simge Günsan’ın Macbeth Mutfakta isimli tek kişilik oyununda karakterlerin birçoğu menemen malzemelerinden oluşuyor. Sebze fiyatlarının pahalılığından yakınan Günsan, “Sanat, soğanla bile zor şu an” diye konuşuyor.
Tiyatro topluluğu Kadro Pa, tiyatro sanatçısı Simge Günsan’ın iki oyununa ev sahipliği yapıyor: Macbeth Mutfakta ve Lear Mutfakta. Günsan’ın tek kişilik oyunu bir Shakespeare uyarlaması olan “Macbeth Mutfakta” hem yurt içinde hem de yurt dışında sahnelendi, sahnelenmeye de devam ediyor. Mutfakta menemen yapımı sırasında sahnelenen oyun, aynı zamanda mutfak gereçleri ile Macbeth’in hikâyesini konu alıyor. Günsan, aynı zamanda Kubilay Karslıoğlu’nun yönettiği ”Lear Mutfakta” ile bir kez daha bir Shakespeare uyarlamasıyla karşımıza çıkıyor. Prömiyerini 24. İstanbul Tiyatro Festivali’nde çevrimiçi olarak yapan oyun şimdi sahnelerde. Günsan ile Ankara’daki oyun sonrası fuayede hem Lear Mutfakta’dan hem Macbeth Mutfakta’dan hem de obje tiyatrosu hakkında konuştuk.
Uzun süredir obje tiyatrosuyla karşımızdasınız. Bunu tercih etmenizin nedeni obje tiyatrosunun özel bir anlatım gücünün olması mı, yoksa kendinizi daha iyi ifade edebildiğiniz bir alan olması mı?
Kendi kendime oyun oynama konusunda çocukluğumdan epey tecrübeliydim aslında. Tesadüfen tercih ettiğim obje tiyatrosunun gücünü objelerle olan deneyimimden sonra fark ettim. Hikâyeler, gerçeklikten uzaklaşırmış gibi yapıp kalbime oturuyor. İnsan hiçbir hikâyeden kaçamıyor. Bu masal sarayda geçiyor, bu roman tarihi vs. diye düşünerek kendimizi oyun dışında bırakamıyoruz. Yeterince farklı ve çeşitli açılardan bakmayı başarınca koca koca tragedyalar ve destanlar minicik objelerle evin ve hayatın her köşesinde görünmeye başlıyor. Hikâyelere bir güzel tutunduktan sonra Shakespeare dünyasını temsilen menemen yapıyor, karakterleri mutfak eşyaları olarak görebiliyoruz.
MENEMEN ARTIK LÜKS OLDU
Macbeth Mutfakta oyununda karakterlerin birçoğu menemen, geri kalanları da mutfak malzemesiydi. Sebze fiyatlarının bu kadar yüksek olduğu bir süreçte karakterlerin sebzelerle vücut buluyor olması size pahalıya patlamıyor mu?
Sorma! Zamanının en ucuz prodüksiyonuna sahip Macbeth Mutfakta oyununun oyuncu kadrosunu yıllar önce on liraya alırdık. Lear Mutfakta oyununun malzemeleri ise şarküteri ürünlerinden oluşuyor. Şimdiki pahalılığını anlatmaya gerek yok biliyorsun. Başlangıçta Shakespeare’i yemekle buluşturmak, seçtiğimiz yemeğin samimiyetiyle evlerimizin sanatı gibiydi. Şimdi menemenin lüks olmasından korkar olduk. Oyunda kullandığımız objelerin imajı ve erişilebilirliği gün geçtikçe değişiyor. Sanat, soğanla bile zor şu an.
Kral Lear’ı günümüze uyarlarken neden bu oyunu seçtiniz? Bu oyunla ne anlatmak istediniz?
Oyunun kötü son ile bitiyor olması beni çok etkiliyor. Ama burada aşk hikâyelerindeki gibi ayrılığa sebep olan bir kara diken yok. Karakterlerin hepsi kendi hatalarının sorumlusu ve hayat o kadar kısa ki, bitiveriyor kavuşmadan, barışmadan. Hikâyeyi bilirsiniz, Kral Lear kızlarına kendisini ne kadar çok sevdiklerini soruyor. En küçük kızı dürüst ve gerçekçi bir cevap verince, Lear onu evlatlıktan reddediyor. Kimisi için bu hikâyede babasının duymak istediğini söylemeyip sonradan pişman olan bir kız, kimisi için ise kızını yanlış anlayıp sonradan pişman olan bir baba var. Hikâyedeki sonların hepsi çok acı, fakat amacımız mutsuz bir sonla insanları üzüp bırakmak değil, üzüldüğü nokta ile olgunlaşmasını düşündürmemiz. Oyunun yönetmeni Kubilay Karslıoğlu ile oyun konusunun evrenselliği, güncelliği ve yeniden yorumlanmasının seyircideki etkileri üzerine bol bol düşündük. Shakespeare trajedisini komik bir yapıda anlatırken, ona olan saygımızı hiç unutmayıp hep en ön planda tuttuk.
EN BÜYÜK ZORLUK SEYİRCİSİZLİK OLUR
Birçok bağımsız tiyatro maddi yetersizlikle boğuşuyor ve dayanışmaya çağırıyor. Aktif olarak oyunlarınıza devam ederken ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
Bir zorluk bir zorluğu götürüyor ve insan sevdiği işi yaparken, yapılabilir hale sokmak zorunda kalıyor. Bir mekân işletmediğim için bunu söylüyorum. Özel tiyatro salonlarının yaşadığı zorluklar karşısında biz şikâyet edemiyoruz, sıra bize gelmiyor. Özel salonların en büyük desteği olan seyircimizin de öncelikleri ne yazık ki temel ihtiyaçların pahalılığından dolayı değişiyor. En büyük zorluk seyircisizlik olur diye düşünüyorum. Salonlarla birlikte seyircimize de güç diliyorum.
Sizi yakın zamanda nerede izleyebiliriz?
Bu aydan sonra Ankara, Adana, İzmir ve İran turnelerimiz olacak.